23 Ağustos 2014 Cumartesi

The Baltic Way(Baltık yolu)

 Bir süredir yazmıyodum,lakin sürpriz rehberler gelecek.Ayarlamam gereken 1000 tane fotoğraf var da.

Bugün itibariyle(23 ağustos 2014) 3 baltık ülkesinde özel bir günün 25.yıldönümü kutlandığı için bu yazıyı yazayım dedim.İyi ettim heralde.

 Bu olay zamanında dünyayı salladığı için çoğumuz bilir,lakin türkçesini bilmiyorum.Baltık yolu diye çevirelim bari.
 Bilineceği üzere baltık ülkeleri yaklaşık 50 senedir sovyetlerin baskısı altındaydı.Çıkan isyanların hepsi de kanlı bastırıldığı için,Gorbaçov'un glastnost politikası 3 baltık ülkesinin bağımsız olmasının yolunu açmıştı.
 En nihayetinde 3 ülkede de *forest brothers* denilen gerilla örgütü 50 senedir sovyetlerle gerilla savaşı yapmaktaydı.Garip bir şekilde 3 ülkede de bu arkadaşların ismi aynı.

 Basitçe,1989'de vilniustan başlayıp,tallinn'de sona eren 2 milyon kişinin el ele tutuşup zincir yaptığı bir protesto *Baltık yolu*.Yaklaşık uzunluğu 600 kilometreye ulaşmıştır.
 Bu yolu organize edenler her 3 ülkede faaliyet gösteren milliyetçi hareketler oluyor.İlginç bir detay ise,zincire katılanların ellerinde radyo olması ve birbirleriyle haberleşmeyi ve organizasyonu böyle sağlamaları olmuş.

 Her 3 ülkede de 30 yaş üstü insanların gayet net hatırlayacağı bu *fenomen* hakkında çok bir bilgimiz yok açıkçası Tc vatandaşları olarak.Bende yüzeysel biliyodum.Sorduk,araştırdık,öğrendik.

 Bu olayın yıldönümü tallinn'de şöyle ilan edilmekte:


 Litvanyadakini almadım,letonyadakini hakkaten bilmiyorum.Lakin hepsi buna benzer.

 Basitçe anlatmamız gerekirse,bu protesto sovyetlerin çöküşünün nedenlerinden birisi olup,baltık ülkelerinin bağımsızlığını kazanmasına önayak olmuştur.

 Google'dan aşırdığım birkaç fotoğrafla süsleyeyim.




  
 Bu konuyla alakalı litvan bir politikacının beğendiğim bir yazısını elimizden geldiğince türkçeye çevirip yazıcam.Bazı şeyleri güzelce anlatmakta.

 ''İtiraf etmem gerekirse,*baltık ülkeleri* terimini sevmem.Bu terim nefret ettiğim bir mirası hatırlatmakta;sovyet mirası.

 Avrupada(Coğrafi olarak) yaklaşık 50 tane ülke bulunmakta.Bu ülkeleri *batı avrupa,balkanlar,güney avrupa vs.* diye sınıflandırabiliriz.Baltık ülkeleri de kuşkusuz avrupanın bir parçası.Lakin bu ismi almalarının sebebi baltık denizine kıyıları olduğu için değil.

 Aynı denizde daha fazla ülke bulunmakta.Bize baltık ülkeleri denmesinin sebebi bir süre sovyet işgali altında bulunmamız.Biz *orta avrupa* veya *nordik* ülkesi de olabilirdik -eğer bize sorulsaydı-.Lakin şimdi sadece baltığız.

 Tarihte bu üç ülke dil,din ve kültürel farklar dolayısıyla kesin bir şekilde ayrılmıştır.Çoğu zaman arkadaştan öte,rakiptik.Lakin 20.yüzyıldaki trajediler bizi birbirimize kenetlemiştir.Sovyet işgalinin trajedisi bu üç farklı ülkeyi birbirine kenetleyerek tamamen yeni bir şeye dönüştürmüş,ismi de *baltık ülkeleri* olmuştur.Bu trajedi aynı zamanda bizi birlikte çalışmaya sevketmiştir.Hala da çok yakın ilişki halindeyiz.

 Lakin bu isim her zaman negatif çağrışımlar yaratmamıştır.Baltık ülkeleri olarak diğer sovyet ülkelerinden her zaman ayrı olmuşuzdur.Moskova bile özel durumumuzu tanımıştı.Baltık ülkeleri diğer sovyet ülkelerinden her zaman daha serbest olmuş,batı avrupaya daha yakın olmuştur.
 Latin alfabesi,hıristiyanlık ve yüzyıllardır ruslarla alakamız olmadan yaşamamız bu yakınlığın sebepleridir.

