26 Ekim 2015 Pazartesi

Rovinj-Hırvatistan

 Bu sezonun son limanı Rovinj(italyanca rovigno).
Çoğu dalmaçya kıyısındaki kasabalar gibi iki dilli burası.Tabelalar ve yaşayanlar çift dilli.
 Burası favori limanlarım arasında açıkçası.Bunun ana sebebi ufak bir büfede bildiğin tepsi böreği(tazesinden) satan süper tatlı hırvat teyzeydi valla.
 Bu tepsi böreğinin standart porsiyonunun 12 kuna(1 euro=7.5 kuna),yani bedava,ve porsiyonun büyüklüğünün çeyrek tepsi olduğunu eklemem gerek.

  Kötü tarafı yazın inanılmaz fazla turist alması.Hayır ufacık mekan,nereden geliyo lan o kadar adam?

Bizanslılar almış burayı ilk,sonra venedikliler,sonra hırvatlar.Eski bi yer yani.

 Korcula gibi tepeciğin etrafı eski şehir,tepede bir tane katedral var,o kadar.Standart yani.

Manzara:




 Manzarada görülen kule St.Euphemia Kilisesine ait.İçinde azizlerden birisi de yatıyor.






 Çok eski bir mekan değil,300 yıllık topu topu.Eski roma kalıntılarının üzerine kurmuş arkadaşlar.

Geri kalan tabi ki eski şehir:
 Adam olayı çözmüş;



 Bunu asmışsınızda,mekanın önünde neden *free wifi* yaziyor yahu?
Ayrica sarhoş olmam,ağızla içicen yavrucum.













 Korcula gibi tadımlık bir yer burası.Hakikaten hakkında yazılacak çok birşey yok.

Gemi birkaç gün sonra Malaga'da 1 hafta kalacak bakım için.Eğer dışarı çıkabilirsek(ki çıkamama durumu varmış,ingilizlerin andavallığı diyelim) çok ağır planlar yaptım,ispanya hızlı tren sistemini dibine kadar kullanıcam.

 Sonrası ise karayipler.Görmediğim birkaç adaya gidiyomuş,oralar hakkında da karalarız birşeyler.

Eğer abuk bir durum olmazsa,6 martta Barbados'tan Tr'ye geri yollicak arkadaşlar.Para lazım tabi,işimiz gücümüz var,askerlik var,var oğlu var lan.

 Neyse öptüm.

25 Ekim 2015 Pazar

Korcula-Hırvatistan

 Uzun bir tembellik seansından sonra,ufak Korcula ile devam edeyim.Bir tane daha ufak liman var yazacağım o kadar.
Bu aralar Çin mutfağına baya sardım yalnız,trde bok gibi pahalı da,avrupada dolu çinli olduğu için fiyatlar 3-4 euro,şaka gibi lan.
 Deneyin.

  Konuya geri dönersek;Korcula ufak bir hırvat kasabası.Dalmaçya kıyılarındaki diğer kasabalar gibi burayı yıllarca venedikliler yönettiği için çokta hırvat kasabası tadı yok kendisinde.Nüfus hırvat,lakin alayı italyanca konuşup,italyanları sevmeyenler kategorisinden.

 Hani mekanı kısaca özetlersek,*tepede katedral var,çevresinde eski şehir,o kadar*.Dalmaçya kıyısındaki diğer kasabalarda açıkçası aynı,birbirine çok benziyor.
 Şöyle yani:



 St.Mark katedrali:


15.yüzyıldan kalma bildiğimiz katedral lan işte.

 Mekanın asıl güzelliği ara sokaklar:









  Ayrica yazın her gün kılıç dövüşü yapiliyomuş,görmedik gerçi biz.

Ha bunun dışında Marco Polonun doğdugu yer burası.Hatta evi de var ama baya hayalkırıklığı olduğu için hiç foto kasmadım.Polo ailesi hala Korculada yaşiyor o ayrı.

 Burası bu kadar.Yolunuz düşerse günlük 2-3 saat gezilir,pizza yenilir o kadar.Çok bir olayı yok yani.

5 Ekim 2015 Pazartesi

Corfu-Yunanistan

 Evet,uzun bir süreden sonra(tembellik demek lazım),Korfu adasıyla yazmaya devam ediyoruz sayın seyirciler.

 Bu gemi paso irili ufaklı yere gidiyorda,gidilen yerlerin çoğu yazmaya pek değmeyecek yerler,değecek yerlerde ise gemiden çıkamıyorum,sıkıntı oluyor,sinir ediyor falan(mesela kotor,split vs).

 Korfu yunanistanin geri kalanından daha değişik bir pozisyonda.Sebebi ise bizimkilerin burayı hiç işgal edememesiymiş.
 Venedikliler yüzyıllarca yönetmiş adayi ingilizler gelene kadar.Bundan dolayı osmanlı mimarisi yok,venedik mimarisi var+millet cayır cayır italyanca konuşuyor.Ayrica ciddi sayıda ingiliz turist mevcut.

  1500lerde ağır dalmışız buraya,babayı almışız yalnız.Tarih derslerinde niye yok lan bu?

Şehrin bir tarafında kale,öbür tarafında başka bir kale mevcut,ortasında da old town var.Düşününce *nası lan* diyo insan ama kalelerin birisinin kurulma sebebi biziz,öbürü de *lan bu da dursun burda,bir işe yarar* tarzı.

 Başlayayım;
Limandan şehre gitmek için ya 30 dakika yürüyeceksiniz,ya da shuttle bus alacaksınız yavrular.Ben kıçımı kaldırmadım 1.5 euro verip otobüse bindim.
 Otobüs tam merkezde indiriyor ve hemen yanınızda *new fortress*,yani *yeni kale*yi göreceniz.

 Şöyle;



 Manzara güzel ama tepeden;



  Yeni kalenin hemen karşısında eski kale mevcut,arada da şehrin görülecek mekanları var.
Yunan milli marşının yazarı Dyonisios Solomos burda yaşamış(zakynthosta doğmuş ama),kendisine adanmış ufak bir müze var.



  Corfunun sembolü;

  Hikaye fantastik yalnız,babası 60 yaşındayken 16 yaşındaki kızla evlenmiş falan.Hani biz marjinaldik?

 Müze ilginç.Corfunun venedik ve musevi geçmişine ait bilgiler var,solomosun yazdığı mektuplar falan.

 Bilen bilir,sokak fotoğrafları çekmeyi severim(Havana en iyidir bu konuda).Corfunun mimarisi değişik olduğu için,güzel şeyler çıktı;










 Asya müzesi,çok ilgim olmadığından girmedim






 Eski kale ise şu şekilde:


 Bu arkadaş bizimkileri şutlamış,osmanlıcılar yuhalasın bakayım;









 Eski kalenin bir kısmı askeri alan (yassah kardeşim),söyleyeyim.

 Corfu hakkında yazacak çok fazla birşey yok aslında.Yerlisini sevdim,zaten yunanları severim.Magnetini düşürüp kırdığım *sen türksün,senden para almicam* diyen elemanda buralı esnaf.Hatun tatlıydı yalnız.
 Hani trye uzak olmasa,baya ilgi çekebilecek bir ada Corfu.İmkanı olan gelsin.

 Hadi iyi okumalar,öptüm.Sonraki limanlar ufak tefek hırvat kasabaları olacak.