28 Nisan 2013 Pazar

Marsilya-Fransa

 Evet efenim,bilindiği üzere çoğu yeri gezmedim(napoli,messina falan) ama transfer olmadan önce marsilyayı aradan çıkarmayı becerdim.Hava baya baya kötüydü ama,yağmurlu falan.

 Ha bu arada normal şartlarda gemiden ayrılırken barselonada 1 gece kalmam lazımdı ama gel gör ki süper şirketim son anda planı değiştirdiğinden dolayı 1 gece genovada kaldım.Barselonada yattı yani.
 Hoş herkes gidiyo,o bakımdan çok bi problem değil benim için.

 Sonuç olarak sabah erken kalkıp,gezimize başladık.
Burası hakkında ilk defa eski şirketteki ingiliz bi elemandan bilgi almıştım,abi çok kötü,pis,rezil bi yer falan demişti(bir ingilizin fransayi sevmesi beklenemez dimi?).Dediklerinden bazıları doğru çıktı gerçi o ayrı.

Marsilya baya baya eski bi şehir aslında(2500 yıllık falan,eski yunanlar kurmuş).Fransanında 2.en büyük şehri.Osmanlının Fransayla ittifak yaptığı zamanlarda Barbaros Hayrettin bi filoyla gelmiş buraya bazı şehirlere saldırmak için.Hoş başaramamış ama ossun diyoruz.Yenilince suçuda fransızlara atmış,bak sen.

 Bu detayi bilmiyodum aslında.Turist bürosundaki hatun söyledi.Bizim resmi tarihimizde anlatılmaz tabi yenilgiyle sonuçlandığından dolayı.

 Şehre geri dönersek;çok fazla gezilicek yeri yok,bende zaten her yerini gezemedim baştan söyliyim.Eski şehir,notre dame katedrali,La Vieille Charite(fakirler için kurulmuş zamanında),Palais de la Bourse bide ufak tefek bi kaç tane yer var o kadar.

 Tam şehir merkezine gidecekken bizim türk grubuna rastlayınca,birlikte geziverdik.İyide oldu şimdi

 İlk durağımız eski şehirdi:









  
 Görüleceği üzere eski şehir çokta eski değil.Binaların çoğu 1700lerden kalma.Bu bölgede hala kuzey afrikalı göçmenler yaşiyor.Marsilya nüfusunun 3te 1'i kuzey afrikalı müslümanlardan oluşmakta.Bunun dışında nüfusun ciddi bir kısmı göçmen.Bundan dolayıda şehir pis zaten(kuzey afrikada pis zaten,gelen adamdan ne bekliyosun).

 Şu 2 resmi baya sevdiğimden çektim:



Sokaklar dışında eski şehirde bir katedralde bulunmakta(hala inşaat halindeydi).



 Katedralden sonra La Vieille Charite'ya gidilebilir -ki kendisi fakirler için kurulmuş bir mekan,aşevi işte-.400 yıllık bi bina






Bizim eski osmanlı hanlarına benziyo valla.

 Aslında şehirde görülmesi gereken en önemli mekan Notre Dame Katedrali ama onu göremedik,uzaktan resmini çekmekle yetindik yağmurdan dolayı:


Şehirde güzel bi liman bölgesi var şimdi ne yalan söyliyim.Güneşliyken baya eğlenceli olabiler.O da şu şekilde:






 Liman bölgesinden sonra görülecek tek yer *shopping street*.Onda da bişey yok aslında




Sağlı sollu trilyon tane mağaza(baya orjinal bi mangoda var,ama bomboştu,ne kadar garip lan).Benim gözüme çarpan bi tane şekerci ve new york stili hot dog yapan bi mekan oldu(bide ingilizce konuşuyolardı,vay vay vay diyoruz bu duruma).Bizim hatun kısmısı delirebilir ama fiyatlar pahalı,genel olarak marsilya pahalı bi yer şimdi.

 Şehirden genel görüntülerle bitiriyorum:










Şehirde baya modern bir turist bürosu mevcut.İçeri girilip harita marita alınabilir,çalişanlar ingilizcede konuşuyo(vay babasını arkadaş,olaya gel).

 Dil konusuna gelirsem;
Bilindiği üzere eğer Fransada fransızca konuşmuyosanız 20.sınıf vatandaş muamelesi görmektesiniz fransızlar tarafından(bak sen,nasi fransızca bilmezsin,rezil insan).Buna rağmen genelde gençler bu durumu çok sallamamakta gördüğüm kadarıyla ama dil yine sorunlu.En nihayetinde fransız milletini zaten sevmemekteyim(gemide başıma gelenleri anlatırsam kitap olur anasını satim,fransızlardan tabi).

 Başkada bişey yok burayla alakalı.Sonraki yazım Palma hakkında olucak,ondan sonrada yeni gittiğim geminin limanlarına başlıcam.

 Hadi babay.

22 Nisan 2013 Pazartesi

Yeni haberler gelmiş öyle diyolar

 Bayadır yazmiyodum çünkü limanlarda zıbarıp uyumakla meşguldum.Baya yoruyolar bu şirkette saçma sapan bi şekilde.

 E zaten agustosa kadar aynı limanlara gidicez diye gayet relax takılıyodum ki,
Geçen gün müdür çağırdı *transfer olucan evladım* dedi.İşin kıl olduğum tarafı yönetimin bunu bayadır bilmesi ama 1 hafta önceden söylemesiydi.İtalyan şirketi dallamadır demiştim dimi?

 Aslında Marsilyayı yazmam lazımdı ama fotoğrafları daha atmadım.Bi ara yazarız,zaten gezdiğimde hava baya kötüydü,çokta bişey yok şehirde.Napoli desen mafya mekanı,tunusta limandan şehir merkezine 40 euro *haraç* aliyolar,geriye kaldı barcelonayla messina.

 Sonuç olarak 26 Nisanda Barcelonada iniyorum Yiğit'le,1 gün kalıp(ow yea bebek,barselonada 1 gece beleş kalmak) yeni gemiye binmek için Genovaya gidiyorum.Yiğitte baltık cruiseları yapicakmış (şanslı eleman abi).
 Yeni gemi(MSC lirica) baya ufak olup(1500 kişi),fantastik destinasyonlar içermekte.

Liste şu şekilde:
-Genova
-Roma
-Sorrento
-Atina(pire limanından)
-İstanbul
-Yalta
-Odessa
2 kere falan bu cruise'u yapicaz,daha sonra diğer cruise gelmekte -ki asıl fantastik olan bu-

 Bununda listesi şöyle:
-Capri adası-
-Malta
-Palermo
-Zakynthos(burası yunanistanda)
-Villefrance(1 kere)
-St.Tropez(1 kere)
-Ajaccio(1 kere,burası korsika adası)
-Trapani(burasıda sicilya)

Bu liste birkaç cruise içermekte,daha sonra sabit cruiselar başliyo.O listede şöyle
-Marmaris
-Limassol(evet,güney kıbrıs)
-Haifa(burada 1 gece kalıcak,israilin yarısı gezilebilir bundan dolayı)
-Messina
-Rodos(bu marmarisle değişmeli şekilde,bir cruise marmaris,öbür cruise rodos yapiyo)

 Liste uzun biraz,yapcak bişey yok.
Asıl merak ettiğim nokta İsrail ve Kıbrısta nasıl muamele göreceğim.Du bakam neler olucak bakıcaz.

 Sonuç olarak geçen ki kontrat trilyonlarca yer gezmiştim,aynı şekilde olacak yine.
Kontratta ağustosun 25inde bitiyo,gel gör ki kıbrıs rum kesiminden gönderemeyecekleri için,marmariste beni şutlarlar.
 Destinasyonlar güzel,daha az fransız ve italyan olucak gemide -ki bu iyi bişey-.

1 Nisan 2013 Pazartesi

Onlar bir fenomen:Le Italiano!

 Fransızlarla alakalı yazımda napoliyi yazcam demiştim ama hala kendime gelemedim anasını satiyim.Limanda falanda çalişiyoruz zaten.Böyle saçma salak bi şirket görmedim.

 Neyse,konumuz italyanlar.Fransızlar için dediğim herşey bunlar içinde geçerli.Ama eklenmesi gerek bikaç şey var.

Evet efenim,italyan dediğimiz insanlar 2'ye ayrılır:
 -Napolililer
 -Diğerleri

Napolililer tahmin edilebileceği üzere napoli denilen salak şehirden gelenlere denir.Kendileri aynı bizim insanımız gibidir,çoluğu çocuğu salar ortama,dükkanı dağıtır ve gider.Bizim insanımızdan farkı,para harcamaz ve italyanca konuşur(bağırır).Bizim insanımız gemide piskopat gibi para harcar mesela.

 HİÇBİRİ ingilizce bilmez,hiçbiri italyanca bilip bilmediğinizi sormaya bile tenezzül etmez(hiçbiri dedim bak).Örnek bir karşılaştırma vereyim:
 Bir alman muhabbete direk ingilizce girer,hatta çoluğu çocugu bile bilir.İtalyan direk dükkana gelir,italyanca bişeyler sorar.Onların mantığına göre,eğer italyan şirketinde çalişiyosanız otomatik olarak italyanca bilmeniz gerekmektedir(bilmezler ki geminin resmi dili ingilizce,yaziyo bu her yerde).İngilizce biliyomusunuz sorusunu yiyince suratlarını ekşitmesini gayet iyi bilirler bide.Hepsi bağırıp çağırır.

 Sonuç olarak napolililer tiksinç insanlardır müşteri olarak.Kabadırlar bide.Hiç gelemem abi kaba insana.Tip olarak aynı bizim insanımız işte.

 Diğerleri genelde kuzey italyadan gelenlerdir.Bunların ingilizce seviyesi daha makul bi seviyede.Biraz daha batı avrupalılık var bunlarda gibi gibi.Daha sakin insanlar yani.
 İtalyayla ilgilenmememin sebebi zaten bu ingilizce problemiydi ama bu kadar kötü olacağını tahmin etmiyodum.Rezil ve rüsva yani.

 Yiğidi öldür hakkını ver yapicam şimdi;adamlar kadınlı-erkekli baya güzel giyiniyolar ama.

Bundan sonra ne yazicam bilmiyorum valla,Barcelona baya büyük bi yer,tek başlıkta olmaz,onu parça parça yapicam zaten.Belki marsilyayi yazarım yada messinayı.En nihayetinde her hafta aynı limanlardayız,acelesi yok yani,kimse bi yere kaçmiyo.Relax bi şekilde takılıcam.

 Hadi iyi okumalar.