27 Temmuz 2016 Çarşamba

Cruise'da nasıl çalışılır,adım adım rehber karşınızda(Türkiyede tek!)

 Şimdi darbe girişimi olduktan sonra zikir getirerek,tekbirle falan demokrasi(!) getirecek(iranda gördük bunları 40 sene önce,evet) şahısların fazlalığını görünce,insanlar(özellikle eğitimliler) bu aralar baya bi *lan nasıl kaçarız,bunlar götümüzü kesecek* diye düşünmeye başladılar.
 Biz yıllar önce dedik canlarım benim,siz dinlemediniz.Tarih tekerrür eder;Sivasta otel yakan,ülkedeki gayrimüslimleri zorla terketmeye zorlayan tiplerin sırf yıl 2016 diye,ellerinde *akıllı* telefon var diye değişeceklerini zannetmek biraz fantastik oluyor.Sıradakiler sizsiniz,bilginiz olsun,artık ne yaparsanız.

Neyse,durum böyle olunca,bende bir amme hizmeti yapayım,geçici bir çözüm(kalıcılığı size bağlı) olan *Cruise'a nasıl gidilir* adlı rehberimi paylaşayım dedim.

 Türkiyedeki tek rehberdir,bu da böyle bilinsin.

 Cruise sektörü nasıl yürür?
Valla bu sorunun cevabı basit;sömürüyle tabi ki.Yani afrika tarzı sömürüden tabi ki bahsetmiyoruz ama yüksek pozisyonlar(ve staff) dışında genelde batılılar olmaz ve cruise şirketleri batılıları düşük pozisyona almaz.Yani Royal caribbean'da Amerikalı garson göremezsiniz ama Kanadalı otel müdürü görürsünüz.
 Yani yazılı olmayan bir kast sistemi mevcut hafifinden.Yani 1 haftalık karayip cruise'unu 300 dolara satan bir şirket gemide amerikalı çalıştırarak bunu satamaz,çünkü amerikalı(veya batılı) çalıştırıldığında,vermesi gereken belli bir miktar vardır.
 Ne yapar?
Kendi ülkesinde 300 dolara çalışan filipinliyi getirir,1000 dolar(ve üstü) verir,çalıştırır.Filipinli de inanılmaz mutlu olur,25 30 sene bunlarla çalışır,gıkı bile çıkmaz.Yani *win win* pozisyonu mevcut.
 Tabi ki her sektörde olduğu gibi bu sektörde de mobbing,para vermeden fazla mesai yaptırma,falan filan tarzı sömürü mevcut.Aradaki fark,akıllı olanların bunu kanıtlayıp,şirketi mahkemeye vermesi halinde milyon dolarlık tazminatlar kazanması.Hatta amerikada bunu yapan denizcilik avukatları var.
 Yani Kast sistemi şöyle:
-Garsonlar-kat hizmetleri-temizlikçiler vs.(yani mürettebat pozisyonu):Endonezya,Filipinler,Çin,azda olsa doğu avrupa,az da olsa Türkiye,Hindistan vs.
-Resepsiyonist,Mağaza elemanı,fotoğrafçılar,kumarhane,Spa vs(yani staff pozisyonu):Karayiplerden gelenler,az buz Türkiye,baya bir doğu avrupa,ingiliz,kanadalı,avustralyalı,vs.Bence en güzel pozisyonlardır ve rahattır.
-Otel müdürü,yeme içme müdürü,kaptan,başmühendis vs.(officer pozisyonu):Bunlar *senior management* kadrosu.Çok yüksek çoğunluk batılıdır ama köprü tayfasında yunan çok gördüm.Ender de olsa hintli,türk falan çıkıyor.Genelde ciddi tecrübeniz yok ise,bu pozisyonları alamazsınız ilk kontratta.

 Cruise'da çalışmak için başvurmadan önce şunların sizde olması gerek:
-Akıcı bir ingilizce:Upper intermediate seviyesi uygundur.Özellikle düzgün konuşmanız ve söyleneni anlamanız gerek.
-İstenilen pozisyonla alakalı tecrübe:Cruise'un 5 yıldızlı bir otel olduğunu unutmamak gerek.Bundan dolayı şirketler 5 yıldızlı bir otelde en az 2 senelik tecrübe ister.Ha bu tecrübe Mağazalar,fotografçılar,spa'da çalışanlar,casino'cular falan için gerekli değildir,onların kriterleri ayrı.
-Sağlam bir Göt:Yani özgüven diyoruz buna biz.Minimum 6 ay aileden uzak kalacaksınız,pozisyona göre günde 10 saate kadar çalışmanız gerekecek,odanızı minimum 1 kişiyle daha paylaşacaksınız(4 kişilik odalarda var),Yapay bir hayatınız olacak(buna daha sonra değinicem detaylı),öyle *ay ben yaprak sarma istedim,evimi özledim* diyince cart diye gidemeyeceksiniz.Bunlara da eyvallah demeniz gerek.
 -Emir alma:Gemi dediğimiz şey aslında askerlikten çokta farklı olan birşey değildir.Kaptan hariç herkes birilerinden *emir* alır.Hoş buna emir değil de,*politically correct* manyağı batılılar tarafından *istek* denir.Yani eğer garsonsanız şef garson size emir verir,restoran müdürü verir,otel müdürü verir falan filan.Yapmanız gereken şey ise hiç soru sormayarak bu emirleri uygulamaktır.Eğer yanlışsa bu,zaten sizin kafanız yanmaz,size emir verenin başı yanar.
 Lakin eğer verilen emri bilmiyorsanız,bunuda sormanız gerek.Yani adam *5.kattan tabakları al gel* dediğinde,eğer tabakların yerini bilmiyorsanız,sormanız gerekir.Bilmeden yanlış yaparsanız zılgıtı yersiniz,zaten üstünüz de *e sorsaydın* der.
 Bu olay önemli.
 Belli bir pozisyona/tecrübeye gelene kadar gıkınız çıkmayacak yani.Hatta ilk birkaç ay sizden tecrübelilerde size emir verebilir.
 Düzen askeriyeyle benzerdir yani.
Ben tam tersini yapıyodum ilk geldiğimde,siz yapmayın diye söylüyorum.
 -21 yaşında olmak:Ne yazık ki MSC ve Costa hariç,her gemide çalışmak için en az 21 yaşında olmanız gerek.ABD ile alakalı bir kural bu.
 -En az Lise mezunu olmak:Bunun açıklamama gerek yok.Üniversite diploması sallanmaz çok.Ha diyorsanız ben IT'ciyim,onun olayı farklı tabi.
 -Irkçı/ayrımcı olmamak:Bu da önemli.Oda arkadaşın perulu olabilir,zimbabveli olabilir,gay olabilir,hatta transeksüel bile olabilir.Ayrım yaparsan direk atılırsın.

 Buradaki maddelerden ilk 2'siyle *21yaş* kısmı ve *ırkçı olmama* kısmı zorunludur,diğerlerini benim düşüncelerimdir,bilinsin.

 Cruise şirketine nasıl başvurulur?
Yukarıda yazanlar var ise,sonraki aşama başvuru.Şimdi bu şirketlerin binlerce elemanı olduğu için her saniye yüzlerce CV geldiği için,akıllıca bir hareket yapıp dünyayı bölgelere ayırıp,her bölge(veya ülke) için ayri bir ajans'ı yetkilendiriyor şirketler.
 Yani şöyle;
Mesela siz ingilterede yaşıyosunuz,gemide çalışmak istiyosanız,İngilteredeki bir ajansa(manning agency denir)başvuruyorsunuz.İlk görüşmeyi onlar yapar,eğer seçilirseniz size şirketin elemanının yapacağı iş görüşmesi hakkında bilgi verir,vs vs.
 Yani ilk önce ajansın ikna edilmesi gerekir.Şirketlerde ajansların yolladığı listelere göre topluca iş görüşmesi yaparlar ve elemanları alırlar.

 Yani adım adım açıklayayım:
-Ajansa başvurma:Her ajans belli şirketlerle çalışır.Türkiyede ise Miray international bu işe bakıyor,websitesi şu:
 https://www.facebook.com/miray.int
 http://www.mirayint.com/
Ayrica *sultan cruise* mevcut,nehir gemileri için:
 http://sultancruise.com/

 Bu arkadaşları arayıp,bilgi alıyorsunuz ve sizi ön mülakattan geçiriyorlar.Ayrıca hiçbir ajansa tek kuruş para VERMİYORSUNUZ.Yasaktır,ajanslar yolladıkları elemanlara göre cruise şirketinden para alırlar.Yalnız bu elemanların en az 1 kontrat bitirmesi gerektiği için,ajanslar elemanlarını sağlam seçmeye çalışır.

 Bazı şirketler ise online başvuru alır,bunu havuza atar,belli bir zaman geçince seçilirsiniz falan filan.Bu iş baya uzun,greencard başvurusu gibi birşey.

 -Gemi Şirketiyle iş görüşmesi:Ön mülakat geçildiğinde,yılda belli aylarda şirketin ana merkezinden bir eleman gelir ve toplu iş görüşmesi yapar.Ajansınızın bu elemanın kararına etki etmesi söz konusu olamaz(duruma göre biraz ısrar edilebilir,tamamen sizin ajansla ilişkinize falan bağlı).Sonuçlar genelde 1 haftaya belli olur(tahminim).
 Bazı ipuçları:
-Eğer müşteriyle direk ilişki de olacağınız bir pozisyon(garson,satış elemanı,resepsiyonist vs) için başvurduysanız,altın kural şudur:
 GÜLÜMSEYİN!
Amerikada altın kuraldır bu eğer hizmet sektöründeyseniz.Sahte veya değil,gülümsemek zorundasınız,içten olursa +1 alırsınız.
-İşverene soru sorun:Ben ilk işimi böyle aldım evet.Cevabını internetten bulabildiğim soruları bile sordum,hatta 10 dakikada bir parmak kaldırıp soru sordum.Odada benden başka soran olmadığı için,işveren beni hatırladı,çatırt diye de aldım işi.Eğer şirket amerikan şirketiyse,bunu yapın,pişman olmazsınız.Sonuçta soru sormak o şirketle ilgili olduğunuzu gösterecektir.

 -Evrak hazırlama:İşi aldıktan sonra ajansınız zaten gerekli herşeyi söyleyecek,ama ben bazılarını yazayım:
 -Pasaport:Basın parayı,10 senelik alın.3 günde geliyor.Nasıl alındığını falan yazmama gerek yok sanırım?

 -Sabıka kaydı:Bunun ingilizce alınması gerek.Ankara için konuşursam adliye sarayında vermiyorlar,kızılayda ufak bir mekan var oradan alınıyor.İnternetten araştırıverin.

 -Sağlık Raporu:Sadece belli hastanelerden alınabilen *gemide çalışabilir bu,raad olun* tarzı bir rapor.Kontrolden geçirip verirler,öyle laga luga bir kontrol değil.Genelde 2 senelik olur.

 -Gemiadamı cüzdanı:Bunu her şirket istemeyebilir,zaten ajansınız söyleyecek.Eğer isterlerse denize kıyısı olan herhangi bir yerden alabilirsiniz.İstanbul inanılmaz kalabalık,izmire,marmarise falan bakın derim.1 ay kursa gidiyorsunuz STCW almak için,daha sonra sınava giriyorsunuz,1 aya falan çıkıyor.Duruma göre farklı ülkenin gemiadamı cüzdanını almak zorunda kalabilirsiniz,ajans zaten hallediyor bunları,gerekli bilgileri de vermekle yükümlü.
 Biraz zaman alır cüzdan almak.Parası da var tabi.

 -Kontratın gelmesi,biraz daha evrak ve gidiş:Belli bir süre sonra(ki genelde 6 aya kadar uzayabilir) kontratlar gelmeye başlar.Kontrat geldiği zaman,%95 ABD büyükelçiliğiyle sevişmeniz gerekecek.
 C1D vizesi Cruise çalışanları için olarak üretilmiş özel bir vize olup,C1(mürettebat) ve D(transit) vizelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş bir vize türüdür.5 senelik verilir ve iş kontratı olmadan ABD'ye GİREMEZSİNİZ.Bakarlar pasaportta kontrata.
 Bu noktadan itibaren ABD elçiliğinden randevu alınması,formların falan doldurulması gerek ki onu da basit bir google araştırmasıyla bulabilirsiniz,yazmıcam çünkü.
 Yanınızda sadece pasaport,şirketten gelen bütün evraklar(kontrat,şirket yazısı falan filan),vize için doldurulmuş başvuru formu ve dekont götürülmesi gerek.Schengendeki gibi yok banka hesabı,yok tapu falan götürmeye kalkmayın,gerek yok,sorulmuyor.Vize görevlisi kontratta cevabı olan soruları sorar;genelde *şu limandan mi binicen? ilk kontratın mı?* vs tarzı.Basit yani.
 Buradaki güzellik şu,C1D vizesi ile aynı anda B1/B2(turistik)'ye de başvurabiliyorsunuz ve ikisi aynı anda veriliyor.Lakin çift vize ücreti ödemek lazım.
 C1-D vizesi 5 sene(ülkeye göre değişir,Türkiye için 5 sene),B1/B2 ise 10 senelik verilir.B1/B2 ile ülkeye kafanıza göre giriş çıkış yapabilirsiniz.C1-D vizesi ile gemiden çıktıktan sonra maksimum 29 gün ABD'de kalabilirsiniz.

 C1-D vizesi gemiye ABD'den binmeseniz bile alınması ZORUNLU olan bir vizedir.

 Bunun dışında gemiye avrupadan binilecekse,Schengen alınması için gerekli belgeleri şirket yollar,gidilecek ülke için evraklar farklılık gösterebiliyor ama turistik vizeye nazaran çok az evrakla(banka hesabı falan yok) vize alırsınız.Uzun süreli vize de verilebilir(istenmesi halinde).

 Ayrica bazi şirketler Avustralya gemici vizesi de istiyorlar(bunu almak zorunda kaldım,evet).Bu internetten alınabilen ve 3 senelik olan çok basit birşey.Avustralyanın göçmenlik sitesinde bulunabilir detayları.İnternetten başvuruyosunuz,bir süre sonra şirket yazısı isteniyor,onu yollayip maile gelen vizeyle gidiyosunuz.Ha havadan giremiyorsunuz,onun için çatır çatır para verip bir de transit vize almanız gerek.
 Avustralya vizeleri pasaporta işlenmez,söyleyeyim.

