29 Ekim 2012 Pazartesi

San Diego ve dönüş yolculuğu

Aslında San Diegodan önce ensenada adlı ufak bir meksika kasabasına uğramak zorunda kalmıştık amerikan yasalarından dolayı.Yasaya göre bir gemi amerikan limanından seyahate çıkmışsa,yabancı bir limanda durup,tekrar seyahatini bitirmesi gerekiyor.Neden böyle saçma bi yasa var,onuda bilmiyorum.

Şirket uçak biletini gecenin bir yarısına almıştı -ki bu güzel bişey-,2 aktarma şeklinde delta havayollarıyla gidecektim (bu güzel değil işte,atlanta ve new york aktarmalarıydı).Bagajım kesin kaybolur derken kaybolmamıştı (dumur olunan anlardan birisidir bu).Özellikle delta havayollarında çalişan elemana sormuştum abd dışı bagaj kaybetme oranınız nedir diye,o da %25 diye cevap vermişti.Kendilerini tebrik ediyorum buradan.

 ABDnin ender sevdigim yanlarından bir tanesi,uçuş saatiniz ne olursa olsun,istediginiz zaman bagajı uçaga verebilmeniz.Adamlar içinde önemli çünkü süper türk pasaportu sahibisin,bagajını kontrol edip kagıt bırakıyolar.Gemiden ayrılınca direk havaalanına yolladıklarını göz önüne alırsak,12 saat havaalanında beklemek yerine,şehri gezmek daha mantıklı.
 Bunun dışında,havaalanında bildigimiz check in kontuarları yok.Adamlar bilgisayar koymuşlar,ordan pasaportu makinada okutup,boarding pass'ı aliyosunuz,sonra bagajı veriyorsunuz adamlara.Lakin şöyle bişey var;
 Bölgesinin lideri olan(!) süper güç(!) ülkemin verdigi pasaportlar eski tip oldugundan dolayı makinada okunamiyor,vizeyi okutmak isteseniz bile sayfa normal pasaportlara göre büyük oldugundan dolayı makinaya sığmıyor.Ekstra ücret verip eski tip check in yaptırmak zorunda kaldım.75 doları ikinci bagaj için almasalardı daha iyi olacaktı ama.Havaalanında işim bittikten ve ekstra ücret için dosta güven,düşmana korku veren ülkeme sövdükten sonra şehrin keyfini çıkartmaya karar verdim.

 San Diego california eyaletinin en büyük 3. şehri (ilk ikisi Los angeles ve San francisco).Bu şehrin en önemli özelligi meksika sınırına 40 km uzaklıkta olması dolayısıyla,sınırın öte yanındaki tijuana ile ortak bir şehir merkezi oluşturmaları.San diego-tijuana sınırı dünyanın en yogun sınırı olarak geçiyor ayrıca.

 Bunun dışında San diego ABD'nin en yaşanılabilir şehri olarak görülüyor.Nedeni havanın sürekli sıcak olması ve kış dahil kısa kol-şortla gezebilmeniz.Ama yazın ortasında bile nemli olmadıgından dolayı gayet relax takılıyo burdaki arkadaşlar.Sürekli güneş var ayrica.

  Tarihsel olarak Kumeyaay adı verilen amerikan yerlilerinin toprağıyken,amerika-meksika savaşında amerikalılara verilir california eyaletiyle beraber.Kısa hikayesi bu şekilde.

 Liman bölgesi gayet güzel diyebilirim,gemiden hemen çıkınca 2 tane tarihsel gemiyi gezebilme şansınız oluyor (mürettebata beleş).






  Denizcilik müzeside ayni bölgede.










  İlginç bir detay,burada 2 tane sovyet denizaltısı mevcut.Biz gittigimizde ufak olanı gezilebiliyordu:

 Denizaltının içi ciddi manada dar,ayni koridordan 2 kişi yanyana yürüyemiyor kesinlikle.
Ayrica bir amerikan savaş gemiside mevcut:
  San Diegoda görülecek çok yer yok.En önemlileri dünyaca ünlü legoland,hayvanat bahçesi ve safari parkı.Bu 3 mekanda birbirinden tamamen zıt yerlerde oldugunda dolayı+uzaklık olarak *ebelerinin damında* olduklarından dolayı gitmedim.Toplu taşıma diye bişey yok çünkü.

 Naaptım?
Şehirde boş boş gezdim işte:




















  Abime iphone almak için apple store'a gitmem gerekiyodu,taksiye parayi bayıldık tabi,ama kontratsız modelinin daha çıkmadıgını ögrenince kös kös geri döndük.Ama apple store'un bulundugu alışveriş merkezi honoluludaki international market place tarzı bir mekandı.Açık hava yani.Bu konsepti ciddi anlamda çok beğendim,türkiyede çok tutar.

  Şehri beğendim,yaşanır.

Akşamüstü 7 gibi havaalanına geri dönüp,toplam 2 gün süren aktarmalarla istanbula vardım.

 Şimdi ne olacaktı?
Onuda yazicaz işte.Relax.

2 yorum:

  1. Yazı çok güzel fakat ufak bir düzeltme yapayım, San Diego San Francisco'dan daha büyük bir şehir: https://en.wikipedia.org/wiki/San_Diego

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      güzel bir düzeltme olmuş.SF'yi daha büyük zannederdim ben.
      saygılar

      Sil