31 Ekim 2012 Çarşamba

Litvanya hakkında bilinmesi gerekenler

Fi tarihinde facebooka yazmıştım,ordan copy paste yapip üstüne baya bişey eklicem.

Litvanya hakkında gerçekler,bilinmesi gerekenler;

1)Bu ufacık tefecik ülkede(3.2 milyon nüfus) 6 tane gsm operatörü mevcut.Sonuç mu?

saçma sapan bedava dakikalar (2500 dakika falan),aynı operatörle bedava mesajlaşma.Kontör bitince,son bir acil sms'i atabilme,vs.Litvanyadan türkiyeye sms atma 0.49 litas tutuyor,türkiyeden litvanyaya sms atma 1.50 lira.Aradaki farkı böyle anlayın işte.
2)Avrupada ilk 4G'yi deneyen ve getiren ülke.Bizimkiler 3gyi yeni teknoloji diye kakaladilar ya hani,o bakımdan yazayım dedim.

3)Para birimi Litas,1 euro=3.45 litas ediyor(sabit kur).Yiyecek vs. Trye göre %20 falan ucuz,ulaşım baya ucuz,elektronik tryle aşagı yukarı aynı.Telefonlar ucuz ama.Tekstil pahalı tr'ye göre.Hoş tekstilde arada bir baya güzel indirimler çıkıyor.
 Güncelleme:Adamlar euroya geçti lan dalga geçer gibi.Litas mitas yok artık.

4)Politikacılar aynı bizim gibi,çalma çırpma üzerine uzmanlaşmışlar.Lakin bu işi bizimkiler gibi açık seçik değil,gizli yaptıklarını söylüyor yaşayanlar.

5)Cumhurbaşkanı kadın,nokta.Burçlara inaniyosaniz,balık burcu.Gayette dominant bi tip.

6)Vilnius başkent,kaunas 2inci büyük şehir.

7)Çok soguk lan.Burnumun içindeki sümük donuyo dışarı çıkınca.

8)Kemikleşmiş bir ırkçı kesim mevcut (aha bizim mhp).Bu ırkçı kesim,özellikle yabancı erkeklere kıl,neden? kızlarını ellerinde aliyomuşuz.(adam olunda vodka içip içip sızmayin arkadaş).Kara kaşım sagolsun,5 km. öteden yabancı oldugumu anliyo çakallar.

9)Her yerde kadın var.Otobüs şöforü,berber,garson,bankacı,her meslek grubu kadınların yönetimi altında.Sadece tek erkegin oldugu otobüslere bindigimi bilirim.Erkekler nerde diye sorunca,muhtemelen içiyolardir diye cevap aliyosun.Bizdeki durumun tam tersi geçerli kadın erkek oranı konusunda.Kadın çekip çeviriyo evi.Özellikle üniversite seviyesinde ciddi bir kadın-erkek eşitsizligi mevcut.

10)Ruslarla ilgili herhangi bir laf söylemek,hayatınızın hatası olacaktır.Şaka yollu sende rus kanı vardır illaki dedim,hayatında trip atmamış hatunumdan tribin allahını yedim,memlekette hissettim kendimi yurdum hatunuyla.Bunu bütün dogu avrupa için genellerim.Ahada genelledim.Yapmayın.Ama çatır çatır ruslarla dalga geçebilirsiniz,ki kendileride geçiyolar mütemadiyen.Bide bunun dışında Lehlerlede dalga geçebilirsiniz.

11)Kebapçı yok,büfe tarzı kebapçılar var,onlarda kebap değil.Yerel yemekleri tadın,çok güzel orgazmik yiyecekler çıkıyor.Hayir patates agırlıklı değil.Bikaç tane yemek dışında,hemen hepsi bizim damak tadımıza uygun baya(en azından bana uygun).Şahsen sevdim.Pizza mekanları çok popüler.

12)Ülkenin kendisine ait çok ayri bir kültürü mevcut.45 sene sovyet egemenliginde kaldi diye orta asyadaki cumhuriyetler gibi başı ayri götü ayri oynayan bi yer haline gelmemiş.Bunu bütün baltıklar için söyleyebilirim,ahada söyledim.

13)Doğası güzel baya.Bütün kış paso yagmur yağıp,zerre güneş açmayinca böyle oluyor.

14)Yabancılara alışkın bir halk değil,çogu zaman asık suratla karşılandıgımı bilirim.Vilniusta uluslararası bir ortam yapmak için paso reklam yapiliyor,zencili posterler falan.

15)Toplu taşıma araçlarındaki tek yabancıysanız,bütün kızlar size bakar.1 değil,2 değil,her binişimde olunca,dedim ki böyle.Ayrica başka dilde konuşmaya başlayınca millet yine sana bakar.

16)30 yaş üstü kimse ingilizce bilmez,rusça bilir ama gıcık olduklarından onuda konuşmaz.Gençlerin çogu çok az ingilizce bilirim der,çatır çatır konuşur.Bu da ayri bi garipliktir ya,neyse.Bu bütün dogu avrupada böyle gerçi.

17)Tarihi binalar dışındaki binaların hepsinin dışını bok götürür,ama içine girince agzınız açık kalir.Bina yıkmanın prosedürü çokmuş,ondan böyleymiş.

18)Eşcinseller ve yahudiler sevilmez.Bu konuda eksi aldı benden.

19)Ufak bir kesim yurdum insanı üniversite okumaya gelmiş buraya,popüleritemiz(!) baya artmış sagolsunlar.Bunun dışında türkiyeden gelen işçi kesim var.Televizyonlarda sık sık karısını zorla türban takmaya zorlayan türk koca,karısını döven türk koca temalı haberleri izliyoruz.

20)En eski avrupa dillerinden birine sahiptir kendileri.Okunuşu ayrı değişik,harfleri ayri değişik.Lehçe kadar olmasada,zor be.Dilim dönmüyo şahsen.

21)Kaunas:Litvanyanın 2inci büyük şehri olan bu ufacık yer(300.000 nüfus),3 tane nehrin kesişim yerine
kurulmuştur.Bir süre ülkenin başkentide olmuştur.Vilniusla arasında çok ciddi bir kapışma oldugundan dolayı vilniusla pek karşılaştırılmaktan hoşlanmaz halkı.Tipik bir ortaçagdan kalma eski şehri de mevcuttur.Basketbol takımları arasındaki maç derbidir.Lakin kimse birbirine dalmaz maç öncesinde/sonrasında.Laisves ave. denilen istiklal caddesi tarzı bir caddesi vardir,genişlik olarak istiklalin 2 katı falandır.Lakin bu cadde hiçbir zaman dolmaz.Sağlı sollu ünlü markalar,heykeller,sanat galerileri falan süsler bu caddeyi.En sonunda da devasa bir katedralle biter.Cumartesileri bu caddeye baglanan ara caddelerdeki barlar vs. full dolar.
Suç oranı düşüktür baya,genelde içip içip ona buna sataşanlar olur.Zaten anlattım blogda detaylı olarak.

22)Litvan halkı sovyetlerin kendilerine miras bıraktıgı vodka kültürü sayesinde çok pis içer iskandinavlarla birlikte.Kadınlı-erkekli içmeye başladıkları anda durduramazsınız.Kafayi bulduklarında en kanka adam moduna girer hepsi.15-16 yaşlarında başlarlar içmeye.Türkiye standartlarındaki bir saglam içici bunların yanına yaklaşamaz.Sidik yarıştırmayın.Yapmayın bunu,rezil olursunuz,nokta.

