31 Mart 2016 Perşembe

Novi Sad-Vojvodina/Sırbistan

Valla bayadır yazmıyodum,başlıktan anlaşılacağı üzere Sırbistan'a gittim,6 martta falan geri dönücem.Burada aklınıza *cumaya gittim dönücem* gelsin.
Belgrad'ı ayrıntılı yazıcam(hoş 100 tane fotoyu yanlışlıkla sildim),bugün özerk bir bölge olan Vojvodina'nın başkentine evinde kaldığım arkadaşla gittik,memnun kaldık,zaten bende görmek istiyodum bi süredir,iyi oldu.

 Özerk diye geçiyor vojvodina da,kendi yasalarını yapamadıktan sonra ne anladım abicim o işten ben?
 Hoş 26 tane ayrı milliyetten insan ve 6 tane resmi dili var buranın,hoş herkes sırpça anlıyor o ayrı.
Buraları yüzyıllarca macarlar,avusturyalılar falan yönetince ortaya değişik bişey çıkmış,bizimkiler dokunmamış yani.

 Belgrad'dan Novi Sad 100 km falan,trenle 1 saat,otobüsle de 1 saat civarı,gidiş-dönüş bilet alınırsa 1000 dinar(10 dolar).Yeni hızlı trenler tavsiye edilir,otobüsler direk 90'lar türkiyesinden kalma,in-bin falanda yapıyor(minibüs mü bu?).

 Novi Sad'da açıkçası görülecek 2 kilise,1 tane town hall,bir de kale dışında bişey yok,zaten bizde günübirlik gittik,öyle çok laga luga yapmadık.

 Başlayayım:
Petrovaradin Kalesi:

















   Manzara güzel yalnız:
Kale çok eski değil.Danube nehrinin kıyısına 1690larda kurulan Petrovaradin kalesinin bizim açımızdan önemi kendisiyle aynı adlı bir muhaberebeye sahne olması.Osmanlılar dalmış,avusturyalılarda bizimkileri şutlamış.Osmanlı ordusunun neredeyse 2 kat olduğunu ekleyeyim.
 Burada osmanlıları şutladıktan sonra bi de 2.viyana kuşatmasında şutladılar ve bunu yapan aynı general.Charles Eugene de Croy denilen zat(fransız zannedersem,gebersin) aynı zamanda 2.viyana kuşatmasında da osmanlıyı şutlayanlardan.Bu elemanın taaa Tallinn'de ölmesi ve fantastik bir şekilde mumyalanması değişikmiş.Tallinn ne alaka?
 Ha bu arada bu muharebede yenilen osmanlı ordusunun komutanı(bide sadrazam) Silahdar Damat Ali Paşanın mezarı var Belgradda,onu da yazıcaz zamanı gelince.
 Bide kulesi var:



 Neyse tarih bu kadar.Kale baya güzel,manzarası da güzel lakin kaleye çıkarken böcek orgy'si izledik,daha da fantastik oldu:

 Bunlar uğur böceği değil,ne olduklarını da bilmiyorum valla.Kendilerinden binlerce gördük,hepsi de çiftleşme sırasında yapışmış yürüyolardı,ne alakaysa.
 Kalede 5 yıldızlı otel,Novi Sad müzesi(valla bişey yok),askeri amaçla yapılmış yer altı tünelleri,planetarium(ne alaka?) ve sürüyle sanat galerisi mevcut.

 Petrovaradinden sonra köprüyü geçip şehrin *istiklal*ine daldık.
Özgürlük meydanında(trg slobode) Town hall bulunmakta:

 Hemen arkasında Katolik Kilisesi:

 Kilise isimlerine hastayım.%95 ihtimalle Türkçeye çevrilmiyor.Church of Virgin's name bu.İçeride Katoliklerin paskalyası olduğu için ayin vardı.

 Bu meydan trafiğe kapalı ve çevresi tamamen Habsburg mimarisinden örneklerle dolu.Sevdim valla:


 Şu arkadaş hırslı:





 Novi Sad'ı bitirmeden yeme-içme konusuna giricem;
Balkanların genelinde olduğu gibi Pekara(pastane)lar bol bol,içinde Trde bulunabilecek her türlü hamur işi+pizza mevcut.Börek yapıyorlar genelde,güzel pizza yapanları da mevcut.
 Böreğin içinde et domuz yalnız,ben cayır cayır yerim ama hassas olan arkadaşlar olabilir -ki alışkın olmayan bağırsakta sorun çıkartıyor domuz,nerden biliyorum acaba?-
 Bunun dışında Novi Sad'ın kendine özel *index* adı verilen bir sandviçi mevcut ve bunu yapan en güzel yer Maja.
 Şöyle:
 Basit bir büfeden bahsediyoruz yalnız,öyle restoran falan değil.Yanında da gyros yapan yer var ve garip bir şekilde çok gyros yapan yer gördüm(belgradda dahil).
 İlk önce sandviç ekmeğinin büyük mü küçük mü olacağı seçiliyor(normal bir insana küçük yeter söyleyeyim),daha sonra yapan hatun eşşek kadar domuz salamını mangala atıp üstüne rendelenmiş kaşar peyniri ve mantarı koyuyor.Daha sonra da ne ekleyeceğinizi siz seçiyosunuz ve bu fiyata yansımıyor.Rus salatasından tut ayvar'a,köriye,tartar sosuna kadar var valla herşey.
 Küçük sandviç 180(1.8 dolar),büyük 250(2.5 dolar) dinar.Sırbistanın genelinde yeme içme bedavadan biraz daha pahalı ve porsiyonlar amerikan porsiyonundan bir tık az olduğu için fiyatlara şaşırmadım.Belgrad dışı daha da ucuz.
  Şöyle bişey sandviç:
 Yemesi zor yalnız,sonlara doğru bütün içi aşağı kayıyor.
Şimdiye kadar yediğim en güzel sandviçler arasında 2.falan yaparım bunu ben.Sırf bu sandviç için belgraddan gelinir.
 Tek kötü tarafı sırpça(yada balkan dillerinden birisini)bilen birisiyle gidilmesi gerek,menü falan tamamen sırpça,çalışan hatunların ingilizcesi de tek tük,türk diyince zaten *ooo süleyman(muhteşem yüzyıl)* muhabbeti oluyor fix.



Buraya biz taksiyle gittik,herkeste biliyor yerini,2 euro civari tuttu(takside bedavadan az daha pahalı).Taksi zaten şehir genelinde 2-3 euro tutuyor,taksicilerde ingilizce biliyor.



 Son not olarak Sırbistanın en güzel kızları burada.Böyle bi macar karışmış,biraz da avusturyalı koymuşlar üstüne,mis olmuş.Belgradda genelde bakmazken burada baya baya *vay anasını* dediğim cins-i latifler oldu ki bu konuda master degree'yi otobüsleri silme kadın dolu olan baltık ülkelerinden almış bir insanım.
 Sırbistanın genelinde etkili olan türk kültürü yok burada.



Belgrad'ı da gezince anlatıcam zaten.Zaten çok gezicek yeri yok,sindiriyorum yavaştan yavaştan.



 Hadi ciao.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder