6 Mart 2017 Pazartesi

Başlıksız başlık

 Miami'den Orlandoya giderken baya bir düşünme şansım oldu(5 saat falan yol,internetle de bir yere kadar dimi).
 Şimdi ABD iyi güzel de,yaşanılır mı burada yaşanılmaz mı diye ciddi ciddi kafa patlattım.Sonunda şahsım adına yaşanmayacağında karar kıldım.Hani tamam bir düzen falan var da,bu ülkeye her gelişimde içten içe hissettiğim *bazı şeyler yanlış burada* hissiyatı var.Yani bütün ülkeye yayılmış çok gizli bir hastalık mevcut,sen sadece hissediyorsun ama ne olduğunu bilmiyorsun öyle garip birşey.
 Ha tabi bir yerde çalışıp aylık maaşa tamah etme muhabbetinin beni uyuz ettiğini de belirteyim.ABD bunun kalesi -ki adam gibi yıllık izin bile yok,tr standartlarında öyle düşünün-.
 ABD'de yaşayan kübalı arkadaşın dediği gibi *burası iyi güzel hoşta,aile denen birşey yok,sadece çalışma var*.
 Ha bu arada darbe tiyatrosundan(akşam 9da darbe olmaz cicim,öğrende gel) sonra ABD'de ev alan türk sayısı baya baya fazlalaşmış,belirteyim.
 E şimdi hadi yerleştik diyelim(ki zor değil hakikaten),trden kendini soyutlayabilecekmisin diye bir soru mevcut değil mi?
 Yani gemide olsam bile haberleri takip ediyorum,doğal olarak üzülüyorum tabi.Yani ilkokul arkadaşım gitti yerleşti texas'a(herif vatandaştı gerçi),*american dream*'i gerçekleştirdi,şu an mutlu takılıyor.İyi güzel de bunu herkes yapabilir diye bir şey yok dimi?
Aile Tr'de,arkadaşlar trde(özellikle abddeki arkadaşlık ilişkileri yanına bile yaklaşamaz,peşin peşin söyliyim),alışkın olduğumuz samimiyette hala trde.Bunları bırakıp nası yerleşicen?
 Tr'ye bırak 5 seneyi,gelecek sene ne olacağı belli değil.Bu bize çocukluktan beri empoze edildiği için,ABD gibi yaşamanın inanılmaz ötesi kolay olduğu bir ülkede oturup *ya gelecek sene şuraya tatile gideyim,yerimi ayırtayım* muhabbeti yapmak bünyeye baya ters geliyor.
 Tekrar belirteyim,en az ortalama bir işiniz olduğu sürece ABD'de yaşamak o kadar kolay ki,yamulursunuz.Dert tasa falan yok.Bu gerçeği anlayalı 1 sene falan oldu,hala hazmedemedim o ayrı konu.
 Ve bu kolaylık insanları umursamaz yapıyor çok net bir şekilde.
 İnsanlar size minnettar olduklarını belirtmek için para veriyor yahu bu ülkede(adı bahşiş,yersen),bu bir kültür olmuş artık -ki hakaret olarak kabul ederim ciddi ciddi-.Yani en insani şey olan *minnettar olmak* parayla bu ülkede.
 Anglosaksonlara özgü sahtelik ise ayrı bir muhabbet.Ben bu kadar *sorry*'i,*excuse me*'yi (d)ingilizlerde duydum ki zaten bu adamlar kardeş.*How are you*lar otomatik,*i appreciate it*ler robotik,*thank you*ların içi boş.İlk gemiye başladığımda hakikaten *iyi iş yaptım lan 'i appreciate it' falan dedi* diye düşünürdüm,o da fason çıktı.
 Bir erkek olarak kadın kalitesinin yerlerde olması(baya baya yerlerde,eksilerde hatta) da ayrı bir konu tabi.Latinler olmasa çekici hatun göremicez.Hayır cicim o *amerikan sarışını* bana çekici gelmez,geç.
 Birde ülkenin içine işlemiş muhafazakarlık var ki inanılmaz irrite ediyor beni.Aynı bizim memleketteki *aile salonumuz vardır* muhabbeti aynen ABD'de de mevcut.National pornographic tshirtümle bazı yerlere alınmadığımı çok net hatırlarım *kusura bakmayın burası bir aile mekanı* bahanesiyle.Yamuldunuz dimi? Yerim özgürlükler ülkenizi.
 İç eyaletler bizim anadoludan farksız yobazlık konusunda.Devletin her kademesine işlemiş *tanrı* muhabbeti,yok *help me god*,yok şu kilisesi yok bu,s.ttirin gidin kardeşim çakıcam dininize de,tanrınıza da.Binyıllar boyu halkı s.ktiniz din şu din bu diye.
 Buna rağmen şöyle bir gerçek var.ABD hala fırsatların en fazla olduğu ülkedir.En basit örnek olarak chobani yogurtlarının hikayesini okuyun,anlarsınız olayı(sahibi kürt,üretilen yogurt yunan,tad direk türk,yamul şimdi).Hatta chobaniyi geçtim,ABD'de o kadar çok *success story* var ki insan şaşırıyor.Cebinde 10 dolarla manhattana gelip,çok uluslu şirket sahibi olan mı dersin,her türlü başarılı hikaye mevcut.Bu hikayelerin ortak yani,başarılı olanların göt üstüne oturup çalışmaları.
 Bu ülkenin potansiyeli o kadar fazla ki(hala hepsini kullanmadıklarına eminim),şaşırıyorum.Teknoloji,bilim vs. muhabbetiyle bile herkesi donlarında sallıyor bu herifler.Hoş bu araştırmaları yapanların çok azı amerikan vatandaşı(anladın sen onu).
 Çok garip kontrastlar var ABD'de ve şaşırtıyor hala.Bir tarafta okulda evrimi öğretmeyen takım,öbür tarafta CIA destekli robot araştırmaları yapan başka bir takım(nerden biliyorsun diye sorma).
 Bu kadar yazmama rağmen yine de söyleyeyim;dünyanın en sağlam turist altyapısına sahip ABD.Herşey arabalar için dizayn edildiği için biryerlere gitmek çok kolay,benzin beleş gibi,insanlar gayet yardımcı,tr'ye göre ucuz, vs. diye gider bu.
 Yaşamam ben burda(çok güzel gezilir ama,dünya birincisi olur o konuda),anca en en son çare olarak o kadar.Hoş Tr böyle giderse,*son çare*ye koşa koşa yaklaşıcaz o ayrı bir konu.