 Terörist falan olmadığınız sürece,şirket yazısıyla red almanız imkansıza yakın,söyleyeyim.

-Uçak bileti-otel rezervasyonu:Bu konuda her şirketin farklı bir kuralı var.Büyük çoğunluk için konuşursam,ilk uçak biletini siz ödüyorsunuz,otel rezervasyonu şirketten(genelde gemiye binmeden 1 gün önce gidilir,yatılır),kontratınızı başarıyla bitirirseniz,sonraki uçak biletlerini ödemiyorsunuz.Bu ödeme olayı da genelde her ay maaştan kesinti şeklinde oluyor.Ajansa sorulması gerek.

-Eee bavul hazırlıcaz?
 Bu en kolay kısım(yada en zor,ben alıştığımdan dolayı).Gemide size gereken en en EN önemli şey iç çamaşırı ve çorap.Ne kadar çok iç çamaşırı ve çorap koyarsanız,o kadar rahat edersiniz.Sebepleri:
 1)O çorap çalınır,teki kaybolur:Geminin ilk kurallarından birisidir.Kontrat başlangıcında 15 çift çorapla giden,10 çiftle döner.
 2)İç çamaşırı çalınır:Özellikle kadınlar için geçerli.Eğer çamaşırı makineye atip,*ya ben takılıyım 45 dakka sonra biter,gelirim* derseniz,o sütyenlerden bir tanesi çalınır,tangalardan 2 tanesi gider.Fetişistler gırladır yani.
 Bunun dışında gidilen destinasyona göre adaptör(amerikan/ingiliz vs. prizleri için),telefon,laptop,içi film/dizi vs. dolu bir harddisk,ilk 1-2 hafta yetecek şampuan/duş jeli(1 litreliklerden falan almayın,gereksiz),mayo(banko karayiplerde olacaksınız zaten),birkaç tane havlu(genelde verilir ama ne olur ne olmaz) götürülmesi elzemdir.
 Karaya çıkmak içinde birkaç tane şort,tshirt falan götürülmesi gerekiyor ama bunları abartmayın.Pozisyonla alakalı olarak bazen günlerce dışarı çıkamayabiliyosunuz.
 2 çiftten fazla ayakkabı önermiyorum(gidilen yere ve mevsime göre değişir),2 çift terlik öneriyorum bir tanesi kapalı olması kaydıyla.Kapalı olan gemideki personel alanlarında,açık olan dışarıda giyilecek şekilde.
 20 kiloyu aşmamaya özen gösterin.Denizci biletleri genelde 2 bavula izin verse de,o bavullar kalacağınız odaya sığmayacak baştan söyleyeyim.
 Bunun dışında gitmeden önce ajanstan teyit alın uniforma konusunda.Şirketlerin hepsi üniforma verir ama beyaz gömlek giymek zorunda kalırsanız,onu siz getireceksiniz.
 Çok önemli not:Yanınıza alacağınız çantada şirketten gelen evrakların olması gerekiyor.Bavul kaybolursa ve evraklar uçağa verdiğiniz bavuldaysa,gemiye giremezsiniz,kontratınız başlamadan eve şutlanırsınız.Yani pasaport,gemiadamı cüzdanı,şirketten gelen kontrat,sağlık raporu falan vs.yi güzelce dosyalayıp,sırt çantasına koyun ve bavula vermeyin.

 -E tamam ben limana vardım,gemiye bindim,noolcak şimdi?
 Personel farklı kapıdan girer,müşterilerin sırasına girmeyin bile.Bunu öğrenmek için halihazırda limandaki terminalde görevli olan gemi personeline soru sorabilirsiniz,söyleyeceklerdir.Bazı şirketler(özellikle MSC ve Costa) sizi havaalanından elemanlarıyla alıp,otele bırakıp,sabah otelden alıp,gemiye götürdükleri için,bunlarla uğraşmazsınız.
 Gemiye binince kalabalığı takip etmeniz kafi.Personel ofisine(crew office) gidilip kayıt yaptırılır,gemi kimliği alınır-pasaport verilir,bundan sonra amirinizi çağırırlar,sizinle o ilgilenir bundan sonra.
 Kabin gösterilir,oda arkadaşıyla tanışırsınız(ki her soruyu ona sorun bence),gemiyi gezdirirler falan filan.Oryantasyon yani.
 Gemide ilk 1 ay güvenlik eğitimleriyle geçer.Genelde her limanda yapılır ama 1-2 saatten fazla olmaz bunlar.Eğitim bittikten sonrada quiz tarzı birşey olur,3 kere geçemezseniz eve yollarlar pozisyon farketmeksizin.Toplanma alanları gösterilir,yangın söndürme tüpleri nerdedir,bunların çeşitleri nedir,ilkyardım eğitimi,can botları(lifeboat) nerdedir,can yelekleri nasıl kullanılır,kalabalık nasıl yönetilir vs. tarzı eğitimler olacak ve bunların bazılarını bitirince sertifika verecekler,o sertifikayı SAKLAYIN.

 Gemideki en önemli şey GÜVENLİKTİR.Pozisyonunuzla,yaptığınız işle alakasız olarak herkesin öncelikli görevi güvenliği sağlamaktır.Bu unutulmasın,unutulursa nahoş bir şekilde hatırlatırlar.

-Kariyer nasıl yapıcaz?
Valla bu da size bağlı.Gemiye ilk gelip,3 ayda müdür yardımcısı olan da tanıdım,25 senedir sadece garson olan da.Buradaki kural işinizi öğrenip mümkün olduğu kadar minimum hata ile yapmanızdır.Belli bir süre sonra zaten ya siz terfi istersiniz,ya sonraki kontratınızda otomatik terfi gelir,ya da amiriniz söyler.Her terfi için eğitim gerekir ayrıca.
 Yüksek pozisyonlar için yıllarca çalışmanız gerekir(10 yıldan fazla).Lakin bu pozisyonlara erişildiğinde geçinme sorunu olmaz,karaya geri dönüldüğünde iş bulma sorunu olmaz,vs vs.
 Eğer hakikaten başarılı bir elemansanız,şirketin merkez ofisinde işe başlayabilirsiniz.Bu da otomatikmen ya amerikaya,ya ingiltereye,veya geminin merkez ofisi nerdeyse(%90 miami) oraya göçmek ve full time çalışan olmak şeklinde oluyor.Yapan tanıdıklarım var.
 Bazıları ise belli bir kariyer yaptıktan sonra bırakır kendi işini kurar.Bkz.Miamide restoran işine girip,kısa zamanda paranın gözüne vurup Kanada da zincir yapmaya başlayan restoran müdürü abimiz(adını unuttum valla).


-Püf noktalar nedir?
Bu da hayati önemli bir konu.İnsanlarla iyi geçinmeye çalışın,sinirlendiğinizde bağırmayın,*ass licking* dediğimiz göt yalamayı yapmayın,amirlerle iyi geçinin(departman farketmeksizin).Gemideki bağlantılar kontratınızın boktan mı,süper mi geçeceğiyle doğrudan alakalıdır.İnsanların sizi severse(özellikle güç sahibi kişiler),yetkilerini gayet güzel kullanabileceğini unutmayın.Özellikle kadınlar bu konuda çok daha şanslı çünkü yetkisi olanların %90'i erkek.Artık gerisi manipülasyon yeteneğinize kalmış.

-Gemideki oluşumlar nelerdir?
Hadi ben oluşum diyerek nazikleştirdim,asıl olay *mafyalaşma*dır.Her gemide mevcut olup,genelde belli bölgelerden gelen insanların birlikte olup,bazen yasadışı işler çevirmesi durumuna *mafya* denir.Başlıca mafyalar:
 -Filipino Mafia:Adı üstünde filipinlerden gelen kişilerin hepsi birbirini tanır ve yardım eder(rütbe farketmeksizin).Bu mafyaya filipinli bir hatun/erkekle takılıp,veya size servis/hizmet eden kişilere insan muamelesi göstererek katılabilirsiniz.Genelde odanızı temizleyenler,kahvenizi servis edenler falan filipinli olur ve batılılar bunlara insan muamelesi yapmazlar.Çok basit,sıcak bir muhabbetle kontrat boyunca beleşe kahve alabilir,çamaşırlarınızı beleşe temizletebilir(aylık hafif bir bahşiş karşılığı,olmadı promosyon ürün hediye ederek),genel olarak hayatınızı kolaylaştırabilirsiniz.Sonuçta bu insanlar zararsızdır hakikaten.
 Filipinlerin bağımsızlık günü kutlamaları efsane olup,her hafta en az 1 kere bar'ı kapatıp karaoke yapar bunlar,kaçınız.
 Not:Aralarından çok tatlı hatunlar çıkıyor.Hele ki benim gibi ufak tefek seviyosanız.
 -Indonesian Mafia:Endonezya mafyası.Filipinlilerle aşağı yukarı aynıdır.%90'i Bali'den gelir,arada müslümanlar çıkabilir(ismine bakınız),direk kanka olabilirsiniz.Bu iki mafyayla iyi geçinmek hayatınızı çok kolaylaştırır.
 -Balkan Mafyası:Eski Yugoslavyadan gelen herkestir bu.20 sene önce birbirine dalan insanlar,gemide can ciğer kuzu sarması olurlar(lan o zaman niye savaştınız?).Türklerle ilişkileri *nefret ve aşk* şeklinde oluyor ama rahat anlaştığımız kişiler genelde.Bunların mafyası çok etkin değildir ama gemiye göre beleş masaj,saç kesimi vs. gibi yararları olabilir.Etkin oldukları departmanlara bakmak gerek.
 -Latino Mafia:Hah,en sevdiğim.İspanyolca/Portekizce konuşulan her ülkeden gelen kişiler bu mafyanın içindedir otomatikman.Latino geceleri yaparlar salsalı,her türlü atraksiyonda bu mafyanın elindedir.Doğaları itibariyla gayet rahat iletişim kurulabilir.Gemide sıkça kullanılan *paisano* kelimesinin sahibidirler.
 Paisano ispanyolcada *hemşehrim* tarzı bir anlam taşır.Yani bir sırp,bir hırvata *paisano* der çünkü aynı dili konuşurlar.
 Bir erkek olarak diyebilirim ki,o *latin kalçası* denilen şey gerçek,bilinsin.Ha hatunlar biraz delidir.
 Erkekleri de ağır flörtözdür,kafa adamlardır,severiz.
 -İngiliz Mafyası:En en en tehlikelileri bunlar.Hatta genişletip *batılı mafyası* diyebiliriz.Batılılar kendilerini korurlar genelde ve içlerine girilmesi zordur.
 İngiliz mafyasından korunmak için,ingiltereyi eleştiren hiçbirşey söylenmemesi gerekir.Çok çok basit şeyler olsa bile.Yoksa başınız çok ağrır.Özellikle kadınlardan uzak durulması önerilir.
 -Caribbean Mafya:Karayip adalarından gelenlerin mafyası.Valla bir olaylarını görmedim,geneli Jamaikalıdır.Relax,rahat adamlardır,genelde personel bar'ında *jamaicans chillin* adlı bir köşede *chilling* dedikleri *sülalem raad panpa* modunda takılırlar.Arada bir karayip müzikleri gecesi olur o kadar.
 Hani ırk ayrımı yok,bir beyaz olarak gayet rahat takılınabilir.
Bu mafyadaki erkeklerin görevi gemideki batılı beyaz çalışanları düdüklemektir.
Gayet tatlı hatunlar çıkabiliyor,önyargılı olmayınız derim erkekler için.
 -Hint Mafyası:Bu hintliler değişik insanlar.Hindistandaki kadın-erkek ilişkileri Türkiye gibi Afrika seviyesinde(taciz/tecavüz olayları,erkeğin kadına bakışı,kadının yeri vs.) olduğu için,bunlar kadınları etkilemek adına baya baya manyak gibi dans etmek gibi bir taktik geliştirmişler.Hoş bunun sebepleri arasında gece kulüplerinin amiyane tabirle *sausage fest* olması da olabilir.Hindistan bağımsızlık günleri filipinler gibi efsane geçer,toplanıp manyakça dans ederler(seyretmesi çok keyiflidir),tek tükte aralarında kadın görmüşlüğüm vardır.

 Bunların dışında her gemide belli bir sayıya sahip olan belli milliyetler mafya oluşturabilir.Mesela güney afrika mafyası,mauritius mafyası vs.