 Uluslararası yasalar ve bu ülkelerin özel oluşu batı ülkelerinin sovyet işgalini tanımamasının sebeplerindendir.Baltık ülkeleri hiçbir zaman bağımsızlık isteğinden vazgeçmemiş,perestroika ile gelen fırsatı gayet akıllı değerlendirmişlerdir.

 Hikaye gayet iyi bilinir.23 ağustos 1989'daki barışçıl protestolara sonradan verilen addır *baltık yolu*.Yaklaşık 2 milyon kişi el ele tutuşarak litvanyadan estonyaya kadar 600 km'lik bir zincir oluşturmuşlardır.Seçilen tarih rastgele değildir.Bu tarih Molotov-Ribbentrop gizli anlaşmasının 50.yıldönümüdür.

 Bu gizli anlaşma avrupadaki birçok ülkenin kaderini değiştirmiştir.Estonya,letonya ve litvanya illegal bir şekilde işgal edilmiş,romanya bessarabia bölgesini kaybetmiş,polonya ikiye bölünmüştür.Sadece finlandiya kış savaşı sayesinde bağımsızlığını korumuştur -toprak kaybetmesine rağmen-.

 Şimdi bu özel olayın 25.yıldönümünü kutluyoruz.Bu insan zinciri beklenmedik bir sosyal fenomendi.Bir mucizeydi aslında.Organizatörler bile protestonun başarıya ulaşıp ulaşacağından emin değildi.Moskovanin reaksiyonu da aynı şekilde beklenmedikti.

 Görünüşe göre baltık zinciri sovyetleri ve batıyı hazırlıksız yakalamıştı.Muhtemelen iki tarafta baltık halklarının bu derece kararlı ve birlikte olacağını düşünmemişti.Moskova bu olaya *milliyetçi histeri* derken,böyle aktivitelerin çok zararlı olduğunu ve sonucunun felaket olabileceğini söylemişti.Ayrica çiftçileri ve işçileri *sovyet ideallerini* ve *statükoyu* korumak için çağırmıştı.
 Olay gayet komikti aslında.Komünist partinin ufak bölge başkanlıkları moskovanın direktifine uymak yerine,ayrılmaya sıcak bakmaktaydı.Büyük ihtimalle sovyet liderleri bu fenomenle nasıl başa çıkacaklarını bilmiyordu.

 Orta avrupadaki politik karmaşa takvimler 1989'u gösterirken çoktan başlamıştı.Doğu avrupa,polonya ve roomanyadaki komünist rejim savaşı kaybetmekteydi.Bu tsunami batının ve sovyetlerin halledebileceğinden çok daha büyüktü.

 Baltık yolu illegal sovyet işgalini dünyaya göstermenin bir yoluydu aslında.Bu protesto sayesinde dünyadaki insanlar bizi tanımış ve destek vermeye başlamıştı.Şarkı devriminin kansız oluşu baltık ülkelerinin batıda tanınmasını sağlamış ve destek almaya başlamıştı bile.
 Protestodan 7 ay sonra Litvanya bu üç ülkeden ilk bağımsızlığını ilan eden ülke olmuştu.

 Çoğu kişi baltık yolunun başarılı olduğunu söyler.Buna bende katılıyorum.Estonya,Letonya ve Litvanya batıya hiçbir zaman bu kadar yakın olmamıştı.Üç ülkede avrupa birliğine 10 sene önce katıldı.
 Belki sıkıntılarımız sonsuza kadar bitti?

İşte bu doğru değil.Baltık ülkelerindeki hemen herkes doğudaki tehdidin hala var olduğundan gayet emin ve son olaylar bunu kanıtlamakta.Baltık insanlarının silahlarından bir tanesi de tarihtir.

 Özellikle yakın tarih hala bu bölgede etkin olup,ülkelerin politikasını etkiler.

Dünyadaki her milletin kendi tarihinde olan zaferler vardır.Baltık ülkelerinde de bu var,ama biz tarihte olan kötü tecrübelerden de faydalanmasını biliyoruz.Bugün biz bağımsızlığımızı kaybettiğimiz günleri hatırlıyoruz,siberyaya gönderilen kişileri de.Biz litvanlar başarıya ulaşamayan isyanlarımızı da gayet iyi hatırlıyoruz.

 Baltık yolunun bize öğrettiği diğer bir ders ise birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğu.Baltık ülkeleri,polonya ve bölgedeki diğer ülkeler birlikte çalıştığında,kendi bağımsızlıkları perçinlemekteler.Ayrılıkçılar kendilerini ayırmaya çalıştığında ise,kaybederler.

 Bugün hepimiz aynı taraftayız ve bunun önemini biliyoruz.Bırakalımda *baltık ülkeleri* ismi yaşasın -her ne kadar sevmesem de-.Bugün o isim üç ülke arasındaki güçlü ilişkileri temsil etmekte.''

 Egidijus Vareikis,Litvanya Hıristiyan Demokrat Partisi meclis üyesi