23)Alkolizm problemdir,özellikle erkekler arasında.Bundan dolayı sokaklarda alkol içmek yasaktır.Ev yapımı biralar ünlüdür baya.En ünlü biralari Svyturys,ingilizce denizfeneri anlamına geliyor.Guinness dışında bira sevmedigimden dolayı denemedim kendisini ama deneyenler güzel oldugunu söylüyor.Okumayi denemeyin bile.

24)Gira isimli çok popüler bir içecek mevcuttur sınırları içerisinde.Tadı çok ciddi bir şekilde kolaya benzeyen bu içecek,aslında esmer veyahut çavdar ekmeginin mayalanmasıyla üretilir içine şeker katılır mayalanırken.Litvanya dışında Rusya ve eski dogu blogu ülkelerinde baya popülerdir.Alkollü ve alkolsüz çeşitleri mevcuttur (2si arasındaki tad farkını çözemedim,farketmiyor o yüzden).Bu içeceğin takma adı *komünist kolası*dır.Her doğu avrupa ülkesinde farklı bir adı var,ama komünist kolası diyince hepsi anliyo.Bu taktik işlemezse *kvas* diyebilirsiniz.Evde de yapilabiliyor bu içecek.

25)Hamur işlerini iyi kotarıyorlar,lakin börek kültürü yok.

26)Milli liderleri Vytautas adlı krallarıdır.1300lerin sonu-1400lerin başında Litvanya kralı olan bu eleman,mogol istilasının avrupa kolu olan altınordu kuvvetlerinin kıçına tekmeyi basmıştır.O zamanlar baya büyük bir alanı kontrol ediyormuş zaten.Erkeklere verilen popüler bir isimdir şu anda.

27)Litvanyanın rus azınlık dışında başka bir azınlık daha mevcuttur.Karay türkleri adı verilen bu kavim,Vytautas zamanında kırımdan litvanyaya gelmiştir.Aslen yahudi olan bu kavim,tevratin ilk halini esas aldıgından diğer yahudiler tarafından dışlanmışlardır.1400lerde litvanyaya gelip,vilnius ve trakai taraflarına yerleştirilen bu kavme,kendi dinlerini serbestçe yaşayabilme,dillerini konuşma serbestligi getirilmiştir.Şu an sadece litvanya içinde 20 aile kalmış.Diğer karaylar rusya-polonya ve diğer ülkelere göç etmiştir.Osmanlıda da yaşamışlar kendileri.

28)Karaylar litvanya mutfagına bazı türk yemeklerinide getirmişlerdir,Kıbın -ki trde bilinmez pek-,kuskus,dolma çeşitleri vs.

29)Ülkede var olan kemikleşmiş bir rus azınlık mevcuttur.Litvanlar bunları sevmez,bunlarda litvanları sevmez,öyle takılır giderler.Bu ruslar litvanca ögrenmemekte ısrar etmektedir.

30)Büyük şehirlerdeki yaşam ile,köylerdeki yaşam arasında çok ciddi farklar mevcuttur.Türkiyeyle çok benzerdir bu konuda.Köylere çok yatırım yapılmamıştır.Yollar hala topraktır mesela.

31)3.5 milyonluk ufacık bir ülke olmasına ragmen,çok fazla yerli üretim yapılır.Marketlerde AB malları bile çok gözükmez,alayı litvandır,çikolatasına kadar.Ürünlerde ingilizce açıklama aramayın,yok çünkü.Estonca,letonca,litvanca,rusça ve lehçe var.

32)Ülkede sanat baya önemlidir.Sokakta gezerken abuk bi yerde heykel görebilirsiniz.Otobüsle başka şehre giderken yolun ortasında başka bir şey olabilir.Şaşırmayın.

33)Ülkenin ortasından,en güneyine yolculuk 2.5 saat sürer.

34)Litvanya ordusu türk subaylar tarafından eğitilmektedir(tam emin değilim bundan).Askerlik gönüllülük esasına dayalı olup,isterse kadınlarda askere gidebilmektedir.1 senelik eğitimden sonra profesyonel asker olmak isteyip istemedigin sorulur.İyi para veriyorlarmiş diye söylüyorlar,5000 lt. falan ki 1500-2000 euro arası ediyor.

35)Topu topu 20 sene önce bağımsız olmuş bu ülkenin vatandaşları istedigi ülkeye elini kolunu sallayarak girebilmektedir.(Türkiyenin 2 katından fazla ülke,amerika falan dahil bunlara).Girdikleri ülkede terörist/potansiyel göçmen muamelesi görmemektedirler.Pasaport ücreti yaklaşık 80 euro olup,10 senelik verilir.(ah ah nerde o 400 liralik haraç).Hatta türkiyeye girerkende vize ücreti vermezler.1995'ten beri avrupaya serbest girebilmektedirler.Bizde *bölgemizin lideriyiz,ekonomimiz süper,avrupa batıyo,eski osmanlıyız* diye mastürbasyon yapıp,elçilik sıralarında bekleriz.

36)Litvanya dışında,İrlandada yaklaşık 300.000 litvan yaşamaktadır ki ciddi bir sayıdır bu.Krizden önce irlandanın patlayan ekonomisi çekici geldigi için yerleşmişlerdir.Şu anda litvan mahalleleri,okulları vs. mevcuttur irlandada.Aynı şeyi Birleşik krallık içinde söyleyebiliriz.

37)Bunun dışında norveç ve ukraynada da ciddi bir litvan nüfusu bulunur

38)AB ülkeleri hariç ülkenin kanka oldugu diğer ülke Gürcistandır.Nedenide gürcistan bağımsız oldugunda onları tanıyan ilk ülkenin litvanya olmasıdır.Bunun dışında iki ülke arasında yardımlaşma ciddi boyuttadır.Banada garip geldi evet.Bu dedigimi baltık ülkeleri için genelleyebiliriz.

39)Genelde insanları sessizdir.Otobüste,dolmuşta,restoranlarda çok konuşulmaz.(gerçi bu finlandiyada da var)Bu dedigim 2-3 shot votkadan sonra değişir.

40)Kadınlarının 30 yaşından sonra güzelliklerinin kalmadıgı kuyruklu bir yalandır.Yok öyle bişey.Gerçi bunlar slav mı onuda bilmiyorum ya,neyse.

41)Herhangi bir baltık ülkesine gittiginizde,güzellik skalanız güzel-çok güzel-çok çok güzel olarak değişir.

42)Millet olarak güzel giyiniyolar.Rüküş birini görmedim.

43)Ülke genelinde hamburger pek yenmez.Mcdonalds oldugu söyleniyor -ki daha görmedim-,birde kfc mevcut(kapandı şimdi).Bunun dışında finlandiya menşeli Hesburger mevcut,ki burger kinge,mcdonaldsa falan çok pis basar kalite bakımından.
 Kaunasta şu an topu topu 2 tane mcdonalds mevcut,2side şehir dışında.

44)Fazla domuz tüketiyolar.Lakin her restoranda domuz dışında daha başka seçeneklerde bulunur.Domuz takıntınız varsa gelmeyin -ki şahsen sevmem tadını-.

45)Et ürünleri genelde baya ucuz olsada,biftek saçma sapan pahalı,neden bilmiyorum.