 -Aşk-Meşk olayları nasıl?
Bu da önemli konulardan bir tanesi.Daha önce yazdığım gibi,gemide her türden insan mevcut ve ayrımcılık kesinlikle yasaktır.Filipinli ladyboylardan tut,dindar İŞİD sakallı gay araplara kadar her türlü insan aynı çatı altında yaşıyor.Bundan dolayı açık görüşlü olun.
 Şimdi şöyle bir durum var aşk meşk konusunda.Genelde gemideki ilişkiler uzun sürmez.Yani taraflardan birisinin kontratı bitene kadar sürer,sonra anı olarak kalır.Uzun süren ilişkiler genelde aynı şirkette ve departmanda çalışan ve sonraki kontratlarında aynı gemiye düşebilen kişiler tarafından sürdürülüyor,şirketlerde buna uygun düzenlemeler yapabiliyor.
 Amerikalı bir blog yazarı da cruise hakkında yazarken bir cümlesi vardı *everyone bangs everyone on the ship*,yani herkes birbirine girer gemide.Şöyle bir durum var açıklanması gereken;
 Gemi hayatı yapaydır.Yani öyle sabah kalktığınızda kuş sesi falan olmaz,çoğunlukla pencereniz bile olmaz,güneşi falan göremezsiniz odanızdan.Bunun dışında belli bir yalnızlık hissi,karada yaşanılan olayları kaçırmak,*hayat akıyor ben mal gibi denizdeyim* hissi falan olabiliyor.Bunlar olduğu için insanlar yanlarında kendilerini anlayan insanlar istiyor ki,kontratları rahat geçsin.
 Yani gemideki duygusal ilişkiler çoğunlukla *modifiye* edilmiş seks arkadaşlığıdır.Ayrılırken bazen ağlanır o kadar.
 Bunun dışında *karadaki ilişki* ve *gemideki ilişki* ayrımı vardır.Bu şöyle birşey yani;*gemide olan gemide kalır*.Pratik olarak anlatırsam,karada sevgilisi olan insanlar,evli olanlar falan gayet rahat gemide ilişki kurarlar(tabi ki karadaki sevgilileri bunu bilmez),bu da bilinir herkes tarafından.Hatta taraflardan birisinin sevgilisi gemiye geliyorsa,gemideki sevgilisi direk *tanımama* numarası çeker.
 Özellikle MSC'deki İtalyan officerlar bunu çok yapar ama evrensel bir kural gibidir bu gemi hayatında.
Şahsen 5 senelik ilişkim bitince yapmama kararı vermeme rağmen,bende birkaç kere bu ağa düştüm(şeytan tüyü olan kadınlar diyelim).Şimdi kariyer değiştirince öyle birşey olmayacağından dolayı,kafa rahat.Yani ben başlarsam birine duygusal olarak bağlanırım,sonra üzülürüm falan,hiç kalp kırılmasına gerek yok.
 Bunun dışında partilerde olan herşey partilerde kalır.Kim kimin odasında uyanmış,ne yapmış,bunlar ertesi gün sorulmaz.Olmuş bitmiştir yani.Zaten herkes bilir.Sonuçta lise hayatı gibidir gemi,herkes herkesin ne yaptığını bilir.
 Neyse,
Hemcinslerime uyarı yapayım;Bir kadın *ben tecavüze uğradım,bu yaptı* yalanıyla sizi direk gemiden attırabilir.Çok dikkatli olunuz,özellikle şerefsizlikleriyle ünlü ingiliz/amerikalı kadınlara bulaşmayınız.
 Ha müşterilerle herhangi bir ilişkiye girmekte yasaktır.Gerçi yapan var ama tehlikesi büyük,uğraşmayın.İhbar ederlerse sorgusuz sualsiz atılırsınız.
 Ayrica manyak gibi sarhoşta olmayın.Corona 50 cent olabilir,adabınızla için,rastgele içki testini geçemezseniz,yine sorgusuz sualsiz atılırsınız,hatta uçak parasını da size ödetirler.


 Şimdi bazı şirketleri anlatıcam:
MAĞAZA DEPARTMANI:

 1)Starboard Cruise Services:
Websitesi:http://www.starboardcruise.com/home/
 Türkiyeye en yakın Ajanslar:
-RIV Agency
P.O. Box 61
Koper 6000, Slovenia
+386 4 173 90 11
Email: info@riv.si

-Job Selection
Str. Alexandru Odobescu nr. 9
500271 Brasov, Romania
+40 268 314 314
Email: recrutare@jobselection.ro
Website: http://www.jobselection.ro
Bu arkadaşlar aranıp,bilgi alınabilir.
 Starboard benim ilk şirketimdi(1-2 sene Türkiyede kaldılar,balıma oradan girdim ben de).Mağazalar konusunda dünyanın en büyüğü olup,milyar dolarlık kar yaparlar her sene.Louis vittonun sahibi olduğu 80 küsür gemideki mağazaları işleten bir şirkettir.
 Lakin bu şirkete girmek çok zor değildir(bkz.yukarıdaki ipuçları).İşi öğretirler,parası çok iyi değildir(1500 doları çok zor geçer aylık),birbirinden ayrı pozisyonları ve uzmanlık alanları vardır(kuyumcu,lüks butik müdürü vs vs) ve ciddi eğitimleri de mevcuttur.
 Gemiye ilk gidiş için gereken uçak biletini siz verirsiniz,daha sonra koy götüme şeklinde olur.
Not:Eğer karada lüks bir mağazada müdürlük tecrübeniz var ise,bu şirketin *fast track shop manager* programı ile,eğitimden geçerek direk müdür olarak başlayabilirsiniz.
 Maaşlar elden verilmez,*ocean pay* adı verilen dünyada heryerde kullanılabilen banka kartı tarzı bir karta yüklenir,oradan çekersiniz veya western union ile atarsınız banka hesabınıza.
 Maaş:500 dolar(2 kontratta bir 15 dolar artar,evet şaka gibi)+komisyondur.Komisyonlarla beraber en aşağı ortalama 1000-1200 doları bulursunuz aylık.Müdürler para manyağıdır,en önemli şey para yapmaktır,söyleyeyim.
 Limanda çalışmazsınız ekstrem durumlar dışında.Bu şu demektir ki,denizde geçen günler dışında akşam 5te-6da falan işe başlarsınız,12 gibi bitirirsiniz.
 Kontratlar minimum 6 ay olup uzatılabilir,tatil genelde 2 aydır.
Bunun dışında eğer Starboard'a alındıysanız,bunların belli *division*ları vardır.Yani royal caribbean gemileri ayrı divisiondadır,celebrity ayrı,costa ayrı vs.Bunlardan birine verirler sizi ve diğer division'a geçmeniz istisnalar dışında çok zordur.
  Çoğu gemisi için gemiadamı cüzdanı gerekmez.Bu da güzel bir bonusudur aslında bu şirketin.

 2)Harding Brothers Retail:
Starboard'un en büyük rakibi Bristol merkezli bu şirket aslında bir aile şirketidir ve iş hayatına *kasap* olarak başlamışlardır(hala da onu farklı bir şirket aracılığıyla yürütüyolar).
 Websitesi:http://www.hardingretail.co.uk/
Ajanslar:Türkiye için yok,internetten başvuruyorsunuz,48 saat içinde cevap geliyor.İş görüşmeleri genelde skype yada telefon aracılığıyla olur.Tecrübeniz varsa direk kuyumcu olarakta başvurabilirsiniz.
  En son Starboarddan carnival'in 18 gemisini alarak beni bile şaşırttı bunlar ama carnival para yapmıyormuş,bunu öğrenmiş olduk.Sahibi *Neil Harding* şirketi kardeşleriyle yönetir.Starboarddaki gibi division yoktur.Yani ilk kontratınızı *queen mary*de yapip,sonraki kontrat 4 yıldızlı *thomson* gemilerine gidebilirsiniz.
 Genelde İngiliz gemileri bunlardadır.Cunard,P&O,Thomson gibi.Bunların dışında ultra lüks,7 yıldızlı gemilerde var bunlarda ama siz TC vatandaşı olarak oralara gidemeyeceksiniz,unutun.
 Irkçılıkları meşhurdur.
En büyük avantajı ajansla falan uğraşmadan,işe alınabilmenizdir.Starboarddan farklı olarak satış tecrübesi istenmeyebiliyor(öğretmen birisi girdi mesela).Lakin gemiadamı cüzdanı çıkartıp,ekstradan ingiltere gemiadamı cüzdanı almanız gerek,şirket gerekenleri söylüyor zaten.Ayrica ingilizlerin sevdiğim özelliği *gerektiğinden 1 dakika daha fazla işte kalmama* sağolsun,gerekenden 1 dakika fazla çalışmazsınız.Rahatlarına düşkün oldukları için ekstrem durumlar dışında limanda da çalışmazsınız(ben 8 ayda 2 kere çalıştım mesela).
 Maaş:693 Pound+Komisyon.Maaş elden verilir(ingiltere banka hesabınız varsa ona yatırılır).Kuyumcuların ekstra komisyonu vardır(ki güzel bir rakamdır).Ben kuyumcu olarak 1200 pounddan fazlasını görmedim.Standart satış elemanları 800 900 pound civari alırlar yıllık ama bazı gemiler manyağa bağlayıp ciddi paralar yapabiliyor.
 Kontrat:Minimum 6 ay,maksimum 9 ay yapabilirsiniz.Ben 9 ay yaptım,tavsiye etmem.Tatil ise karmaşık,şirketle hallediliyor.Yani 3 hafta da tatil yapabilirsiniz,6 ay da.

 3)Mediterranean Shipping Cruises(MSC): 
Benim ikinci şirketim ve hayal kırıklığı olan bu şirket baya baya boktan aslında.Royal caribbean gibi bir düzene sahip olmak istiyorlar ama çekirdek *sokaktaki mahmut abi* olunca,ortaya garip mutasyonlar çıkıyor.Düzensizlik,kaos vs. gibi.
 Websitesi:https://www.careers.msccruises.com/#/
Ajansta kullanılabilir.
 MSC'yi diğer şirketlerden ayıran en önemli şey aşağı yukarı bütün otel operasyonlarının aynı şirket bünyesinden yönetilmesi.Yani resepsiyonda MSC'nin,mağazalarda.
 Merkezi Cenevrededir ama özellikle italyada ofisleri mevcut.Aslen Sorrento'lu bir aile şirketidir sonuçta MSC.
 Mağazalar için konuşursam:
 Maaş:Dolara geçtiler,önceden euroydu.Hatırladığım kadarıyla 780 dolar maaş ve komisyon.Komisyonlar ise diğer şirketlerden farklı olarak *yüzde* şeklindedir.Yaptığınız paraya göre %1-2-3-4-5 alırsınız.MSC bu konuda inanılmaz dengesiz,900 dolarda olabiliyor alınan para,2500 dolarda.
 Kontrat:Minimum 7 ay.
Genelde limanlarda çalışılır,paso envanter yapıp birşeyleri sayarsınız.Öyle starboard veya hardingdeki gibi kafanıza göre dışarı çıkmayı unutun.
 Diğer şirketlerin aksine bunlarda baya Faslı bulunur,kültür ve yaşantı olarak amerikan şirketlerinden baya farklıdır.
 İtalyan erkeği tandansı olan hatunlarımızın başvurması gereken şirkettir.
Bence en güzel tarafı *gala* gecesinde ortalığın fashion show haline dönüşmesidir.*Ya bu hatunu dün barda gördüm,bildiğin tipsizdi* dediğiniz kişiler *abov* şeklinde çıkar.
 Spa'da da ciddi miktarda Kübalı çalışır,bu konuda da özel MSC.
Gelmeden önce İtalyanca öğrenilmesi önerilir.İngilizce resmi dil olmasına rağmen gemide,açıkçası hayatını kolaylaştırmak isteyenin İtalyanca öğrenmesi zorunlu gibi bişey.

 4)Flagship Retail Services:
Çok garip bir şirket.Neden garip çünkü ne websitesi var ne de bir bilgi.Bildiğim kadarıyla sadece NCL(Norwegian cruise line)'de aktifler ve *dufry* denilen büyük bir duty free şirketinin yan sanayisi şeklinde takılıyolar.
Daha da garip bir şekilde Starboard'da çalışmış olan kimseyi almıyorlar.
 Tek bulduğum websitesi şu: http://www.jobselection.ro/assistant-shop-manager-onboard-cruise-ships-flagship-retail-services-inc/
 Rumen bir ajanstan.

FOTOĞRAFÇILAR:

 -The Image Group:
Bunlar Fotoğrafçı alan bir şirket.
Websitesi: http://www.image.com/team#join
Maaş:Arkadaşların söylediği 1000 dolar civarıydı.
 Fotoğrafçıların mağaza çalışanlarından farkı,limanlarda da çalışmaları ve mağazayı açmaları.Sebebi ise fotoğraf sattıkları için *duty free* olayından bağımsızlar.
 Başka da birşey bilmiyorum açıkçası.

 -Ocean Images:
Başka bir fotoğrafçı alan şirket.Lakin bunlar daha ufak gemilerde çalışıyorlar.Image group genelde büyük amerikan gemilerinde etkin.
 Websitesi: http://www.ocean-images.com
 Maaş:Image ile aynı

-Trans-Ocean Photos:
Websitesi: http://www.transoceanphotos.com/home.html

-The Ship's Photographer:
Websitesi: http://www.theshipsphotographer.com/careers.html
 Sadece P&O ve Cunard'da bu arkadaşlar var.

-Paragon Pixels:
Websitesi: http://www.paragonpixels.com/
 Sadece ultra lüks Crystal Cruise'da çalışıyorlar.

-Colorbox Cruise:
Websitesi: http://www.colorbox.co.uk/cruise/index.html#.V5bkHzXsGTs
 Sadece Thomson,Saga,Louis(adı değişti,artık celestyal) ve Voyages of Discovery şirketleriyle çalışıyorlar.

SPA:

 Steiner Leisure:
Bu arkadaşlar aşağı yukarı bütün gemilerdeki *spa*'yi yönetiyorlar.
Websitesi: https://www.theonboardspa.com/
Maaş:Maaş yok,direk %10 komisyon.Duyduklarım 2500-3000 dolar civarı.Lakin kaldığınız odaya para veriyorsunuz(günde 2 dolar mıydı neydi).
 Erkekler genelde *fitness instructor*,*berber* vs. pozisyonlarındalar.Kadınlar bilinen kuaför,masör vs. pozisyonunda.
 Bunlar (d)İngiliz.
Ağır çalışırlar ama söyleyeyim.Öyle limanda kapatma falan yok.Ama *staff* kategorisinde en iyi paralar bunlardadır.

 CanyonRanch Spa:
Aslında kara merkezli bir firma bu ama birkaç şirkette spaları yönetiyorlar.Türkiyede kaplankaya'da bunlardaymış,bilmiyodum.
  Websitesi: http://www.canyonranchdestinations.com/sea/
Queen Mary 2(Cunard),Regent seven seas,Celebrity ve Oceania'da faaliyet gösteriyolar.Bu gemilerin hepsi ultra lüks.

  CASINO:

Ocean Casino Jobs:
Websitesi: http://www.oceancasinojobs.com
 Carnival'ın sahibi olduğu bir şirket.Doğal olarak carnival'in sahibi olduğu bütün gemilerde etkin bu arkadaşlar.

 Casinos Austria Maritime Corporation:
Websitesi: http://www.casinosaustria.us/index.html
Sadece ve sadece Silversea ile çalışan bir şirket.Silversea'nin gayet 7 yıldızlı bir şirket olduğunu unutmayalım.

 Fiesta Casino:
Websitesi: http://www.fiestacasino.info/
İstanbul merkezli bir türk şirketi(yamuldunuz dimi?).Celestyal adlı bir yunan şirketindeki casinoları işletiyor bu arkadaşlar.Ek gelir olarakta websitelerinden cruise satiyolar.
 Sahibi iyi birisine benziyodu,bilemem.

 Century Casinos:
Websitesi: http://cruiseships.cnty.com/
Windstar,Tui ve Thomson şirketlerinde faaliyet gösteren firma.

  KONUŞMACILAR(Port Lecturer):
 Bunu biraz açmam gerek.Özellikle amerikan gemilerinde gidilen limanlarla alakalı seminer veren bir kişi bulunur(genelde 45 dakikalık bu seminer).Bu kişinin amacı dünyadan haberi olmayan amerikalıları bir nebze eğitmek,kültürel atraksiyon sağlamak falandır.
 Genelde bu işi yapanlar emekli akademisyenler,tarihçiler falan filandir.Çok az genç gördüm(isveçli bi hatun vardı mesela).Verdikleri seminerler uzay hakkında,tarih olabilir,kültürel seminerler vs. olabilir.
 Bunların dışında bir de gemideki mağazalarla işbirliği içinde çalışan *port shopping guide* adını verdiğimiz kişiler vardır.Bu kişiler genelde karayipler ve alaska cruiselarında çalışıp,insanları limanlardaki belli duty free mağazalara yönlendirmek ve bilimum lüks ürün satışını sağlamakla yükümlüdürler.
 Basitçe açıklayayım olayı;Modern hanutçu yani.Seminer falanda veriyorlar.Genelde değerli taş/saatlerden anlayan kişiler seçilir.

 Bramson Entertainment Bureau:
Bunlar baya bir gemiyle çalışan 60 yıllık bir firma.Lecturer dışında komedyen,ventrilogist,dans eğitmeni,dansçı,müzisyenler,ilüzyonistler,dini görevleri yerine getiren rahip ve hahamlar alan bir şirket.İmam alıyorlar mı hakikaten bilmiyorum ama görmedim.
 Websitesi: http://www.bramson.com/entertainment/

 Sixth Star Home:
Celebrity,Silversea,Cunard,Disney vs. ile çalışan bir şirket.Lakin bunlar para veriyor mu o kısmı anlamadım.Pozisyonlar mevcut ama anladığım kadarıyla bu pozisyonlara başvurduğunuzda *indirimli* cruise yapıyorsunuz.Yani ücret verilmiyor size.
 Lecturer,konusunda uzman akademisyenler,naturalistler,*yüz boyama*cılar(nasıl bir tanımdır bu allahım),Oryantal Dans öğretmenleri(evet,dansözlüğü öğretenler) falan filan sürüyle abidik gubidik şeylerle bu arkadaşlar ilgileniyor.
 Websitesi: http://www.sixthstar.com/sixth-star-home/
Benim tecrübem,özellikle bir konu hakkında uzman olan insanların seminerlerinin gayet bilgilendirici ve ilginç olduğu şeklinde.

  Port Shopping(onboard media):
Websitesi: http://www.portshopping.com
 Yukarıda anlattığım gibi,bu arkadaşlar Port Shopping guide almaktalar.Bu pozisyonun en güzel tarafı kazanç konusunda sınırınızın olmamasıdır.Başarılı insanlar çok çok ciddi paralar kazanmakta(10bin dolardan tut,fizana kadar).Sonuçta insanlar sizin önerdiğiniz mağazalarda alışveriş yaptıkları taktirde,belli bir komisyon alıyorsunuz.
 Seminerler vermeniz,televizyona falan çıkmanız gerek.Ayrıca değerli taş ve saatlerden de anlamanız lazım.
 Starboard gibi bu şirkette Louis Vitton bünyesindedir.

 PPİ Group:
Adıyla dalga geçmeyiniz,napalım adamlar koymuş böyle bir isim.
Websitesi: http://www.ppigroup.com/sellingatsea/

  MEDICAL DEPARTMANI(Doktorlar,hemşireler vs):
Tahmin edilebileceği üzere her gemide bir revir mevcut.Bazı büyük gemilerde o revir hastane kadar büyük olabiliyor,ameliyat falanda yapabiliyorlar.
 Doktorlar ve hemşirelerin bazıları full time çalışan olup,bazıları *beleş cruise* karşılığında çalışmakta.
 Her şirketin farklı standartları mevcut işe alım konusunda ama tahmin edilebileceği üzere doktor olmak istiyorsanız,adam gibi diploma,tecrübe vs. gerek.
 Ne yazık ki websitesi yok bununla alakalı çünkü her Cruise şirketi alım yapıyor ve şartları farklı farklı.O şirketlerin websitesine bakmanız gerek.

 AÇIK ARTIRMA(art auctioneer):
Evet bu departmanı beklemiyordunuz.Özellikle amerikan gemilerinde ciddi miktarda sanat eseri mevcuttur ve bunlar açık artırma ile satılır.
 Tek bir şirket var,o da *Park West Gallery*.
Websitesi: http://artauctionsabroad.com/
Para konusunu bilmiyorum ama komisyon aldıklarına eminim.Bu işi yapanlar genelde amerikalı veya kanadalıydı,e yaptıklarına göre kendi ülkelerinin standartlarında para aldıklarını tahmin ediyorum.

 ANİMATÖRLER:
Bunu da biraz açayım.Bilineceği üzere her gemide dansçılar olur ve her gece bir performans olmak zorundadır.E bunun da ayrı bir departmanı mevcut ve bu kişileri sağlayan şirketler.Dansçılar dışında teknik pozisyonlarda mevcut(kameraman,gemi televizyonunun stüdyosunda çalışanlar,falan filan)

 Boogie Management:
Websitesi: http://boogiemanagement.co.uk/at-sea/
 Sadece ingiltere-fransa-ispanya arasında faaliyet gösteren *Brittany* feribotlarında faaliyet gösteren bir şirket.Cruise'da değiller.
 *Lecturer* kısmında yazdığım Bramson Entertainment'ta dansçı alıyor.

 Don Casino Productions:
Websitesi: http://www.dcptalent.com/
 Baya bir Cruise şirketiyle çalışan bir firma bu.Müzisyen,dansçı vs. alıyorlar.ABD merkezli.

Jean Ann Ryan Productions:
Websitesi: http://www.jeanannryanproductions.com/

Mike Maloney Entertainment:
Websitesi: http://www.mmec.com/apply-to-play

 Hokkabaz,Pub gitaristi,en az 150 şarkılık repertuarı olan müzisyenler,davulcular,saksafoncular falan baya bir insan arıyor bunlar.Las Vegas merkezli.

 Oceanbound Entertainment:
Websitesi: http://www.oceanbound.ca/
Görüleceği üzere Kanada merkezli bir firma.Bunlar grupta alıyor 2-4 veya 4-6 kişilik.

 ProShip Entertainment:
Websitesi: http://www.proship.com/en/entertainers/proship-entertainment/e-about-us.html
 Quebec(kanadanın fransızca konuşulan eyaleti) merkezli bu firma ana maaş+komisyon usulü çalışıyor.
 Irkçılığımı konuşturup,*francophone mu? KAÇ KAÇ KAÇ* diyebilirim.Bu cümleyi ciddiye almayınız tabi.



 Dansçılar dışında teknisyenler ve *cruise staff*ta(animatör,maymunluk yapan tayfa yani) bu gruba girer. Cruise director animasyon departmanının başıdır ve her türlü eğlenceden sorumludur.


 HOUSEKEEPING:

Garip bir şekilde bazı departmanları eklememişim,housekeeping bunlardan birisi. Housekeeping her gemideki en geniş departmandır. Bazı pozisyonlar şöyledir;
 -Cleaner: Ortalığı temizleyen tayfa. Genelde dogu asyalıdır, 500-800 dolar civari para alır, 10 saat civari çalışırlar.
 -Assistant stateroom attendant: Cleanerların terfi aldıgı pozisyondur. Odaları temizleyen kişilerdir bunlar. Gemilerdeki oda sayısı ciddi anlamda fazla olduğu için,her birinin sorumlu olduğu x miktarda oda vardır. 1500 civari para alırlar.
 -Stateroom attendant: Bunlar assistant stateroom attendantla beraber çalışırlar. Yatakları yapma, değişik şekillerde havluları pozisyonlara sokma(zürafa vs, hatta kitabını satiyorlar gemide), odanın sahibi olan yolcuyla direk iletişim vs. bu arkadaşların işidir. 2500 dolar civari para alırlar.
 -Housekeeping supervisor: Belli bir kat/bölgeden sorumlu olan kişilerdir.Geminin büyüklüğüne göre 3-5 kişi olabilir.
 -Assistant housekeeper/Chief housekeeper: Bütün departmandan sorumlu kişiler.

Bu departmanın ücret skalası çok değişik. Sabit bir maaşları mevcut(azdır aslında), bunun üstüne müşterilerin verdiği *gratuity*ler bir merkezde toplanır ve departmandaki kişilere dağıtılır yüzde hesabıyla(mesela cleanerda bu şekilde ekstra tip alır, housekeeperda). Piramit şeklinde bir ücret skalası mevcut.
 Ayrica müşterilerin yazdığı olumlu yorumlar çok önemlidir.

Bu pozisyonlar için cruise şirketi/ajanslara direk başvurmanız gerekir.

 Engine Room;
Yük gemileriyle cruise gemilerinin ender ortak tarafı bu departmandır. Çok bir bilgim yok kendileriyle alakalı, yalnız fiyakalı bir departmandır(ücret konusunda). Genelini doğu avrupalılar oluşturur.
 Yük gemisi tecrübesi istenir genelde. Hayati tehlikesi vardır(mesela 1-2 sene önce 5 tane bulgar vatandaşı buhar odasında patlama sonucu öldü).

 Food&Beverage Department;
Housekeeping ile beraber en büyük departmanlardan bir tanesi. Bir gemideki yemek kalitesi herşeyden önemli olduğu için, bu arkadaşlara çok iş düşer. Ayrica 90lardan beri gemilerde çalışan türk mafyasının en etkin olduğu departmandır. Hoş geneli artık restoran manager/ f&b manager pozisyonundadır ama garsonlar + şef garsonlar hala var ve az sayıda değiller.

 Gemideki açık büfe, spesifik restoranlar(specialty restoran diye geçer, kendi hedefleri vardir), dining room, cafeler, şarap, vs. yani yeme içmeyle alakalı herşeyden sorumludur bu arkadaşlar.

 Pozisyonların genel tanımı şöyle;
-Snack attendant: Genelde açık büfede olup, yemek servis eden kişilerdir. 700-800 dolar civari para alırlar aylık.
 -Assistant waiter/waiter: Bu arkadaşlar sağlamdır, çok çalışırlar ama iyi para alırlar. Lakin uzun süre bu pozisyonlara sahip olmak sağlık sorunlarına yol açmaktadır(özellikle bel).
 -Head waiter: Şef garson. Belli bölgelerin yönetiminden sorumludur(mesela açık büfe). 3-4 bin dolar kemiksiz alır.
 -Assistant maitre'd: Bu arkadaşlar restoran müdürünün yancısı oluyor. Genelde dining roomdan sorumludur,ya da specialty restoranların yönetiminden.
 -Restaurant host: Spesifik bir pozisyon bu. Bir restorana girdiğinizde hoşgeldiniz diyip x masasına yönlendiren kişidir bu.
 -Restaurant Manager: F&B'den bir önceki pozisyon. Gemideki bütün restoranlardan sorumludur.
-F&B Manager: 3,5 pırpırlı senior manager pozisyonu. Bu arkadaşla kanka olmanız kontratınızı rahatlatacaktır.

 F/B departmanında mutfakta çalışanlar da mevcut ve onların pozisyonları tamamen farklı. Lakin çok alakam olmadığı için bilmiyorum.
 Souf chef, assistant cook, executive chef vs. diye gidiyor. Kafalarına taktıkları takke ne kadar uzunsa, o kadar yüksek pozisyonda demektir.
 Bu arkadaşların bazıları yemek kitabı yazacak kadar kalifiyedir bu arada.

 Mutfak dışında bir de Bar departmanını da içine alır F/B.

Barista, sommelier(şarapçı tayfa), Assistant Bar manager vs. diye gider. Bir gemi içkiden çok ciddi para yapar.

GUEST SERVICES:
 Resepsiyon, turlar, finans departmanı vs. dahil müşteriyle alakalı her pozisyonun içinde olduğu geniş bir departmandır.

 Bu departmanda çalışanlar genelde sabit maaş alır(tur departmanı hariç), günde 10 saat belli bir shiftte çalışırlar.

 Bazı pozisyonlar şöyle:
-Guest service host: Bildiğimiz resepsiyoncu. Genelde 2-3 dili konuşan insanlardır.
-Concierge: uçak biletlerini ayarlayan, suitlerde falan kalanlarla ilgilenen kişiler.
-Shore excursion: Bu kişiler genelde resepsiyonun hemen yanındadır ve gemideki en çok sıra olan bölge burasıdır. Bu departman gemi müşterisine kara turları satar. Bu departmanda çalışanlar eskort olarak turlara giderler, gemi müşterisine göz kulak olurlar.
-Future cruise consultant: Gemi müşterisine sonraki cruise'unu satan bir pozisyondur. Genelde gayet fiyakalı, kolay ve rekabetin bol olduğu bir pozisyondur bu. Genel konuşursak her gemide 1 kişi vardır. Büyük gemilerde ufak bir departmanda olabiliyor.
 -Purser: Bu finans departmanının belkemiğidir. Gemi içindeki her türlü finansal işi bunlar yapar.

 SECURITY:
En az nüfusa sahip departmanlardan biridir. Staff captain'a bağlıdır.
 -Security officer: Gemiye giriş çıkışlarda güvenlik kontrolü, xray cihazları, bavul kontrolü(personel için), gemide devriye gezme vs. bu arkadaşların görevidir. Giriş pozisyonudur. Genelde hintli/israilli/nepallilerden oluşur. Silah taşımazlar(gemide silah deposu vardır o ayrı). Sabit bir maaş alırlar ve belli bir çalışma düzenleri vardır.
 -Security supervisor: Security officerların başı.
 -Chief Security officer: Bu arkadaş %90 israillidir. Ya eski mossad ajanıdır, ya da israil ordusunda hizmet etmiş,emekli bir subaydır. Polis/asker geçmişi olan insanlar bu pozisyonlara özellikle seçilir.
 Security departmanı genelde gayet ciddi insanlardan oluşur. Lak lak durumu pek olmaz yani.

 CREW PURSERS/HR:
Personelin belkemiği olan departman. Personelin her türlü işlemini bu arkadaşlar yapar. Mesela;
 Internet kartı almak, personel kartına para yüklemek, x limanında dışarı çıkmak için gerekli bilgi, kabin değiştirmek, aileyi gemiye misafir olarak getirmek, kütüphaneden kitap almak,maaşları almak vs vs.
her türlü bürokrasi vs. bu arkadaşlardadır.

 Gemiye bindiğinizde pasaportu bu departman tutar.

Personelle uğraşmak hakikaten zor bir iş olduğu için, nazik olunursa ona göre hizmet alınır.

 HR ise eğitimle uğraşan ufak bir departmandır. Genelde L/D(learning and development manager) ve HR managerdan oluşur.
 HR manager %99.9 kadındır ve direk kaptana bağlıdır.
Gemideki kariyerle alakalı eğitimleri verirler.

 Bir sıkıntınız var ise ve müdürünüz çözemediyse, HR'a gidersiniz.

 BRIDGE:
Ha, geldik zurnanın zırt dediği departmana. Kaptan, navigational officer,1. kaptan, 2.kaptan falan hepsi burdadır.
 Bu departman spesifik. Genel konuşursak denizcilik okulundan mezun olanlar direk *cadet* olarak başlar(mesela msc için, napoli denizcilik akademisi mezunları direk işe girer) ve yükselir yavaşça. 1500 dolardan başlar maaşları, spesifik saatlerde çalışırlar ve kabinleri direk köprü bölümünün olduğu kattadır. Köprüye özel bir kart dışında girilemez.
 Personeller güvenlik eğitimlerinin bir parçası olarak kontrat başı 1 kere girer, müşteriler ise tur departmanına para vererek köprü turu satın alır(evet tur departmanı para yapmak için her turu satar:) )
 Genelde gemiyi *süren* kişi 2.kaptandır bu arada. Limana girişlerde bütün köprü personeli hazır bulunur(sabahın köründe kalkarlar bunun için).
 Özellikle istanbul/çanakkale boğazı, St.Petersburg ve bazı limanlara giriş sıkıntılı(gemi dışından özel birisi gelir gemiyi yönlendirmek için) olduğu için, hepsi sabah 6 dedin mi ayaktadır.
 Hepsi sağlam para alır. Türk görmediğim bir departman. Sakız adalı yunan + hırvat çok gördüm ama.
 Geneli çapkın olup, gemiye yeni katılmış 0 tecrübeli kadınları avlarlar.

 GENTLEMEN HOST:
Bu inanılmaz spesifik ve her gemide olmayan bir pozisyon.Bu pozisyon için genelde *working holiday* deniliyor,yani şirket sizin için gemiye gidiş-geliş uçak parasını veriyor,gemide bazı avantajlarınızda oluyor(bedava tur,yeme-içmeye para vermeme vs).
 Diğer pozisyonlardan farkı bunun için para ödüyorsunuz(25 dolar günlük).Pozisyon aslında gemideki emekli kadınlarla dans etmek ve onlarla sosyalleşmek üzerine kurulu(kocaları mefta,neden acaba diye bir sorun bence).En önemli özellik dans etmeyi bilmeniz,centilmen olmanız vs.Yazayım gereksinimleri:
 -Single men, 40 to 70 years old, who are still young at heart.
-Very sociable gentlemen with excellent manners. Good minglers who enjoy dining, dancing, games, shipboard activities, and touring ashore with all guests. 
-Always dancers! Especially men who have taken social ballroom dance classes.
-Kind, honorable and smiling community-minded volunteers.
Görüleceği üzere bu cidden spesifik bir pozisyon.Özellikle emekliler için.


 Websitesi: http://www.theworkingvacation.com/text/about2.html


Bu saydıgım departmanlar dışında değişik pozisyonlarda mevcut, mesela:
 -IT officer: Bilgisayardan sorumlulardır, genelde 3-4 kişidir bu arkadaşlar. Gemideki internet cafeyi yönetir, sistem sorunlarını falan hallederler.
 -Florist: Çiçekçi. Evet bildiğiniz çiçekçi. Sormayın detaylarını ama.
 -Quartermaster: Gemideki genel envanterden sorumludur.
 -Tailor: Terzi işte, uniformada sıkıntı varsa onu halleder.
 -Laundryman: Büyük bir departman aslında, housekeepinge bağlı. Çamaşır yıkama/yağlama vs. ile ilgilenirler. Geneli asyalıdır(çinli olanda var).
 -Youth Staff: Gemideki çocuklarla ilgilenen kreş departmanı. Bazı gemilere çok fazla çocuk gelir, hatta bazı şirketler(bkz. disney cruise line) çocuk üstünedir. İş yükleri gemideki çocuk sayısına göre değişir. Geneli 20 yaşlarında olan genç kadınlardır. İngiliz,güney afrika, kanadalı vs.
 

Şimdi bazı Cruise şirketlerinin kariyer sayfalarını yazıp,bilgi vericem:

 Princess Cruises:
Websitesi:http://www.princess.com/careers/shipboard-cruise-jobs/onboard-careers/
Ben bunlarla çalışmadım,ondan dolayı kulaktan dolma bilgilerim var sadece.Ajanslarla çalışıyorlar ve Türkiyeye en yakın ajans şu an napoli gibi gözüküyor.
 Mağazalar için başlangıç maaşı 1250 dolar sabit diye duydum,kontratlar geçtikçe o da artıyormuş.Komisyon yok.
 Kalite olarak Celebrity kalitesinde bir firma(yani orta-üst düzey).Şahsen kötü birşey duymadım kendileri hakkında.
 Lakin mağazalar için sadece batı avrupa vatandaşlarını alıyorlar diye bir duyum aldım.Hoş bu teyit edilebilir ajanslar sayesinde.

 Royal Caribbean Cruises:
Cruise sektörünün en büyük 2.şirketi olan Royal orta sınıf,genelde amerikan ailelerine hitap eden bir şirket.
 Websitesi:http://www.royalcareersatsea.com/pages/about_hiring_partners
Ajanslar görülebilir.Aralarında türkiye yok ama en yakın ülkeden bilgi alınabilir.
 Zamanında baya baya türkün çalışmak için gittiği şirkettir ayrıca.
Bunun dışında Royal caribbean Celebrity cruises,Azamara(ultra lüks),Tui'nin %50si(alman),Pullmantur'un %49u(ispanyol) ve CDF(fransız) şirketlerininde belli hisselerinin sahibidir.
 Celebrity için websitesi:http://celebritycareersatsea.com/
 Celebrityde çalışmak için önerilir tarafımdan.

 -Carnival Cruises:
Bu şirket Cruise sektörünün en ağır abisidir ve Royal'in ana rakibidir.Bünyesinde P&O(ingiliz),Princess,Aida(alman),Costa(italyan),Cunard(İngiliz),Holland America,Seabourn(Ultra lüks) gibi markaları barındıran çok uluslu bir şirket.Ciddi anlamda gemiye sahiptir.
 Websitesi:http://www.cclcareers.com/
Kendisi *fun ship* olarak hizmet verir.Yani öyle *5 yıldızlı süper lüks* olucam diye bir amacı yok Carnival'in.Zaten 250 300 dolara cruise satıyorlar amerikalılara(karayipler mesela).Öyle kalite yok yani,doldur babam doldur.
 Tabi ki bunlarda ajanslarla çalışıyor.

Birkaç tane örnek verdim şirketler ve iş bulma konusunda.Aslında basitçe konuşursak,*şirket ismi+career* yazarak,o şirketin kendi özel websitesine ulaşılıp,gerekli bilgi toplanabilir.

 Şöyle diyebilirim ki, her cruise şirketi ajanslarla çalışır ve kendi bünyesinde de başvuru alır.

 Olay baya basit yani.

 Ufak tefek notlarla bitireyim:
-Cruise sektörü kapalı bir kutudur.İçine girmesi zordur(aslında o kadar da zor değil)+zaman alır.Lakin bu durumun avantajı yüzlerce gemi olmasına rağmen aslında herkesin birbirini tanıması,diğer şirketleri bilmesidir.Yani bu sektörün içine girdiğiniz zaman diğer şirketler hakkında da bilgi sahibi olursunuz.
-Kapalı bir kutu olduğundan dolayı karadan alınan sertifikalar,eğitimler falan çok işe yaramaz ve tanınmaz(spesifik sertifikalar ve diplomalar hariç).Yani tanınır da bir işe yaramaz.Gemide çalışmak çok spesifik birşeydir ve karada buna benzeyen hiçbirşey olmadığı için,cruise tecrübesi olan kişiler diğer cruise şirketlerinde başvurduğunda devasa bir + alırlar.
-Karadaki pozisyonunuz,gemideki pozisyonunuza asla denk değildir(teknik pozisyonlar hariç tutulabilir).Eğer karadaki 5 yıldızlı bir otelde yeme içme müdürüyseniz,gemiye yeme-içme müdür olarak giremezsiniz(eğer otel uluslararası tanınan bir otel değilse,öyle olsa bile size bakar aslında).En iyi durumda şef garson olarak girersiniz,genelde direk garson olursunuz.
-Aynı şekilde gemideki pozisyonunuz(otel için geçerli) karadaki pozisyonunuzdan bir tık aşağıdadır.Yani gemide Bar müdür yardımcısı iseniz,karada lay lay lom bir şekilde bar müdürlüğü yapabilirsiniz.Veya gemide yeme içme müdürü olan birisi,çok rahat karada otel müdürlüğü yapabilir.
-Geminin dinamikleri karadan inanılmaz farklıdır.Her karada çalışan kişi aynı pozisyonu ve işi gemide yapamaz.Ciddi anlamda efor sarfetmek gerekir gemi için.
-Genelde gemiye girdikten sonra 2 ay içinde insanlar karar verir kalıp kalmayacaklarına.
-Gemideyken alacağınız her evrağı titizlikle düzene sokup saklayın.Özellikle kontratların orjinallerini,maaş bordrolarını,şirketten yollanan her resmi belgeyi saklayın.Vize başvurusunda işe yarar,gemiden ayrıldıktan sonra başvurulan şirketlerde *kardeş bak ben bunlarla çalıştım*'ın resmi kanıtıdır,askerlik için gerekir,vs vs.Resmi evrak atılmaz zaten,manyak mısınız?
-Denizci olarak SGK'dan muafsınız.Dilekçe yazmanız gerek,söyleyeyim.

Hadi bakalım bol şans.Soruları da bu başlığın altında alayım.

70 yorum:

  1. Bilgiler için çok teşekkürler kalemine sağlık sen bayağı kurt olmuşsun.
    Beni kasan şey 5* otellerde iş deneyimi kazanmak için bile deneyim arıyorlar.
    Yani mesela 4* bir otelde tecrübe edinsem cruise gemileri için nasıl bir dezavantaj olabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Bu ajansla aranızdaki iletişime bağlı açıkçası ve pozisyona göre değişir.
      Garsonsanız çok zor.Hangi şarapla hangi peynirin falan gittiğini bilmek zorundasınız.

      Sil
  2. Ayrıca karada da mopping olayları bir hayli fazla torpil,bayanlara öncelik falan bunlar bence çağımızın sosyolojik sorunu.
    Gemide dünya küçük olduğu için sanırım daha fazla sorun ediliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır gemide kadınlar daha az,ondan daha şanslılar.
      Her konuda.

      Sil
  3. Gemici cüzdanım sağlık raporum ileri STCW ler mevcut.Yat kaptanlığı da mevcut ileride Amerikaya kapağı atmak için ne yapmalıyım faydası olurmu İngilizce iyi anlıyoruz slowly konuşuyoruz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Başlıktan da anlaşılacağı üzere konu CRUISE ile alakalıdır.
      Yat kaptanlığı ile alakam yoktur.
      Saygılar

      Sil
  4. Dostum blogun güzel, güzel bilgiler veriyorsun bazen ama düşüncelerin bakımından kendinle çelişiyorsun. Lütfen yanlış anlama, fikrimi belirteceğim sadece.

    Biz gayrimüslimleri zorla terk etmeye zorlamışız geçmişte, senin dediğine göre. Buna bakarsan İsrail de bugün bir sürü Filistinliyi öldürüyor? Sen "İsrail'in politikasını desteklerim" yazmıştın. Adam öldürmeyi İsrail yapınca haklı; ne amaçla yaptığı yıllardır tartışma konusu olan Türkler yapınca neden haksız oluyor? Kendinle çelişiyorsun dostum. Bu biraz açıkça Müslüman nefreti olmuyor mu? Eleştiriye açık biri olduğunu görüyorum burada. Bu yüzden bunu yazıyorum. Yazımın silineceğini bilsem boşuna yazmazdım bile. Yine de silersen senin takdirin, senin blogun sonuçta. Sorun değil.

    Bir de dostum bu rehberle ilgili bir yorum yapayım. Eğer Trump başkan seçilirse Türk pasaportu olan biri için Amerika'ya gitmek imkansız hale gelecek. Amerikalıların %95'inin de embesil olduğunu düşünürsek Trump'ın seçilme olasılığı çok yüksek. Bunu da göz önünde bulundur derim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Yazınız tabi ki silinmeyecek.Konuşma ve düşünce özgürlüğü bu blogun altın kurallarından birisidir.
      Kendimle çelişmiyorum.Tarafsız bir şekilde Türkiyenin yakın tarihi öğretilmedi hiçbir zaman bu ülkede.Bundan dolayı 1934 trakya olaylarına,nasıl geliştiğine ve sonuçlandığına bakmanızı öneririm(atatürkün haberi var idi).Daha sonra zaten diğer olayları da rahatça bulabilirsiniz google'dan.
      Türkiyede paso pkkli öldürüyor(pkkyi kesinlikle desteklemem,denk örnek veriyorum),çelişiyor muyum sizce?
      İngiltere yıllarca IRA ile çatıştı,ispanyanın kendi terör örgütü vardı vs.İsraille filistinin şu anki durumu gayet benzerdir.Topraklarını sattılar zamanında,şimdi ağlıyorlar.
      Olaylara tek açıdan bakmamanızı öneririm(yani türk haber kanalları).Birkaç israilli ile konuşun,sonra filistinlilerle konuşun,ondan sonra bağımsız bir görüşe sahip olacağınıza inanıyorum.
      Trump'in seçilmesi çok birşey farkettirmez ABD için.Zannedilenin aksine ABD'nin 200 yıllık politikaları vardır ve bu politikaların nasıl hayata geçirileceği adım adım belirlenmiştir.Aradaki fark bunların *tatlı dil* ile mi,yoksa zorbalıkla mı hayata geçirileceğidir.Bunu da zaten Başkan belirler.
      Türk vatandaşları Trump seçilse de seçilmese de vizeleri olduğu sürece sorunsuz ABD'ye gireceklerdir.
      Eğer ABD'yi birazcık tanıyorsanız,Trump'in *bütün müslümanları atıcaz,meksikalıları atıcaz,bıdı bıdı* laflarının(yani kendisine oy getiren lafların) tamamen falso olduğunu anlarsınız.Meksikalılar giderse hiçbir beyaz amerikalının yapmadığı işleri kim yapacak? Hem de kaçak işçi olmalarına açık açık göz yumuluyor ise?

      Daha fazla siyaset tartışılması blogun amacını da aşıyor aslında.O bakımdan kesmekte fayda var.

      Saygılar,

      Sil
    2. 1) İçimi dökeceğim hacı, dayanamıyorum. Valla siyaset de yapmayacağım, sadece bu durumu konu mankeni olarak kullanacağım.
      Trump diye bir adam var, sözleri, argümanları, her şeyi karikatür gibi. Sahiden leş bir herif. Robert de Niro video çekip Trump'a küfrediyor, "vay be ne cesur adam" deniliyor, Harry Potter'ın yazarı J. K. Rowling bu adamla dalga geçen tweet'ler atıyor "vay be ne zeki kadın" deniliyor. ABD'li ünlüler; demokrat, özgürlükçü, hümanist (kısacası tüm iyi şeyleri bünyesinde barındıran) bir imaj çizmek için bu adama laf dizme yarışına girmiş durumda. Aynısını Avrupalılar veya bizimkiler de yapıyor (onlara ne oluyorsa). Oysa Trump ile eski mahalleden çocukluk arkadaşım Hasan'ın 15 yaşındaki halini karşı karşıya getirsek, Hasan daha aklı başında konuşur. Bu adama laf etmenin bir esprisi yok ki. Hani Dark Knight filminde Joker, sıradan polisleri değil de sadece Batman'i kale alıp onunla bizzat uğraşmak istiyordu, zira sadece Batman kale alınmaya değerdi Joker için. O hesap işte. Trump, Batman değil ki uğrunda iki çift laf etmeye değsin.
      Tüm ABD başkan adayları seçim kampanyaları için büyük şirketlerden bağışlar alırlar, bir siyasetçinin bu maddi destek olmadan eyaletten eyalete dolaşması, her yere afişlerini astırması, medyada gündemden düşmemesi mümkün değildir. Trump zaten iş adamı olduğu için belki bizim Cem Uzan'ın 2002'de yaptığı gibi kendi reklam kampanyalarını yürütecek güce sahip olabilir ki kendi iddiası da bu yönde. Her neyse, mesele o değil. Hillary Clinton'ın direkt Soros'tan ve onunla bağlı şirketlerden milyonlarca dolar bağış aldığı, Dünya'nın yuvarlak oluşu kadar bilinen bir vaka. Hatta Soros'tan aldığı bağış kendisine bir gazeteci tarafından sorulunca dünyanın en kral ad hominem'ini yapıp lafı geçiştirdi geçenlerde, bulursunuz video'sunu. Hillary Clinton'ın ne olduğu güpegündüz bilinen bir durum. Geçen sene Wikileaks, Hillary'nin mail'lerini sızdırdığında ben bile yuh demiştim, "ben bile" diyorum zira yıllardır ilgi alanımdır bu mevzular, biliyorsunuz. Hillary Clinton gibi iradesiz olmaya mahkum bir siyasetçinin bile dünya üzerinde elinin kolunun uzanmadığı hiçbir yer olmadığını gördüm o mail'lerde. Zaten Lynn de Rothschild iyice kafeslemiş Hillary'i, bildiğin kanka vaziyetindeler, her mail'leşmenin sonunda "xoxo <3 <3" diye sevişiyorlar.

      Sil
    3. 2) Kısacası Hillary Clinton, Trump'ın komik olmayanıdır. Eski başkan Bush "aptal" imajlıydı, sonraki başkan Obama "okumuş" ve "görgülü" imajlıydı, fakat değişen bir şey olmadı. Değil dünyayı, ABD'yi bile ikisi yönetmedi. Hal böyleyken sadece 2 başkan adayının hesapta "yarıştığı" ABD seçimlerinin bir şeyleri değiştirdiğine sahi sahi inanan insanları ayrı bir kefeye koyuyorum zira bu insanlarla muhatap olmaya dahi katlanamıyorum artık, Esas uyuz olduğum kesim, işte şu az evvel bahsettiğim ciddi ciddi Trump'a muhalefet etmeye adanmış ve bu şekilde kendini "iyi insan" diye göstermeye çalışan kesimdir. Bu insanlar aynı zamanda yolda dayak yeseniz görmemiş ayağına yatıp yanınızdan öylece geçip giden insanlardır. Bu insanlar aynı zamanda Facebook'ta 1 aylığına kapak fotoğrafına SOMA yazdıktan sonra ellerine geçen ilk fırsatta, kendi güç ve kudretleri yettiği ölçüde şark kurnazlığı yapan insanlardır. Bu insanlar aynı zamanda parasını vereceğinizi belirtme maksadıyla elinizdeki 3 lirayı havaya kaldırıp otobüste "fazla akbili olan var mı?" diye seslendiğinizde,10 saniyelik zahmete katlanmamak için sizi duymamazlıktan gelenlerdir. Bu insanlar aynı zamanda hep kalbi temiz olan ama nedense dünyanın anasını siken insan topluluklarıdır. Ellerine imkan geçmemiş Stalin Jr'lardır.
      Yani sadece ünlüsünden, akademisyeninden, gazetecisinden bahsetmiyorum, senden benden bahsediyorum. Adamın adı Nuri, memleketi Bursa, Trump'ın ne kadar kötü bir adam olduğu hakkında 10 paragraf metin yazıyor. Nuri, senin Orta Asya'dan göçen büyük büyük dedenin bindiği atın nalını döven demir ustasının çırağını sikeyim Nuri. Şirazemi kaydırdın Nuri. Sana sövecem diye emekçiye patladım Nuri. Amına koduğumun Pierre Cardin poşedine koyulmuş Dost yoğurdu seni.

      Sil
  5. Merhabalar ilk önce yazınız için teşekkür ederim çok bilgilendirici olmuş.Yalnız aşçılık ve mutfak kısmına hiç değinmemişsiniz.Bununla ilgili bilginiz varsa gemide aşçı olarak çalışmak için izleyeceğimiz yoldan bahsederseniz sevinirim.Gemiye aşçı alımı diğer personellere göre düşük müdür?Bir de aşçının alabileceği min-max maaşlarıda söylerseniz sevinirim. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Aşçılığa girmedim çünkü cruise bünyesinin içindedir.Yani yukarıda yazan şirketler *kar* ortağıdır.
      Direk gemi şirketine başvuruyorsunuz.
      Maaşlar 1000 dolardan başlıyordu hatırladığım kadarıyla.

      Sil
  6. Abi çok eskilerden bir yazında gümrükte yaşadığın deneyimleri, hani sorulan fantastik soruları falan yazacağını yazmışsın yakın zamanda yapar mısın onu merakla bekliyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dogru valla oyle bisey yazicaktim,sonra dusundum ki oyle baslik acilacak kadar gelmemis basima.
      Belki gelmistir de unutmusumdur.
      Yazabilirim bu aralar evet.Mantiksiz bir istek degil.

      Sil
  7. Hocam sana ulaşabileceğim bir e-mail adresi falan var mıdır ben blog ile ilgili birkaç soru sormak istiyorum da buradan sorsam konu dağılır diye istedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Açıkçası blog hakkında bilgim 0 gibi birşey.Hazır template vardı,onun üstüne yazdım.Yani anlamam.
      Google'ın daha çok yardımı olacağına eminim.
      Saygılar,

      Sil
  8. Tolga Bey merhaba, çok kibar ve bilgili olduğunuz yazılarınızdan belli, severek ve aşk içinde yazılarınızı okuyorum, Ankaraya gelirseniz lütfen haber verin, karşılıklı görüşüp tanışmak sohbet etmek isterim. Bilmiyorum biliyor musunuz, Gemi de kadınların yaşadıkları sıkıntıları kaleme alma ihtimaliniz var mı? Ben çok çekiniyorum gemide çalışmaya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Ankarada doğup büyüyen birisi olarak,gelip gidiyorum arkadaş/akraba vs.Eylül gibi tekrar gelebilirim.
      Gemideki kadınların yaşadığı sıkıntıları açıkçası çok bilmiyorum(e kadın değilim),lakin avantajlarının baya baya fazla olduğunu biliyorum.
      Bu konuyla alakalı birkaç soru daha geldi açıkçası,sertoglutolga@gmail.com adresine yazarsanız,arkadaşlarımla konuşup size geri yazabilirim.
      Saygılar,

      Sil
  9. Başımızda XYZ partisi olsaydı yine aşağı yukarı aynı şeyler olacaktı, zira yüzyıllardır asalak hale getirildik. Üniversite okuma imkanı bulanlar ve sosyoekonomik seviyesi nispeten yüksek olanlar da, sırf bununla övünerek karşı tarafı aşağılamaktan başka bir sike derman olmayarak cehaletin övülmesine yol açanın ta kendileri oldular. Hiçbir sonuç nedensiz, hiçbir tepki etkisiz olmaz. Türkiye'de eğitime ve eğitimliye duyulan nefretin sebebi tam olarak budur. ABD'de Trump'ın seçilmesinin de en büyük sebebi, sosyoekonomik seviyesi yüksek olduğu için kendini übermensch zanneden gerizekalı kibirli kitledir. Eğitimli olup da Hillary Clinton gibi bir kaltağa oy vermeyi marifet zannedenler, kendileri gibi düşünmeyen herkesi altı dolu olmayan boş bir gururla hor gören denyolardır. O kadar eğitimli olup Hillary'e oy veren adamın suratına sıçayım ben. Beyni New York Times ile dolu sığır sürüsü.

    Şöyle bir örnek vereyim hayattan. Ders aldığım etik profesörümün ilgilendiği alanlardan birisi kürtaj. Kadın sırf bu konu hakkında çalışmalarını güçlendirmek için ABD'ye gidiyor. ABD'de demokratlar, yani liberaller ağızlarından düşürmezler özgürlük ve demokrasi lafını. Hocam, Demokrat taraftan kiminle görüşme talep ettiyse sürekli erteleniyor, daha doğrusu kale dahi alınmıyor. Sen kalk binlerce kilometre öteden gel, iki tane sikik kravatlı çok kıymetli şahsiyet 10 dakikasını dahi sana ayırmasın. Ama lafta halkın yanındadırlar. Gel gelelim Trump'çı kesim, yani o faşik Cumhuriyetçiler bizim hocayı ağırlıyorlar, geniş kapsamlı bir sunum gösteriyorlar, hatta hocamın ses kaydı almasına da müsade vererek uzun uzadıya tartışıp çatır çatır argümanlarını savunuyorlar.

    Yani özgürlükçü ve demokrat olduğunu iddia eden kesim, nasıl insanlara üst tepeden baktıklarının ve sadece "kahrolsunlar" diye slogan atarken ağızlarına doladıkları o "faşist" kimliğine bizzat büründüklerinin farkında bile değiller.

    Aynı şekilde bizim özenti elitist, neden Akp'nin bu kadar güçlü olduğu hakkında sikimsonik tespitler yapmaya çalışırken, kendi yarattıkları facianın farkında dahi değil.

    Aristokrasinin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Ne sanat, ne bilim, ne üretim... Fakat aristokrasi aileden başlayan bir görgü eğitimi ve bilinç aşılanmasıyla olur. Bizden önceki jenerasyon varoştu, şu anki jenerasyon ise aristokrat değil, özenti elitisttir. Tıpkı vakti zamanında Avrupa'ya seyahate gidip bavul dolusu kot pantolon alan SSCB vatandaşları gibi... Zira onu elit ve matah bir şey zannediyorlardı kapalı geleneklerinden, varoşluklarından dolayı. Bizdeki özenti elitist, içi boş bir gururla, talih eseri sahip olduklarıyla övünür, diğerlerini aşağılar. Tıpkı burcuyla veya tuttuğu takımla övünen denyolar gibi. Fakat diyeceğim bir şey var ki, dışarıdan bakınca birbirinizden çok da farkınız yok. Hatta imkan sahibi olup da o imkanı kullanmayan daha da suçludur benim gözümde.

    Demokrasi kesinlikle ideal yönetim biçimi değildir, fakat elimizdekilerin en iyisidir, sırf o yüzden demokrasiden yanayım. Platon vakti zamanında demokrasiyi sertçe eleştirirken eğitimsiz ve bilgisiz yığınların kolay manipüle edilebileceğini, bu sayede de demagogların başa geçeceğini söylüyordu. Platon'un eğitimden kastı ise günümüzde algıladığınız anlamda bir eğitim değil, ideal eğitim. Bilgiden kastı ise sizi sadece daha iyi bir Kim Milyoner Olmak İster yarışmacısı yapmaya yetecek genel kültür bilgisi değil, hikmettir. Bu anlamda ideal eğitime ve hikmete sahip insanlardan yoksun olduğumuz için, demokrasi ancak kağıt üzerindeki bir tanımdan öteye geçemez. Yalnız bu çarpık demokrasinin tek bir yanını seviyorum, Trump-Hillary örneğindeki gibi, sosyoekonomik seviyesi yüzünden başkalarını hor gören içi boş kitleye ağzının payını verme imkanı sağlıyor. Mesela bir şirket kuracak olsam yönetim kuruluna herkesi seçmem, kalifiye insan seçerim. Aynı şekilde neden ülke yönetiminde profesörle çoban aynı söz hakkına sahip olsun ki diye düşünüyor olabilirsiniz. İşte bu yüzden: Eğitimlimiz, ideal eğitimden ve hikmetten yoksun olduğu için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      -*Başımızda XYZ partisi olsaydı yine aşağı yukarı aynı şeyler olacaktı, zira yüzyıllardır asalak hale getirildik.*
      Yıllar yılı dile getirilen,lakin bomboş olan bir argümandır bu.Finlandiyada bir zamanlar cahil cüheyla bir ülkeydi(isveçlilerin boş beleş adamlarını yönetici olarak atadıkları bir ülke).2.dünya ve kendi iç savaşları sırasında ordusu bir askere bırak 2.silahı,2.kilodu bile veremeyecek durumda bir ülkeydi.Hani biz kurtuluş savaşında en azından dünyadan yardım aldık(rusya,diğer ülkelerden müslümanlar vs).Finler ise 0 yardım almışlardır,anca isveçliler yetim kalan çocuklara bakmıştır o kadar.
      Şimdi,sonuca bakalım?
      -*Aristokrasinin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz.*
      Finlandiyada hiçbir zaman böyle bır sınıf olmamıştır,hala da yoktur.Ülkenin gelişmişlik seviyesini anlatmaya lüzum görmüyorum.
      Evet insanlara üstten bakarım,hatta bunu milletten bağımsız şekilde çok yapmışlığım var(özellikle anglosakson ülkelerden gelenlere).Adamın coğrafyadan,politikadan,siyasetten haberi yok,romanya diyince *aaa roma imparatorlugundan mı geldiniz* diye soruyor.Bu tür insanları en ağır şekilde aşağılayabilirim.Hoş genelde dalga geçip,alttan laf sokuyorum ama olsun.
      Cumhuriyetçiler-demokratlar farketmez,abd'nin siyasetçileri toptan boktan kişilerdir.Keşke profesörünüz iskandinavyaya gitseydi.
      Ayrica Trump boktan,hillary daha boktan.En azından trump diğer politikacılar gibi politik doğrucu manyağı olmayacak,bu da birşeydir.
      Özenti elitist kısmı doğru.Ne yazık ki tarihi liseden yamuk yumuk öğrenip,onunla gurur duyan çok kişi var(bkz %50),lakin biz onlara özenti değil çomar diyoruz.

      Sil
    2. Ülkenin başına başka parti gelmesiyle ülkenin düzeleceğini zanneden kesimdensen kusura bakma da o "çomar" dediğin kesimden zerre kadar farkın yok. Sayıları değiştirilmiş matematik problemi gibisiniz.

      Finlandiya ile Türkiye'yi karşılaştırmak neyin kafası oluyor acaba pardon? Aklı kullanmamayı emreden, kendisi gibi düşünmeyeni kâfir ilan eden tasavvuf akımı bir ara Finlandiya'ya uğradı da bizim mi haberimiz yok? Geç hocam bunları. Argüman boşsa adam gibi karşılık ver. Ülke karşılaştırma platformu değil burası, Türkiye'nin durumu hakkında konuştuğumuz bir şey. Finlandiya'nın durumu hiçbir şey ifade etmez. Ne kültür, ne coğrafi konum, ne de tarih bakımından alakamız yoktur. Fin insanının tarih boyunca maruz kaldığı kültür ve bizimki 180 derece farklıdır.

      Argümanları X ülkesiyle Y ülkesini karşılaştıracağım şeklinde incelemek yerine, X ülkesi neden kötü, neden bu durumda onu tartışalım istersen.

      Aristokrasiden bahsederken bir sınıf olarak ele alacaksan sen lise felsefe düzeyinde kalmışsın dostum. Zaten öbür cümlede de aileden başlayan bir görgü eğitimi ve bilinç aşılanmasıyla olduğu yazıyor. Senin bu mantıktan hareketle Finlandiya'da aristokrasi yoksa Finlandiyalılar da özenti elitist sınıfına giriyor. Finlandiya'da da insanlar kendileriyle aynı seviyede olmayan insanları aşağılıyor, Finlandiya'da da cehalet övülen yüceltilen bir şey haline geliyor. Senin söylediğinden anlaşılan bire bir bu.

      İnsanlara üstten bakmaya da devam et. Sen ve senin gibi insanlar kendisi gibi olmayan insanları aşağılamaya devam ettikçe cahil kesim daha da güçlenecek, onların bu cahilliğini kullanan bilmemne partisi de ülkede terör estirmeye devam edecek. Bunun sorumlusu da kusura bakma ama "çomar" dediğin kesimden çok sen ve senin gibi kendisi gibi düşünmeyene hakaretler yağdıran "her şeyin en iyisini ben bilirim" kafasındaki insanlar olacak. Bakın şimdiye kadar da olan şey bu zaten.

      He bir de bilimum ülke vatandaşına karşı nefret dolu olmanın sebebi de bu olsa gerek, kendin gibi düşünmeyeni aşağılamak. Daha çok nefret edersin anglosakson ülkelerinden. Fransızlardan, İtalyanlardan vs vs. E bu yüzden de Finlandiya'ya yerleşene kadar yapacağın tek şey bu blog üzerinden sinir olduğun ırklara küfür etmek olacak, başka bir şey değil.

      İnsanların bilgi düzeyiyle de dalga geçiyorsun ama anlaşılan o ki daha ilkokulda öğretilen dilbilgisi kurallarını bile bilmiyorsun. Hadi sana öğretilmedi diyelim, bu kadar kitap okuduğunu iddia eden biri için bu durum çok daha komik bir hal alıyor.

      ABD'nin siyasetçileri toptan boktan kişilerdir, senin övdüğün kuzey ülkelerinin liderlerinin de pislikleri ortaya çıkıyor. Bu da ne demek biliyor musun? "Ben İskandinavya'daki siyasetçilerin sütten çıkmış ak kaşık olduğunu zannedecek kadar safım" demek oluyor. Adamların işini doğru düzgün yapması, insan haklarını dikkate alması başka bir mesele. Siyasetçinin boktan olması demek başka bir mesele. He gerçi sana kalsa her siyasetçi boktandır, Finler hariç.

      Dünyanın en iyi üniversiteleri de en iyi bilim adamları da ABD'dedir, İskandinavya'da değil. Bilim ile uğraşan bir insanın ilk rotası da ABD olur bu yüzden, İskandinavya değil. Senin öve öve bitiremediğin o İskandinav ülkelerinden Norveç'in nüfusu yaklaşık 5 milyon. İnanır mısın ABD'de yaşayan Norveç asıllı insan sayısı 5 milyondan da fazla.

      Son cümleyi de çok doğru söylemişsin. Tarihi liseden, ekşi sözlükten, onedio'dan, 3-5 televizyon programından ve muhalif yazarların kitaplarından öğrenip bununla gurur duyan çok kişi var. Çomar dediğin kitlenin bir başka varyasyonunun içinde olduğun da her kelimenden belli oluyor. Özenti elitist denen kesimden ne kastedildiğini yazdıklarımı tekrar okuyarak anlayabilirsin. Anlaşılan o ki kafandaki önyargılar, kendin gibi düşünmeyene olan nefret okuduğunu anlama yetini ciddi biçimde kısıtlıyor.

      Sil
    3. He bir de aşağılıyorsun da biri tahsilinin turizm terk olduğunu yazmış. Kendine güvenini de çok takdir ettim bu arada.

      Bir dahaki yazına cevap vermediysem de okudum da cevap veremedim zannetme, bakmayacağım bile çünkü bu tür bir insana laf anlatmak bir yobaza din anlatmak kadar zor.

      Hadi eyvallah

      Sil
    4. Merhaba,
      *İnsanların bilgi düzeyiyle de dalga geçiyorsun ama anlaşılan o ki daha ilkokulda öğretilen dilbilgisi kurallarını bile bilmiyorsun.*
      Demişsiniz.
      Doğrudur,dilbilgisiyle aram yoktur çok(ki bunu blogun ilk başlığında yazdım,keşke dilbilgisi bilginiz olduğu kadar okuduğunuzu anlama yetiniz de olsaydı).Lakin siz *cruise rehberinin* altına yorum yazarak,başlıkla tamamen alakasız bir konuyu benimle tartışıyorsunuz.
      Neden tartışıyorsunuz onu da anlamadım.
      Bu blog bu tür konuları tartışma alanı değildir.Sırf saygıdan dolayı cevap yazdım ama hala devam ediyorsunuz.Bu blogun amacı gezdiğim gördüğüm yerleri ve cruise endüstrisini türkçe bilenlere açıklamaktır çünkü Türkiyede bunu yapan başka bir blog yok.
      Konuşma özgürlüğüne saygımdan dolayı yazılarınız silmeyeceğim,ki doğru olan da budur.
      Hayatta başarılar dilerim size.

      Sil
  10. https://www.secretcv.com/nuh-denizcilik/yuksek-maasla-gemilerde-calisacak-personeller-is-ilanlari-827469
    Böyle bir ilan var. Bende, baya, baya düşünüyorum. Tavsiye eder misiniz ? İlanda yazanlar gerçek mi dolandırıcılık mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Lutfen rehberimi dikkatlice okuyunuz.
      Sorunuzun cevabi mevcut.

      Sil
  11. MerhabaOncelikle bize yardımlarınız için çok teşekkür ederim.
    Ben 29 yaşındayım.
    Size bir soru sormak isterim.
    Öncelikle kendinden bahset isterim.
    İngilizce, Almanca, Fransızca, Almanca
    Biliyorum ingilizce, Almanca Akıcı ve iyi.
    Rusça , Fransızca da onlara yakın.
    Benim 15 yıllık bir turizm tercümem var.
    Askerlik de bile Barmen ve Resepsiyon olarak görev yaptim (Genelral ve Amiral barin da barmen olarak)
    Antalya da Fransız Tatil köylerin de Türk geceleri düzenledi. Ve satışlar yaptım.
    İstanbul da Kapalıçarşı’ da profesyonel büyük şirketleri de satış yaptım.
    Son olarak Apart Hotel isletiyorum.
    Suan kafama Gemi de deneyim ve başka ülkelere gitmek var.

    Sadece şunu sormak isterim benim için gemi de iyi bir para kazanmak için hangi is daha iyi olur.?
    Resepsiyon?
    Barmen ?
    Mağaza satış elmanı?
    Garson?
    Suan meine Shif Alman gemileri de sınavlar dan geçtim.
    From da bu seçenekleri yazdım ama orada tekrar soracaklar mi Açaba? Tekrar bölüm seçenekleri verirler mi?
    Simdiden teşekkür ederim.
    Cevabınızı bekliyorum.
    Hayatıniz da başarılar dilerim.
    Saygılar Kenan

    YanıtlaSil
  12. Almanca, ingilizce Akıcı
    Fransızca, Rusça iyi
    Bunu yukarı da tam belirledi galiba.
    Tekrar teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  13. Bir şey daha sormak isterim pardon .
    Gemide odalarımız da wi-fi olacak mı?
    Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Biraz gec bir cevap olacak,kusura kalmayin,arada gozden kaciyor.
      Aidayi hic bilmiyorum ama genel kural garson/barmenlerim diger herkesten daha fazla calisip,para kazandigidir.Lakin karaya cikma kisma sikintili tabi.
      Odalarda wifi olup olmamasi gemiye bagli.Gemide internet ates pahasidir,onermem.Gecen NCL Getaway'de 20 dolar verdim 220 dakika icin.

      Sil
  14. Makalenin henüz ortasındayım,sadece teşekkür etmek için yarıda bıraktım. Mükemmel bir yazı olmuş. Ben bu sene mezun oluyorum ve yazın ABD'ye gitme şansım var. Acaba Miami'den şirketlere başvursam bu benim için artı puan olur mu? Yazı için tekrardan teşekkür ederim. Hoşçakalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Ben teşekkür ederim.
      Miamideki ofislere cv bırakmak tarzı bir başvuru yok.Her gün binlerce cv alıyorlar çünkü.
      Standart prosedürü takip etmeniz gerek rehberde yazıldığı üzere.

      Sil
    2. Cevap verdiğiniz için teşekkürler. Yabancı bir forumda okuduğuma göre gemide çalışanların çalışma programı şöyle oluyor:9-12 çalış,12-14 arası paydos,14-18 arası çalış,18-20 arası paydos,20-23 arası çalış. Bu program doğru mu? Ben aralıksız bir şekilde 9'dan 23'e kadar çalışıldığını zannetmiştim.

      Sil
    3. Fix bir takvim yok benim bildiğim.
      Müdür belirler.

      Sil
    4. Peki teşekkürler.

      Sil
  15. Öncelikle birkaç yorum yukarıda sikkofield'ın sitesinden kopyalayıp yapıştırdığı yazıları kendisininmiş gibi gösteren işgüzar salağa buradan saygılarımı sunuyorum.

    "başımızda xyz partisi olsaydı da bir şey değişmeyecekti çünkü asalak olmaya alışmışız" argümanını desteklemenizi beklerdim Tolga zira diğer yorumlarınızda şu küresel çete meselesine inandığınızı görüyorum. Hatta bir yorumunuzda "abd'yi yönetenler başkanlar değildir perdenin arkasındakilerdir" gibisinden bir şeyler söylemişsiniz, bu dediğiniz sizi götürüp şu tırnak içerisinde aldığım argümana çıkartır zira bizi de dünyadaki çoğu devleti de bu küresel çetenin yönettiği aşikar. Sırf muhalif olayım diye muhalefet yapmışsınız ama kendinizle çelişmişsiniz.

    sikkofield'ın "özenti elitist" derken kastettiği kesim sizlersiniz, bunu anlamayıp da toplumdaki "çomar"ları kasttettiğini zannetmeniz beni epey güldürdü Tolga bey, adam bildiğiniz size laf sokmuş. Orada bahsettiği özenti elitist kesim sosyo-ekonomik statüsü dolayısıyla kendisi gibi olmayanı aşağılan, kendisi gibi düşünmeyene hakaretler yağdıran kesim. Bu yüzden de haklı, bizim ülkemizdeki kesim aristokrat kesim değil, tamamen varoş, özenti elitist bir kesim. Bunu üniversite terk biri olan sizin yukarıda yorumlarda ve ana yazıda yazdıklarınızdan bile anlamak mümkün. Ülkenin üniversite terk öğrencileri bile kendini übermensch zannetmekte.