 ABD hakkında bu kadar konuştuk,Tr'ye gelirsek;
Ben çocukken(90lar) en büyük düşmanımız yunanistandı,böyle dalaşır,sonra takılırdık.İnsanların ülkeyi terketmesinin en büyük sebebi ekonomiydi.Yani ne bileyim kanadaya,almanyaya falan gidenler o ülkelerin yaşam standartları daha iyi olduğu için gidiyordu.Ayrımcılığa uğradığı için gidenleri ayrı tutuyorum.
 Şimdi gidenler(ve gitmeye çalışanlar)in çok büyük çoğunluğu kendilerini ciddi bir tehdit altında hissettikleri için gidiyor.Aradaki fark çok çok ciddidir,belirteyim.
 Yani bu ülkenin yarısının hayat tarzı çok ciddi anlamda tehdit altında.Zannedersem dünyada başka bir örneği yok bu durumun.Genelde diktatörlüğün olduğu ülkelerde azınlıklar falan ezilir de,ülkenin yarısı ne yahu?
 Ülkede kafasına göre milleti terörist ilan edip,daha sonra *almanya düşünce özgürlüğünü öğrensin* falan diyen insanlar var ve bu insanların en önemlisi *başkan* olmaya çalışıyor.İşin kötüsü,ülkenin yarısı destekliyor bu insanı.
 Ciddi konuşursak,bir uçurumun ucundayız ve sonucu nisanın ortalarında belli olacak(ki biliyoruz sonucu,laga luga yok).Ha yabancı devletlerden medet uman *CIA kesin suikast düzenler hacı* falan diyenler avuçlarını yalayabilir.ABD'nin kankasıyız bayadır çünkü(1948lerden beri,böyle kucakta oturma tarzı kankalık).
 Ben bu ülkenin kadınlarına daha çok üzülüyorum.Sonuçta erkek olarak islami bir diktatörlükte yaşayabiliriz(bende dahil buna) rahatça.En nihayetinde bütün dinler(3 büyüğü kastediyoruz burada) gibi islam'da da erkekler üstündür.Lakin kadınların durumunun ne olacağını anlatmama bile lüzum yok,etraf benzer örneklerden geçilmiyor çünkü.
 Bu ülkenin kadınları da erkekler gibi düzgün bir hayatı hakediyor çünkü.Hoş azımsanamayacak bir kesim hala *zengin* erkek bulma peşinde o ayrı konu(dünyada var bu durum,ayrım yapmayayım).
 Alım gücünün son 5 yılda kesin bir düşüş yaşadığını anlatmama bile lüzum yok.Ha bizimkiler bunu anlamaz,*ekmek hala 1 lira* der,neyse.Pahalılık ise avrupa seviyesinde.En basit örneği kendimden verebilirim ki istanbulda harcadığım para(gittiğim zaman tabi) ABD'de harcadığım paranın en az 2-3 katıdır.Ki komisyonlarım dolarla veriliyor,kur benden yana çalışsa bile,çok ciddi bir pahalılık mevcut.
 Durumlar baya ciddi yani tr'de.Bir süre sonra iran gibi sadece *izin* verilenlerin yurtdışına çıkabileceği bir durum ortaya çıkabilir dicem de,zaten pasaport dünyanın en pahalısı,dolar olmuş 3.60TL,o tür tarzı kanunlara gerek bile yok.
 Ha ülkemi hala seviyor muyum? Seviyorum.Eskiden baya sevmezdim ama yaşlanıyorum herhalde(ya da yurtdışının mükemmel olmadığını farkına varmışta olabilirim).Temelli terketmek için ciddi nedenlerin olması gerekiyor an itibariyle.
 Ha buna rağmen pazar olarak konuşursak,tr'de hala güzel paralar yapmak mümkün o ayrı konu.

Ne olacak görücez.