46)AB'nin fonları sayesinde çok fazla inşaat,yol yapımı vs. mevcut.Lakin o fonların çogunu politikacılar yiyomuş.300.000 lt(100.000 euro)'ya umumi tuvalet yaptırıldıgını ve kimsenin bu tuvaletin neden bu kadar fazla tuttugunu bilmedigini ögrenince aklıma gemicik olayı geldi,evimde gibi hissettirdi birden.

47)Çok saglam bir wireless agı var bu ülkenin.TTnet wifi gibi bir hizmetleri mevcut,lakin bu hizmetin günlük bedeli 5 lt(1.50 euro falan),ve hızı fix 10mbtir.Şimdi aglayabilirsiniz.

48)Yaşlıların çogu dindar,gençlerin alayı dinsizdir.İstatistik sonucu en azından bu.

49)Tarihi boyunca sürekli başka devletler tarafından yönetilen litvan halkı,bunun çaresini çok içine kapanıp din/dil/kültürlerini koruyarak bulmuştur.Sovyet döneminde dilleri ve dinleri yasaklandıgı için(sibiryaya sürülenleri saymiyorum bile),dışarı dahada kapanmışlardır.Bunun etkisi hala devam eder.Bu bakımdan sovyet dönemini görmüş insanlar genelde dindardir.Gençler sallamaz.

50)Hıristiyanlıgı en geç kabul eden millettir.

51)Rusya baltık ülkelerine kıl oldugu için,3 baltık ülkesine en kazık fiyattan doğalgaz satar.Bu olayı putin başlattigi için,bütün litvan halkı putine ziyadesiyle kıldır.Kışın ısınmaya 200 lt(60 euro falan) ödüyolar bunun yüzünden.

52)1991'de bağımsızlıgını kazanan litvanya,1995te AB adayı(bize gümrük birliginin sokuldugu yıl değil mi bu?),2004te ab üyesi olmuştur.AB üyesi olduktan sonra yapılan ilk şey,sovyet dönemi binalarının yıkılıp yerine yenilerinin yapılması olmuştur.Lakin parkların birinde stalin heykeli var,neden bilmiyorum.İstisnasız bütün litvanlarin nefret ettigi tek insan Stalindir.

53)Klaipeda yazlık şehridir (izmir?).Baltık denizine olan bütün kıyı şeridini ufak tefek köyler vs. süsler.Lakin yazın bile baltık denizi soguktur türkiyeden gelen biri için.Yazin saçma sapan yagmur yagar ara sıra.Cruise gemileride uğrar klaipedaya(ufaklar tabi).Limanı tekrar yapacaklarmış büyük gemiler için.

54)Bütün litvanlar kışın deli gibi d vitamini hapı alır.Nedeni? Kışın güneş çıkmazda ondan.(bu olayı bütün kuzey ülkeleri için genelleyebiliriz)

55)Trafikte herkes kurallara uyar.Evet boş yolda yayalara yeşil yanana kadar bekliceksiniz.

56)Ufacık bir ülke olmasına ragmen,türkiyede oldugu gibi,kırsal kesimde yaşayanlar farklı bir litvanca konuşur.Bölgelere göre değişir bu ayrıca.

57)Çiftler evlendiginde,en yakın köprüye asma kilit takılır evliligimiz uzun sürsün diye.Lakin çogu boşanır.Boşanmaların %80ini kadınlar talep eder.Sebebide kocaların kocalık görevlerini yapmamasıdır.(istatistiklerden alınmadır bu da,nasıl anlarsanız artık kocalık görevini)

58)İnsanların gelir seviyesi para birimini türk lirasına çevirince türkiyeyle aşagı yukarı eşit çıkmaktadır.Lakin nasıl oldugunu bilmiyorum,gençler baya geziyor.

59)Kadınların yabancılara karşı genelde sıcak,erkeklerin baya soguk oldugunu söyleyebilirim.Gülümseyen erkege rastlamadım daha -servis eden personel dahil-.Soru soracaksanız kadınlara sorun.

60)Gelişmişlik seviyesi olarak Türkiye-Batı avrupa arası oldugunu söyleyebilirim.Eksikleri boldur ama batı avrupayla karşılaştırınca.

61)Ülkede eşcinseller (özellikle gayler)zerre sevilmez.Örnek vermek gerekirse;1-2 sene önce bütün dünyada gay yürüyüşleri yapıldı.İstanbuldaki yürüyüşte dokunan olmadı,vilniustaki yürüyüşte gayleri linç etmek isteyenleri polis zor durdurdu.Ha tabi türkiyedeki gibi gayleri sokak ortasında da vurmuyorlar öyle bi olay var.

62)Ülkede yaşayan leh bir azınlık var.Gel gör ki bu azınlık sürekli şikayet edip ülkenin polonyayla arasını açmakta.Ayni şekilde polonyada da litvan bir azınlık var.İki ülkenin arasında ciddi bir problem oluşturuyor azınlık konusu.Bu lehlerin kendi partisi mevcut mecliste ve köyleride var.Hatta bu köylerdeki tabelaları lehçeye çevirip,zılgıt yedikleri günleride görmüşler.

63)Vilniusta da kaunasta da gayet aktif bir gece hayatı vardır.İngilizce konusunda sıkıntı çekmezsiniz geneli genç oldugu için.2 shot votkadan sonra hepsi bülbül gibi konuşur.

64)İsveçten,italyada,ispanyadan falan erkekler gelir buraya kız tavlamak için(bak isveç diyorum,kız tavlamak diyorum).Bizim hatunlar umutlanmasın hiç,sizin italyanlar baltıklara gidiyo.

65)Üniversiteyi yurtdışında hemde ingilizce okumak isteyenler için okullar mevcut.Yıllık fiyatlarda ucuz baya(3500 euro falan).Ha tabi şöyle bi olay var,niye bir insan burada ingilizce üniversite okur o kısmı bilemem.Her türlü litvancayi ögrenmek zorundasınız çünkü.

66)Yurdum erkeklerinin popüler erasmus mekanlarından birisi(polonya birinci bu konuda).Nedenini açıklamama gerek yok zannedersem?

67)Ülkede sadece 2 tane süpermarket zinciri var.İki ve Maxima diye geçiyor.Ufak şehirlerde oraya özgü zincirlerde var tabi ama bütün ülkeyi kaplayan sadece 2 tane.Litvancada *iki* güle güle demek.Okunuşu türkçeden az farklı.

68)Nargile çok ünlü.Aşagı yukarı her evde nargile var ve internetten açık artırmayla satanlar var bunları.

69)Kehribari çok ünlü,bol ve ucuz.Genelde işlemiyorlar ama işlenmişleri pahalı.Bol olmasının sebebi milyonlarca yıl önce baltık denizinin orman olması ve cografi değişikliklerle çökmesi.Rusyadaki gibi sahte kehribar kakalamiyorlar ayrica.

70)En popüler yemeklerinden bir tanesi *dumplings* adı verilen bir çeşit mantı.2 türlü sunuluyor,fırında yapılmış ve suda kaynatılmış şekilde.Etinin nasıl olmasi gerektiginide seçebiliyorsunuz.Favori yiyeceklerim arasında kendisi.Yanında doğu bloku ülkelerine özgü *sour cream* adı verilen bir ekşi krema sunulur.Bu kremanin tadi tek başına bişey ifade etmesede,dumplingsle birleştiginde mide orgazmı yaşatmaktadır bünyeye.

Bunun dışında karay türklerine özgü 'kıbın'da mevcut.Domuz,koyun ve tavuk etinden yapiyorlar.