    Yukarıda size yazılan birkaç yorum Sikkofield'dan alıntı, sakın o argümanları o işgüzar salakların ürettiğini zannetmeyin, bunu da belirteyim böyle.

    İyi günler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Cok gereksiz bir yazi olmus,baslik cruise rehberi,biz benim ozenti elitist olup olmadigimi tartisiyoruz.
      Sikkofielddan oldugunu tahmin etmistim yazilis tarzindan,cok sallamadim.
      Ozenti elisit olabilirim lakin neredeyse 30 yasina geldim,insanlarin benim hakkinda ne dusundukleri cok umrumda degil.elitist kismina gelirsek;
      Trde sadece 5 kisinin yaptigi bir isi yapiyorum cunku ulkenin geri kalaninin bu isi yapmaya gotunun yemediginin cok farkindayim.Hatta ve hatta dunyada bu isi yapan cok kisi yok ki tek kaynak kapali bir facebook grubu(ozel davetle girilebilir).Bu raddeye gelmek icin gayet g.tumun teri akti,hatta saclarimda ciddi beyazlar mevcut.Gayette elitist olma hakkina sahibim.
      Comarlara ise laf ederim,hatta cok agir ederim,problem yok ama blogun amaci o degil.
      Iyi geceler size.

      Sil
  16. Tolga Bey merhaba, iki gün önce mail adresime silversea cruise dan iş teklif maili geldi.Bunun üzerine cv mi gönderdim kendilerine bugünde bellboy pozisyonunda işe alınıcağımı 4300 euro maaş vereceklerini şartları kabul ettiğime dair imza atıp mail yoluyla onlara göndermem istendi.Ne bir telefon görüşmesi ne de skype mülakatı oldu.Sorum cruise lara giriş bu şekilde olabilirmi gerçeklik ihtimali nedir.Yazınızda iş alımlarında aracı kurumlar olduğunu yazmışsınız bu adamlar bana direk mail attı.Mailin içeri bu şekilde:
    Congratulations; we have gone through your CV/ career updates and your application for employment has been approved by today by the management of Silver Sea Cruise Line Industry.
    Endorse documents is your employment contract letter; you're required to read it carefully, sign the last page and scan it back to our office for documentation.

    We have already faxed your invitational letter and other documents required for the processing of your visa and residence working permit to the immigration department and they will contact you once they receive the documents.

    Doğruluk payı nedir acaba?
    Şimdiden teşekkür eder,iyi günler dilerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mailin geldiği adresi silversea ile teyit etmenizi öneririm.
      Arada bir direk teklif geliyor da,size nasıl ulaştılar, cvyi görmeden neden iş teklifi geldi vs gibi sorular var kafamda.
      Hoş para istememişler ki *scammer*cıların en büyük olayı para istemeleridir.
      Silversea güzeldir, gitmek istediğim şirketlerden.

      Sil
  17. Tolga Bey merhaba,
    Yazınız oldukça aydınlatıcı olmuş bugünlerde bir cruise şirketiyle mülakatım olacak.Daha önce yabancı turist odaklı 5 yıldızlı otellerde tecrübelerim oldu fakat ingilizcem için çok emin değilim.Bir şekilde mülakatı geçtim ve kabul edildim diyelim, acaba gemi içerisinde "otelde çalışmayı idare edecek kadar" ingilizceyle bu işi başarabilir miyim? yetersiz bulunup geri gönderilme durumum olur mu ve insan ilişkilerinde zorlanır mıyım? fikrinizi almak istedim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Teşekkürler.
      İngilizceniz yeterli değilse, mülakatta anlaşılır ve kabul edilmezsiniz zaten.
      Sizi işe alacak adam amerikalı olacak.
      *bir şekilde mülakatı geçmek* cruise endüstrisinde olmayan birşeydir. Yurdum şirketleriyle karıştırmayın.
      Binlerce başvuru olur,en iyileri alınır.

      Sil
  18. Tolga Bey merhabalar.
    Öncelikle adım Enes. yaşım 22. Bursa'da yaşıyorum ve çoğu hotel ve restaurantta çalıştım/staj yaptım. Yurtdışında da eğitim ve staj yaptım. Yazınız için çok teşekkürler. Gerçekten çok açıklayıcı olmuş. Ama mutfaktan bahsetmemşsiniz hiç. Ben kendim A La Carte bölümünde çalıştım hep. Alakartçıyım. Ondan cruise gemilerinde zorluk çekeceğimi sanmıyorum. 2 yıllık aşçılık bölümünü bitirdim. Lisede de mutfak bölümü mezunuyum. Tüm belgelerim ve sertifakalarım var. Sizden ricam acaba Türkiye'de yardımcı olacak yada aracı firmalar/ajanslar var mıdır? Onun için bir cevap bekliyorum. Kasım ayında gemi adamı kursuna başlıcam. Bursa piyasası düşük olduğundan gemilerde uzun yıl çalışmak istiyorum. Amacım hep kazanç hemde gezmek. Bildiğiniz var ise şirketler ve kurumlar yazarsanız sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam,
      An itibariyle cruiseda calisamazsiniz.her gemi abd vizesi ister ve buyukelcilik su an vize vermiyor.

      Sil
  19. hacı gemide bolca sikiş varmı ondan bahsetseydin biraz. rehberin en önemli kısmı eksik hakkında çok azşey yazmışsın. hatta hiç yazmamışsın.

    örneğin hangi milliyetten kadınlar daha hızlı geliyor yatağa. ukraynalıların süper olduğunu duymuştum bu konuda. sen ne düşünüyosun? açıkçası bu gemi işi beni sadece sikiş yapmak için ilgimi çekiyo bu konuda ne düşüyosun? en azından düzenli bi seks hayatım olur biliyosun trde işler kesat gemilerde yağız türk erkeği olarak herkes kucağımıza hopluyomuş doğrumu bu bilgi?

    sağol şimdiden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iyi bir troll değilsin.
      Usta bir troll olarak diyorum bunu.

      Sil
  20. İyi gunler yuk gemilerinde 5 yildir ascilik yapiyorum. Gemiadami cuzdanim ve ascilik belgelerim var. Karada otellerde tecrubem yok. İngilizcem iyi. Sormak istedigim otellerde tecrubem yok ama yuk kargo gemilerindeki tecrubem beni bu gemilere sokabilirmi. 5 yildizli otelde ascilik deneyimi sartmi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Sorunuzun cevabını açıkçası bilmiyorum.Ajanslara sormanız gerek.

      Saygılar.

      Sil
  21. merhaba bır bayan olarak gemıcılık sektorunde çalışmak ıstıyorum. hep maddıyat hemde macera amaçlı hangı şirketlere basvuru yapmam gerekır .Araştırma yapıyorum ama genelde erkekler ağırlıklı olarak basvurdugunu ve gittikleri gördüm. bayan çalışan tanıdıklarınız varmı?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Cinsiyetinizin gemide çalışıp çalışmamakla bir alakası yoktur.

      Sil
  22. Bu gemilerde usta gemici kadrosu var mı ? Güverte personeli. Varsa onların maaşları ve durumlarınhakkında da bilgi verir misin ?

    YanıtlaSil
  23. Merhaba, 23 Yaşında 5 yıllık tecrübeli sağlık personeliyim. Diplomam araştırdığım kadarıyla Celebrity, Royal Caribbean, MSC gibi ağır abilerde sağlık(revir) personeli olarak çalışmak için yeterli ancak maalesef çok net bilgiler bulamıyorum. Bazı kaynaklarda sağlık personellerinin diğer Stafflara göre MSC ve RC'da daha ayrıcalıklı olduğu (müşteri alanlarını kullanma, tek kişi kullanımlı kamara vs.) yazıyor. Yazınızı tamamen okudum, net bir bilginiz olmadığını söylemişsiniz ama o yazının üzerinden 2 yıl geçmiş durumda. Bana bu konuda yardımcı olabilir misiniz, teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Konu hakkindaki bilgiyi gitmek istediginiz sirketin ajansini arayarak alabilirsiniz.
      Ajanslarin listesini google ile bulabilirsiniz(manning agent diye gecer)
      konuyla alakaki bilgim yok ne yazik ki

      Sil
  24. Merhabalar. Birkaç soru sormak istiyorum.
    Ben dansçı olarak entertainment bölümünde bir iş bulma olasılığım var mı ?
    Maaş olarak herhangi bir bilgin var mı ?
    Miray dışında türkiye de başka şirket var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Miray dışında yok.
      diğer sorularınızı da onlar cevaplayacaktır çünkü bilgim yok.
      dansçılar entertainmentta çalışır zaten ama genelde şirketleri farklıdır.Shop gibi concession.
      cruise şirketlerinin kariyer bölümlerini googlelayip,türkiyeden başka ajanslar var ise temasa geçebilirsiniz.

      Sil
  25. barmen maaşları nedir off day olayı yok mu acaba

    YanıtlaSil
  26. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  27. Merhaba,

    Costa Crociere şirketi'ni hiç duydunuz mu? Bana bir görüşme teklifi geldi. Eğitim için 1000 usd vermeliymişim, işe başladığımda para geri ödenecekmiş. Ayrıca çalışma saatleri de çok absurd göründü.

    ''Taking in consideration the particular type of work to be performed on a Cruise vessel, the Seafarer shall be on duty on 7 days per week from Monday to Sunday.''

    ''The seafarer shall have a minimum of 10 hours of rest in any 24 hours period and 77 hours of rest in any seven-day period.''


    Bana biraz gerçek dışı göründü. Bu tarz çalışma gerçekten mümkün mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba
      Costa italyan şirketidir ve söyledikleri çalışma saatleri gayet standart olup, denizcilik kanunlarına uygundur(pozisyona göre tabi ki). Gemide offday olmaz.
      Lakin eğitim için 1000 usd kısmı sıkıntılı. Size maili costa mı yolladı yoksa ajans mı?

      Sil
  28. Dostum selam, ben de cruiseda calisiyorum da yata geçiş durumum var simdi bu eng1 diyolar nedir bu hic duymadim daha önce, bana maille ulasman mümkün mü? emrefba@gmail.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyük britanyanın verdiği bir sağlık sertifikasıdır. Mail atıldı tarafınıza.

      Sil
  29. Merhaba barmenlerin kazançları hakkında paylaşabileceğin bişeyler var mı acaba soluksuz okudum eş ile birlikte çalışma durumu oluyor mu oluyorsa nasıl oluyor şimdiden verdiğin bilgiler için çok teşekkürler caliskanbatuhan94@gmail.com

    YanıtlaSil
  30. öncelikle bu konuyu Türkiyede ilk kişi olarak kaleme alıp bu konuda kafalarında yüzlerce soru olan vatandaşları aydınlatığınız için size teşekkür ediyorum. bende başvuru yaptım ve geçengün şirketin ön mülakatını geçtim.bundan sonra yapmam gereken nedir halı hazırda çalışıyorum ve ordaki işi garantilemeden işten ayrılmak istemiyorum sizce ne yapmaıyım?

    ikinci sorum şu başvuruda bulunduğum miray şirketi bana işe alındıktan sonra 270 euro luk bir medical masrafımın olacağını söyledi bu duruma ne diyorsunuz...cevap yazarsanız sevinirim.saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Tebrikler öncelikle.
      Medikal masrafınız normal(miamide 600 dolar ödedim birkaç hafta önce, trde 300 dolardı mesela royal caribbean için). Anlaşmalı hastaneler olacaktır, onlardan yaptırabilirsiniz. Şirket bilgi verecektir.
      Kontratınız elinize geçmeden işinizden ayrılmayın. Mülakatı geçince havuza yerleşiyorsunuz ve havuzdakilerden rastgele seçilenler gemiye yollanıyor. Siz miray ile çalışıyorsanız aşağı yukarı bir tarih verebilirler diye düşünüyorum.
      Yani herşeyinizle miray ilgilenecek.

      Sil
  31. Tolga bey size zaman ayrıp cevap yazdığınız için teşekkür ediyorum,inşallah seçilip gidersem burdan tekrar yazarım.saygılarımla

    YanıtlaSil
  32. Merhaba Tolga Bey. Genel olarak ilk işe alımlarda mülakatlarda sorulan sorular neler. Mesela benim Türkiye deki şirkette restaurant bar olarak başvurum kabul edildi. Belirli bir tarihte görüntülü mülakat yapacaklarmış. O konuda biraz yardımcı olursanız sevinirim

    YanıtlaSil
  33. Tolga Bey Merhaba, böyle bir bilgilendirme için ne kadar teşekkür etsem azdır. Aynı zaman da hala sorulan sorulara cevap vermeniz harika. Nehir gemileri hakkında genel bir yorum yapabilir misiniz? Ben garson olarak Uniworld şirketine gidiyorum. Bu şirket de Los Angeles'da bulunan bir sirketmis. Bir kaç kontrattan sonra Amerika'ya gitme ve çalışma fırsatı sağlar mı bana?

    YanıtlaSil
  34. Tolga bey merhaba. Kouzon makedonya firması ile mülakatım başarılı sonuçlandı ve çalışacağım gemi Ncl ve maaş bilgilerini gönderdiler ve üstüne istemiş oldukları 3 adet recommendation letter gönderdim bundan sonraki süreç ne olur ve tekrar gideceğim gemi ile mülakat olacak mı yardımcı olursanız bundan sonraki süreç hakkında sevinirim teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba dostum gemide çalışmaya başladın mı başladıysan bende aynı firmaya başvurup mülakatı geçtim bana da bilgi verirmisin?

      Sil
  35. Merhaba ben tıp fakültesi okuyup Cruise gemisinde doktor olmak istiyorum şartları nelerdir ve kaç para alıyorlar acaba yardımcı olursanız sevinirim

    YanıtlaSil
  36. Bilgiler İçin Teşekkür ederim. Seyahat Acenteliği ve Turizm Rehberliği okuyorum cruise gemilerinde staj yapa bilirmiyim bir bilginiz varmı. ? Teşekkürler

    YanıtlaSil