Diğer yemekler *ceburekai* ve *cepelinai*.Bir tanesi bildiginiz türk tipi gözleme (fast food tarzı satılıyor).Öbürüde bizim içli köftenin patatesten olan hali.Yine ekşi kremayla servis edilir bu,ağırdır mideye oturur.İsimleri okumaya çalişmayin.

Birde *beetroot soup* denilen soğuk bir çorba var.Kendisi hakkında bilgi vermicem çünkü dünyanın en tiksinç çorbası olmaya aday kendisi.Hakkaten çok kötü ama.

Gittigimiz bir misafirlikte sütlü makarna yemiştim.Bu litvan yemegi sayılır mı bilmem ama güzel bi tadı vardı(hiç öyle tiksinç gelmesin,güzeldi hakkaten).

Bunun dışında bir de *chicken broth* -tabi ingilizce ismi bu- adı verilen özellikle kışın yenilen bir tür çorba var.Basitçe anlatmak gerekirse kendisi tavuk suyunun baharat katılmış hali.Bazen bunun içinde tavukta koyuyorlar.Tadi gayet güzel.

Son olarakta genelde kahvaltıda yenilen *Zagareliai* adı verilen bir tür hamur işi var.Çok bi olayı yok aslında bunun,tatlı poğaça diyebiliriz.İçine bişey koymuyolar.

71)Ülkede çok popüler olan 'akropolis' adlı alışveriş merkezini türk bir firma yapmıştır.Hatta işçiler falanda türk.Mimari litvan bir adammış,ordan kurtarmış.Yoksa çirkin bir yapı olabilirdi rahat rahat.

72)Yaygın kanının aksine,litvanya vatandaşlarına *litvan* denir,*litvanyalı* değil.Nasıl ki almanya vatandaşlarına *almanlı* demiyorsak,bunlara da *litvanyalı* denmemesi gerekir.Ayni şey letonya,estonya ve finlandiya içinde geçerli.Finlandiya vatandaşlarınada *fin* denir mesela *finli* değil.Hani imla kurallarına falan dikkat eden birisi değilim ama bu tabir hakkaten yanlış.

73)Litvanlarin çok büyük çogunlugu milliyetçidir.Hiç haz etmedigim bir ideoloji oldugundan dolayı eksi puan veriyorum ülkeye.Bazıları göstermez (dogru diyalogları kurana kadar tabi) ama %95i milliyetçidir sonuçta.

74)Litvanyada bizdeki *ülkücü* veya *alperenler* gibi faşist bir grup vardır.Kendilerini 8.maddede genel olarak anlattım,detaya inicem şimdi.Genelde Panevezys(boşuna okumaya çalişmayin) şehrinde yaşarlar.Bu arkadaşları şöyle tanıyabilirsiniz:

-Sürekli spor salonuna giderler,hepsi hayvan gibi kaslıdır.

-Boksla uğraşırlar genelde.

-Hep eşofman giyerler.

-Saçlarını ya tam kel kestirirler yada yanlardan alırlar.Tam ortadan alıp yanları bırakanda gördüm.

-Kızlara insan gibi muamele etmezler genelde.Maçodurlar yani.Bizim hatunlar kendileriyle çok iyi anlaşabilir.

Litvanlar kendilerine *forsai* der.

Bu arkadaşlar eğer benim gibi litvan kız arkadaşınız varsa tehlikedir,şöyle oluyor bu;bunlar genelde 10-11 gibi içki içmeye başlarlar grup halinde.Eğer yabancı tipli bir elemanı kızın yanında gördülerse ilk önce laf atip,sonra takip etmeye başlarlar.Eğer *hacı ben bunları döverim siktir et ya* kafasında davranırsanız,işin sonu bıçaklanmaya kadar gider ve polis zerre bişey yapmaz bu konuda.Bikaç kere kendilerinden kaçmak zorunda kaldık.İşin iyi tarafı bunlar erken içmeye başladıgı için gece 1-2e kadar sızarlar,takılırsınız rahat rahat

Bunun dışında ülkede zengin turist arayan kızlarda var.Kendilerine *barakudas* deniliyor.Genelde yaptıkları şey turistlerin bol oldugu barlara gidip zengin bir adam ayarlamak,adamla bir gece geçirip bütün parasını çalip gitmek şeklinde oluyor.Kendileri genelde baya baya güzel(hoş çirkin var mı sormak lazım).Ayni olayın bir benzeri ukraynada da var,ama ukraynada bu kadınlar fahişe oluyor ve kadını bütün gece kiraladığınızda bu olaya giriyolar.Litvanyadakiler fahişe değil,tek gecelik ilişkiye girip parayı çalan şeklinde.Bu tür insanların var olmasının sebebi ülkenin yaşam standardının batı avrupa standartlarını yakalayamaması(ha bizden iyi yaşiyolar o ayrı).Bu tür kızların türkiye versiyonu *zengin koca arayanlar*.

75)Ülkede sürekli sabaha kadar süren çılgın partiler olur(özellikle cuma ve cumartesi).Türkiyedeki gibi eglenmek ateş pahası değil,ziyadesiyle ucuzdur.Basit bir örnek vermek gerekirse;bazı barların *herşey dahil* partileri olur -ki litvanlar bunu takip eder-,girişte 30 litas(9 euro falan) gibi bir para verirsiniz,bütün içki+yemekler buna dahil olur.Yemekten kastım ana yemek değil tabi.

Bunun dışında fiyatlar zaten 2-4 euro civarinda.Marmaristeki gibi votkaya 20 lira almiyolar yani.

Buna ek olarak,otobüsler gecede çalişir insanları evlerine götürmek için.Birisi İ.Melih mi dedi?

Ayrica barlarda hır gür çok olmaz,apaçi diye bişeyde yoktur ülkede zaten.Eğer kızları rahatsız eden birisini görüyosanız o türktür.Gerçekler böyle ne yazık ki.Bunu ben değil kızlar söylüyor.

76)Ülkede otobüs ve tramvayın aksine dolmuş sistemide bulunur (dumur oldunuz dimi?).Genelde büyük şehirlerin dışında kalan yerleşim yerleriyle şehir merkezi arasındaki ulaşım dolmuşlar vasıtasıyla sağlanır.Ama bunlar türkiyeyle kıyaslandıgında inanılmaz ufak ve karanlık,neden öyle bilmiyorum.Metro yok,metro yapacak büyüklükte şehirleri yok çünkü.

77)Diğer doğu bloku ülkeleri gibi litvanyada da yabancılara alışık bir ülke değil.Tarihi boyunca sürekli işgal altında oldugu için,yabancılara genelde şüpheyle yaklaşiliyor (özellikle kırsal kesimde).Ülkede yaşayan yabancı sayısı çok çok az.Yaşayanlarında büyük çogunlugu bir litvanla evli zaten.Bu dedigim gençler için geçerli değil,onlar gayet sıcak.Yani turist olarak gitmek yapılacak en mantıklı şey.

78)2000'li yıllarda turizm alanında Tallinn'in yaptigi atak çok etkilemiş bunları.Letonya ile birlikte sürekli reklam yapip turizm gelirlerini artırmaya çalişiyolar.Zaman içinde başarılı olacaklarını düşünüyorum.Trakai'de gördüğüm turistlerin çok büyük çogunlugu almandı mesela.

79)Konaklama batı avrupayla karşılaştırıldıgında *beleş*,ve kalite olarak ayni ayarda.Sürüyle hostel vs. bulabilirsiniz.

80)Global ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor(letonyada dahil buna).Zaten AB'ye girdikten sonra ekonomileri ciddi şekilde büyümüştü her sene,patlayacağı belliydi.Hükümet ciddi kemer sıkma politikaları uyguluyor,emeklilerin,devlette çalişanların vs. maaşları çok ciddi şekilde düştü bu yüzden.

81)AB'ye sonradan girdigi için bocalamakta şu an.Sosyal politikaları ve bürokrasisi batı avrupa seviyesine gelmedi daha.Hoş özellikle bürokrasi Tr'ye basiyor şu haliyle bile.Kuralcılık had safhada ve hiçbir şekilde esneklik yok.En basit örnegini litvanyadan schengen vizesi alirken görebilirsiniz,kalacağınız gün kadar ve tek girişli verilir.Arada kalmışlık var,zamanla düzeleceğini düşünüyorum.

82)Özellikle yargılanma sürecinde rüşvet geçiyor ülkede.Ama burdaki altın kural medyaya *yakalanmamanız*.Eğer yakalanırsanız agzınıza sıçılıyor gayet güzel bi şekilde.Bu sebepten dolayı daha öncede dedigim gibi,politikacılar parayi *gizli* yiyor.Bu ortaya çıktıgında sonraki dönem seçilemiyorlar çünkü.

83)Beni şaşırtan şey,bizdekinin aksine insanların çoğunun belli bir politik görüşü olmasıydı(özellikle gençler aktif).Genelde protesto yapmayıp,sonraki seçim döneminde politikacıların ağzına itinayla sıçıyorlar.Çok ciddi sorunlar oldugu zaman protesto yapiliyor(mesela kemer sıkma politikaları).Protesto yapıldıgı zaman polis biber gazı ve copla saldırmak yerine,sadece bekliyor(bunu hiç yakıştıramadım işte,hemen bizim polisimizle kontak kurmaları gerekiyor bu konuda).

84)Bir avrupa klasiği olarak ülkede action yok.Hiçbişey olmuyor adam gibi.Arada bir tecavüzcü falan çıkıyor ortaya,olmadi bizimkilerden birisi karısını falan dövüyo.Arada bir rusyayla diplomatik kriz falan çıkıyor(ruslar sallamiyo tabi).En azından batı avrupada fazla göçmen oldugu için onlara yüklenebiliyolarda,burada göçmen olmadigi için onuda yapamiyorlar.

85)Diğer avrupa ülkeleri gibi,litvanların gözünde türkiye *ucuz tatil mekanı*.15 günlük tatilleri 300 euroya falan yapabiliyo adamlar.

86)Bu adamlarin gıcık oldugu konu ülkelerinin kimse tarafından bilinmemesi(basketbol dışında).Avrupa içi dahil olmak üzere kimse litvanya nerde,neresidir haberi bile yok.Ülkeleri hakkında 1-2 şey söyleyince çok mutlu oluyolar.

87)Ülkenin milli sporu basketbol.Kaunas ve vilnius takımları arasındaki karşılaşmalar genelde *fener-galatasaray* karşılaşması tadında oluyor.Futbolu sallamiyorlar (burdan artı veriyorum kendilerine).Hakkaten yetenekliler ama basketbolda.Kavga vs. olmadıgı içinde gayet zevkli oluyor izlemesi.Uluslararası basketbol karşılaşmalarına giden kemik bir taraftar grubu var(türkiyeyede geldi bunlar).Bu grubun lideri sakallı bi tip,zaten kameramanda ona zoom yapiyodu paso.Elemanın adı *sekla*,herşeyi organize ediyor kendisi.Çok ünlü litvanyada.Kendisi şöyle bi tip:
 Davul çaliyo genelde maç sırasında.Favorilerimden bu arkadaş.

88)Wizzair ve diğer ucuz uçak şirketleri sayesinde avrupa içi ulaşım 20 euro falan tutuyor.Ülkenin küçük olması bu konuda problem yaratmiyo yani.

89)Litvanyanın litvanca ismi 'lietuva'dir ve yağmurlu ülke anlamına gelir.Hakkaten çok fazla yağmur yağar ama.Sonuç tabi güzel bir doğa oluyor.İsmi letonyayla çok karıştırılıyor genelde.

90)Litvancayla letonca arasında *türkçe-azerice* veyahut *fince-estonca* ilişkisine benzer bir ilişki mevcut.İki dil birbirine baya yakın,birbirlerinin dediklerini az buzda olsa anliyorlar.

91)Kadınların medeni haline göre soyadları değişiyor.Eğer bekarsa soyadı *aite,yte,iute* ile bitiyor.Evliyse *iene* ile bitiyor.Bir kadının evli mi bekar mi oldugunu ögrenmek için soyadını sormanız yeterli yani.Erkeklerde böyle bi olay yok.

92)Eğer erkekseniz ve adınız veyahut soyadınız sessiz harfle bitiyorsa,-as- eki alırsınız sonuna.Örnek olarak:Brad Pitt değil,Bradas Pittas.Eğer sesli harfle bitiyosa farklı bi eki vardi.Benim adım Tolga değilde,Tolguikas tarzi bişey oluyo.

93)Basit bazı kelimeleri yazayim.
 Labas=Selam (bu resmi olmayan versiyonu)
 Laba Diena=iyi günler(ayrica labas'ın resmi versiyonu bu)
 Labas rytas=günaydın
 Labas vakaras=iyi akşamlar
 Aciu=teşekkürler
 Prasom=rica ederim.Burdaki *s* ş gibi okunuyor.

Litvancada türkçede bulunmayan ama okunuşları bizim *ç,ş* gibi olan harfler bulunur.Bunlar şöyle:
č = türkçede Ç gibi okunur
ž = türkçede J gibi okunur
š = türkçede Ş gibi okunur.
Bunun dışında sürüyle değişik harf var tabi ama bizimle aynı olan bu 3ü.En popülerleride bunlar.

94)Şehirleri büyükten küçüge sıralarsak:
 -Vilnius
 -Kaunas
 -Klaipeda(liman şehri burasi,izmir gibi işte.Popüler yaz mekanları burda.Diğer şehirlerden farkı eski bir alman şehri olması)
 -Panevezys
 -Siauliai(burada çok popüler bir mezarlık var,mezarlık nasi popüler demeyin,bakın googledan)

95)Tarihine kısa bir özet geçerek bitiricem:
 -Ülkenin tarihi aslında 1200 yılında başliyor.Bundan önce bölgedeki kabileler birbiriyle savaştıgı için sayılmıyor tarihten.

 -1200 yılında 21 tane litvanya dükünün birbiriyle anlaşması sonucu litvanya düklüğü kurulur.
 -1250'li yıllarda teutonic şövalyelerinin litvanyanın diğer düşmanlıyla birlik olup baskı kurmasıyla hıristıyanlıgı kabul etmek zorunda kalırlar.Bu bana bizim nasıl islamiyeti kabul etmek *zorunda* kaldıgımızı hatırlattı ya,neyse o konuya girmeyelim.

 -13. yüzyıl boyunca altınordu devleti litvanyayi yakip yağmalar.

 -1300lü yılların başında dük Gediminas altın orduyu yöneten moğolların kıçına tekmeyi basar.

 -1500lü yıllarda ise litvanya düklüğü efsane kral vytautas döneminde sınırlarını karadenize kadar genişletir.Osmanlı ile sınır savaşları olur.Vytautas litvanyanın milli kahramanıdır ayrica.

 -Rönesans 16 ve 17. yüzyıllarda gelir.

 -Ayni dönemde ise Polonya-Litvanya federasyonu kurulur.Ufak bilgi olarak,2.viyana kuşatmasında osmanlı ordusunu arkadan vuran atlıların buradan geldigini söyleyebilirim.

-1700lerin sonunda Federasyonun parçalanmasıyla ülke rus imparatorlugunun egemenligi altına girer.

-1800lerin başında napolyon kısa bir süre içinde olsa litvanyayi ruslardan kurtarır.En nihayetinde ruslar yine ele geçirir gerçi.

-Napolyondan sonra ülke ayaklanır,ayaklanma bastırılır ve rus çarı 1.nikolay ülkeyi ruslaştırma politikasına başlar.Vilnius universitesi kapatılır bu dönemde.

-1860larda büyük bir kıtlık çıkar ülkede.Çogu litvan ABD'ye göç eder.

-Bolşevik isyanını fırsat bilen ülke almanyayla anlaşarak 1918de bağımsızlıgını ilan eder(bu tarih hala ülkenin resmi kuruluş tarihidir).Almanlar tabi litvanyanın kendi himayesi altında olmasını istediginden dolayı bağımsızlıgı bastırmak ister.Ülke birinci dünya savaşı bitene kadar alman kontrolünde kalır.Ülke 1940'a kadar bağımsızlıgını sürdürür.

-1940ta Stalin diğer baltık ülkeleriyle beraber litvanyayida işgal eder.İlk işgal o kadar baskıcı olmamasına karşın,Finler kış savaşında Sovyetlerin kıçına tekmeyi vurunca,stalin baltıklarında ayni şeyi yapmasından korkup baskıyı artırmıştır.

-1941de 1 hafta içinde naziler litvanyayı tekrar ele geçirir.Bunun sonucu ülkedeki hemen hemen bütün yahudilerin öldürülmesidir(%90i öldü).Halk almanları özgürlük savaşçıları olarak karşılamış ama gerçegi sonradan görmüşlerdir tabi.

-1944te ülke tekrar sovyetlerin kontrolüne girer.Ülkenin bütün ileri gelen aydınları siberyaya sürülür veya gulaglarda öldürülür.Deportlar başlar.Litvanca yasaklanır.Sovyetlerin ruslaştırma politikası had safhaya ulaşır.44 senelik sovyet egemenliginde 300.000 kişi siberyaya sürülür.3.5 milyon nüfusu olan bir ülke için çok büyük bir rakam bu.

-1988in ortalarında gorbacov'un politikaları destek görmeye başlar,bağımsızlık fikirleri bu zamanlarda ortaya çıkar.

-1989'da Tallinn'den Vilnius'a 600 kilometre boyunca insanlar el ele tutuşarak dünyaca ünlü *baltık yolu* adı verilen protestoyu düzenlerler.

-1990da ülke bağımsızlıgını ilan eder.Kontrolü ele geçirmeye çalişan sovyet ordusu şutlanır.
-1994'te Nato ve Avrupa Birligi için başvuruda bulunur.

-2002'de ilk önce Nato,sonra Avrupa Birligine davet edilir.2004te diğer doğu avrupa ülkeleriyle beraber tam üye olur.

 Çok kısa olmadı ama önemli tarihleri yazıverdim.

İyi okumalar.

Druskininkai-Litvanya

Tekrar kaunasi anlatip okuyanları sıkıntıdan boğmicam,onun yerine haftasonu kaçamağı yaptıgımız ufacık tefecik litvanya kasabası(adamlara göre şehir) olan Druskininkai'yi anlatıcam.

 Burası belarus ve polonya sınırına çok yakın bi yer.Nüfus 20.000 civari ve kaplıcalarıyla ünlü bi mekan,spa mekanı işte.Ayrica 2006da litvanyanın ilk su parkı burada açılmış.Litvanya genelinde oldugu gibi sovyetlerden önce yerleşik bir yahudi nüfusu varmış buranın.İbranice adı var zaten.Kaunastaki gibi nemunas nehri burdanda geçiyor.
 Turistlerin geneli yerli,ruslar bide diğer avrupa ülkelerinden gelenler.Ben gelen ilk türk olabilirim çok büyük ihtimal(kebapçı yok,ordan yola çıkarak söyledim).Bunun dışında zaten öyle aman aman turistik bi mekan değil.Sovyetler zamanında ve öncesinde çok fazla turist aliyormuş.

 Kaunastan 3 saatlik bir yolculuktan sonra varılıyor buraya.Litvanyanın kırsal kesimini beğendiğimden dolayı bikaç fotograf almayi unutmadım otobüsten:







 3 saatten sonra vardık,ama otobüs terminali şehir merkezine uzak oldugundan dolayı çevreyi az buz gezmeyi ihmal etmedik:








  Gittigimiz bu park benim şimdiye kadar hiçbir yerde görmedigim bir şeye sahipti.Fotograflar anlatsın:


 Bağımsız sanatçıların yaptıgı pagan heykelleri.
  Litvanyanın avrupada hıristiyanlıgı en son kabul eden ülke oldugu göz önünde bulundurulursa,bu heykellerin varlıgı normal kabul edilebilir,ama ülkenin genelinde başka bir yerde yok(bunu ben değil kız arkadaşım söylüyo).Çok değişik geldi ve çok beğendim.
  Şehirden genel fotograflar:








  Noel zamanı gittigimizden dolayı tabi ki de noel agacı vardı:
 Gece şöyle oluyor kendisi:
  Şehirde bir tane alışveriş merkezimsi bir mekan var,orada yapay kayak falanda yapabiliyosunuz(nasi oluyo sormayın,oluyo işte).

 Tabi ben ne yaptım ettim meksika/italyan lokantası buldum.


 Kışın gittigimden dolayı götüm başım dondu tabi.Ayrica güneşi 2 kere ya gördüm ya görmedim 18 gün boyunca.O bakımdan diyorum ki,dogu avrupaya kışın gitmeyin.Tabi havanın - bilmemkaç olması sokaktaki süper minili hatunları engellemedi.Nasi bişeyse arkadaş.
 Druskininkai'den sonra,kaunasta noeli kutladık -ki adamlar hakkaten çok güzel kutluyo,magandasız vs.-.Sonrada yurduma geliverdim işte.

 Ocak 2012'nin ortalarına doğru kontratım gelmişti.

Litvanyaya yolculuk

Airbaltic ile riga aktarmalı gidicektim vilniusa.Tabiki de abuk subuk diyaloglar döndü.
 İlk defa avrupa içi aktarma yapacağım için bavulların aktarılıp aktarılmayacağını bilmiyodum,bunu check in yaparken sordugumda görevli sanki ilk defa yurtdışına çıkıyomuşum gibi bi muhabbet geçti,kendisini tebrik ediyorum burdan.

 Aktarma arasında 2 saat mi ne vardi,rahat rahat yetişirim derken,uçak 45 dakika rötar yaptı,birde bunun üstünde riga havaalanı pasaport kontrolü öncesinde güvenlik kontrolünde geçirildik bölgesinin lideri türkiye vatandaşları olaraktan.Ayakkabıyı bile çıkarttırdılar o derece.
 Güvenlik kontrolünden sonra bomboş olan pasaport kontrole bakarkene,bi tane sarışın hatun vardı,doğu avrupalı erkeklerin sinir herifler,hatunlarında sıcak oldugunu bildigimden dolayı kendisine doğru yollandım.
 Böylece fantastik diyaloglara başlamış olduk:
Memur: Naapcan litvanyada?
Ben: Kız arkadaşımı görücem
Memur:Niye,türkiyede kız mı yok?
Ben:trip,kapris,şöyle böyle.Neden detaylı anlattıgımı bilmiyorum açıkçası,normal şartlar altında bu soru gayet kişisel ve cevaplanması gerekmeyen bir soru.Gel gör ki bölgesinin lideri,ekonominin süper oldugu,çok demokratik türkiye vatandaşı olunca,polise ters geçmek aktarmayı kaçırmama gayet rahat sebep olabilirdi.
Memur: (korkmuş bir şekilde) tamam,bizim hatunlar iyidir.Avrupa birligine hoşgeldin.
Ben:Sagol anam.

 Diyalog saçma sapan,ama yapcak bişey yok,böyle oldu.Bundan sonra erkek memura doğru yollanıcam.Yada kadının canı sıkılmışta olabilirdi.

 Pasaporttan sonra 15 dakika falan vardı sonraki uçagın kalkmasına,nasi koştugumu hatırlamiyorum.Gel gör ki o uçakta 30 dakika rötar yapınca,rahat rahat giriverdim.

 25 dakikalık bir yolculuktan sonra vilnius havaalanına varmış bulundum.
Şimdiye kadar gördüğüm en orijinal ve en küçük havaalanı diyebilirim.Gerçi gidiş bölümü tamamen farklı bir binaymiş.Bide pasaportsuz bavulu alip çatırt diye çıkmak güzel bi hismiş lan.

 Gecenin bi yarisi kimse yoktu tabi.Euroları Litasa bozdurdum ve hatunumla kaunasa doğru yollandım.

30 Ekim 2012 Salı

Yeni pasaport,Litvanya ve ABD vizeleri.A.k.a bürokrasi

Aslında 2 tane daha hawaii cruise'u yapip ülkeye geri dönmem gerekiyodu ama süper uber(!) amarigan sınır polisi belli zamanlarda gemiden çıkışa izin verdigi için erken dönmek zorunda kaldık memlekete.1 ay kadar.

 Normal şartlar altında kontrat bitmeden 2 ay önce müdürden return verification form diye bir kagıt almak ve onu doldurmak gerekiyor,eğer düzgün bi zamanda bunu yaparsan,gemiden ayrılırken sonraki gemiye ne zaman gideceğin falan söyleniyor.

 Gel gör ki kagıdı düzgün zamanda alip kontrat bitiminden 1 hafta önce veren bendeniz,yeni kontrat yerine babayı aldı.Tatilde scheduler denilen kontratları ayarlayan hatunla mailleşmem gerekiyordu yani.Bu da uzatmalı bir tatile neden oldu tabi.Hoş şikayet etmedim.

 Gelelim ne oldu,
Yeni pasaport almam gerekiyodu,450 liracık(!) bayılıp aldık,2 günde yolladılar ama hizmeti beğendim.Hoş 450 lirayi kime versem 2 günde yollardı lan,ufak çaplı servet aliyolar.
 En güzel tarafı bölgesinin lideri(!) olan biricik ülkemizin,asıl seyahat edilen bütün memleketlere vize gerektigini gözönüne alip 60 tane vize sayfası koyması.Kendilerine sempati duydum bu sebepten dolayı.Demekki istenirse kafalar çalişabiliyo dimi?

 Pasaportu aldık,hatunumlada buluşmam icap ederdi,naapacaktık?
İlk önce uçak bileti almak gerekiyodu.
Türkiyeden litvanyaya direk uçuş yok(thy açıcak falan diyolardı nooldu bilmiyorum).Ya lufhansa ile frankfurt aktarmalı gideceksiniz(alman pasaport polisine başka vize göstermem abi,o göt yok bende),yada airbaltic ile riga aktarmalı gideceksiniz(ha bu olur).Her iki türlüde gidiş dönüş 200 euro civari tutuyor.Thynin rigaya direk uçuşlarıda var,havaalanından vilnius veya kaunasa otobüs kalkiyor.Ben airbalticten aldım,bagajada extra 20 euro veriverdik.

Litvanya büyükelçiligine doğru yollandık tabi.
 Bilindigi üzere schengen vizesi bölgesinin lideri(!) olan türkiye vatandaşları için ilk ciddi sınav.Elçiliklerde çalişanlar kafasına göre red vermesiyle meşhur zaten.Ama bu dedigim popüler ülkelerin elçiliklerinde oldugundan dolayı çok kafama takmadım,belgeleri topladim ve yollandım elçilige.
 Burdaki ilk sıkıntı şu;türkiyede benim işimi yapan max.5 bin kişi falan oldugundan dolayı,elçilikler dahil kimse hangi belgelerin gerektigini bilmiyo.Sonuçta *vergi levhası bilmemne* falan amerikan şirketinde olmayan şeyler.Avantajı ise amerikan şirketinin otomatikman adamlara güven vermesi ve *bu herif bizim ülkede kalmaz* denilip vizenin verilmesi -ki en önemli olay adamların ülkesinde kalmayacağınızın garantisidir-.

 Belgeler şöyle:
-Pasaportların fotokopisi
-İlk kontratım ve fotokopisi
-Şirketten amerikan vizesi için yazı gelmişti,onuda götürdüm
-Banka hesapları
-Yalandan otel rezervasyonu
-Uçak bileti
-Maaş bordrosu
 Normal türk vatandaşına göre götürdüğüm belgeler baya az olsa bile,yarım kilo gelmişti,maşallah diyoruz.
Litvanya büyükelçiligi aslında apartman dairesi.Öyle vize memuru falan yok,randevu almakta yok(gerçi şimdi randevulu çalişiyolar),apartmanın önüne gelip konsolosluk bölümüne basiyorsunuz,kapıyı açıyolar.

 Konsolosluk bölümünün önüne gelince sizin gibi 3-4 kişiyle karşılaşiyosunuz (alayı erasmusa gitmek için başvuran yağız türk erkekleri,sürpriz!,gerçi ülkemizdeki duruma bakarsak adamlar haklı şimdi).

Güvenlik görevlisi belgeleri inceliyor,bu eleman türkçe bilmiyor,ingilizcesi yeterli seviyede.Belgelerin tam olduguna karar kıldıgında,belgelerle birlikte içeri geçip beklemenizi söylüyor,herkesi sırayla içeriye görüşmeye aliyorlar.

 Doğu avrupa klasigi olarak,bu kısım bürokrasi oldugundan dolayı yavaş.2 kişi için yarim saat bekliyorsunuz.Diğer elçiliklerin aksine,istersen 25inci vizeyi al,birebir görüşme yapiyorlar.
 Yarim saat sonra sıra bana geldi,girdim içeri.Konsolos odasına aldı (yok artık,direk konsolosla görüşüyosun),belgeler önünde,pasaportu makinaya okutup schengen bilgi sistemine gerekli bilgiyi girince muhabbet başladı adamla.Bu eleman tatar ve senden benden güzel türkçe konuşuyo (ajan oldugundan şüphelenmiştim hakkaten).

 Yine bir doğu avrupa gelenegi olarak adamlar çok kuralcı.Öyle italya gibi 10 günlük vizeye başvurup 6 aylık alma falan yok.Otel rezervasyonunun bittigi güne kadar tek girişli vize veriyo herifler.Daha önce alınan schengenler çok bişey ifade etmiyo ama daha önce alınan litvanya vizeleri önemli.

 Konsolosla muhabbetimiz gayet rahat geçti açıkçası.İşimle ilgili birkaç soru sorup,schengen başvuru formundaki *çoklu giriş*in üstünü çizip *tekli giriş* yapti,1 hafta sonra gelmemi söyledi.İstenirse kargoylada yolluyolar.Amerikan şirketi için çalişmak burda beni *potansiyel göçmen* sınıfından *paralı turist* sınıfına soktu direk.Nerden mi anladım?
 Banka hesap ekstresini istemedi,sorunca aldı adam.
 1 hafta sonra gittim aldım:

  Hatunumu görmeye hazırdım işte.Onuda anlatıcam zaten.

 Bunun dışında gelecek sene askerlik tecilinin biteceğini göz önüne alarak Amarigan turist vizesi almam gerekiyodu.Nasıl oldu? (alacaklara yardımcı olsun diye anlatiyorum)
 Aha şöyle oldu,
Daha önce yazdıgım gibi numarayi arayip randevu vs. aliyosunuz.Yine ds-160 formunu doldurup çıktısını almak gerekiyor ama C1-D vizesinin aksine B1/B2 alacaksınız,belgelerde ona göre.Şunları götürdüm:
 -Pasaport
 -İlk kontratım(bitmişti gerçi)
 -Maaş bordroları
 -Yalandan yapılmış uçak ve otel rezervasyonları

Adam bunların hiçbirine bakmadı,sadece neden gideceğimi sordu,bende askerligi uzatmak için gidicem diyince adamın kafası almadı 'neden türkiyede uzatmıyosun' diyince,bende 15 dakika anlatmak zorunda kaldım.Burda amarigan şirketi için çalişmak çok bişey ifade etmedi schengen gibi.
 Adam nerden bilsin bizde akla mantıga uymayan uygulamalar olduğunu?

Herneyse,açıklamalarımı inandırıcı bulunca (ki en önemli şey bu,dürüst olacan),hiçbi belgeye bakmadı,sistemde sorun var ama vizeyi onaylıyorum ups masasına gidebilirsin dedi.
 2 gün sonra yolladılar.
Standart bi prosedür olarak 10 senelik veriyolar (bu ülkeye göre değişiyor,türkiye için 10 sene)
 Aslında gelecek sene gidecektim askerligi uzatmak için,ama zamanım vardı zaten,erkenden alıverdim.

ABD vizesini aslında litvanyadan geldikten sonra aldım ama ayni başlık altında olsun diye yaziverdik işte.

 İstikamet neresi?
Tekrardan kaunas.

29 Ekim 2012 Pazartesi

San Diego ve dönüş yolculuğu

Aslında San Diegodan önce ensenada adlı ufak bir meksika kasabasına uğramak zorunda kalmıştık amerikan yasalarından dolayı.Yasaya göre bir gemi amerikan limanından seyahate çıkmışsa,yabancı bir limanda durup,tekrar seyahatini bitirmesi gerekiyor.Neden böyle saçma bi yasa var,onuda bilmiyorum.

Şirket uçak biletini gecenin bir yarısına almıştı -ki bu güzel bişey-,2 aktarma şeklinde delta havayollarıyla gidecektim (bu güzel değil işte,atlanta ve new york aktarmalarıydı).Bagajım kesin kaybolur derken kaybolmamıştı (dumur olunan anlardan birisidir bu).Özellikle delta havayollarında çalişan elemana sormuştum abd dışı bagaj kaybetme oranınız nedir diye,o da %25 diye cevap vermişti.Kendilerini tebrik ediyorum buradan.

 ABDnin ender sevdigim yanlarından bir tanesi,uçuş saatiniz ne olursa olsun,istediginiz zaman bagajı uçaga verebilmeniz.Adamlar içinde önemli çünkü süper türk pasaportu sahibisin,bagajını kontrol edip kagıt bırakıyolar.Gemiden ayrılınca direk havaalanına yolladıklarını göz önüne alırsak,12 saat havaalanında beklemek yerine,şehri gezmek daha mantıklı.
 Bunun dışında,havaalanında bildigimiz check in kontuarları yok.Adamlar bilgisayar koymuşlar,ordan pasaportu makinada okutup,boarding pass'ı aliyosunuz,sonra bagajı veriyorsunuz adamlara.Lakin şöyle bişey var;
 Bölgesinin lideri olan(!) süper güç(!) ülkemin verdigi pasaportlar eski tip oldugundan dolayı makinada okunamiyor,vizeyi okutmak isteseniz bile sayfa normal pasaportlara göre büyük oldugundan dolayı makinaya sığmıyor.Ekstra ücret verip eski tip check in yaptırmak zorunda kaldım.75 doları ikinci bagaj için almasalardı daha iyi olacaktı ama.Havaalanında işim bittikten ve ekstra ücret için dosta güven,düşmana korku veren ülkeme sövdükten sonra şehrin keyfini çıkartmaya karar verdim.

 San Diego california eyaletinin en büyük 3. şehri (ilk ikisi Los angeles ve San francisco).Bu şehrin en önemli özelligi meksika sınırına 40 km uzaklıkta olması dolayısıyla,sınırın öte yanındaki tijuana ile ortak bir şehir merkezi oluşturmaları.San diego-tijuana sınırı dünyanın en yogun sınırı olarak geçiyor ayrıca.

 Bunun dışında San diego ABD'nin en yaşanılabilir şehri olarak görülüyor.Nedeni havanın sürekli sıcak olması ve kış dahil kısa kol-şortla gezebilmeniz.Ama yazın ortasında bile nemli olmadıgından dolayı gayet relax takılıyo burdaki arkadaşlar.Sürekli güneş var ayrica.

  Tarihsel olarak Kumeyaay adı verilen amerikan yerlilerinin toprağıyken,amerika-meksika savaşında amerikalılara verilir california eyaletiyle beraber.Kısa hikayesi bu şekilde.

 Liman bölgesi gayet güzel diyebilirim,gemiden hemen çıkınca 2 tane tarihsel gemiyi gezebilme şansınız oluyor (mürettebata beleş).






  Denizcilik müzeside ayni bölgede.










  İlginç bir detay,burada 2 tane sovyet denizaltısı mevcut.Biz gittigimizde ufak olanı gezilebiliyordu:

 Denizaltının içi ciddi manada dar,ayni koridordan 2 kişi yanyana yürüyemiyor kesinlikle.
Ayrica bir amerikan savaş gemiside mevcut:
  San Diegoda görülecek çok yer yok.En önemlileri dünyaca ünlü legoland,hayvanat bahçesi ve safari parkı.Bu 3 mekanda birbirinden tamamen zıt yerlerde oldugunda dolayı+uzaklık olarak *ebelerinin damında* olduklarından dolayı gitmedim.Toplu taşıma diye bişey yok çünkü.

 Naaptım?
Şehirde boş boş gezdim işte:




















  Abime iphone almak için apple store'a gitmem gerekiyodu,taksiye parayi bayıldık tabi,ama kontratsız modelinin daha çıkmadıgını ögrenince kös kös geri döndük.Ama apple store'un bulundugu alışveriş merkezi honoluludaki international market place tarzı bir mekandı.Açık hava yani.Bu konsepti ciddi anlamda çok beğendim,türkiyede çok tutar.

  Şehri beğendim,yaşanır.

Akşamüstü 7 gibi havaalanına geri dönüp,toplam 2 gün süren aktarmalarla istanbula vardım.

 Şimdi ne olacaktı?
Onuda yazicaz işte.Relax.