Geldik en güzel limandan biri olan Stockholm'e.
Burası hakkında herkes az buz fikir sahibi aslında.Stockholm *iskandinavyanın başkenti* olarak geçiyor.En azından havaalanından yaziyormuş öyle bi yazı,gidip göremedik.
İsveç tarihi boyunca İskandinavyanın dominant gücü oldugunda dolayı(imparatorluk dönemi olsun,kalmar birligi dönemi olsun vs.),hala bölgenin en önemli ülkesi.
Stockholm'dan hiçbir beklentim yoktu açıkçası.Sırf beklentim olmadıgından dolayı bir kaç cruise internet dışında dışarı çıkmadım zaten.Sonra pişman oldum o ayri.Gezecek inanılmaz fazla yer var ve hiçbir zaman yeterli zaman yok bunun için.Yarısını falan anca gezebilmişimdir zamanın yetersiz olmasından dolayı(sabah 9 öglen 4.5 arası).Mutlak suretle en az 1 hafta gidilmesi gerekiyor.Geçen sene stockholmde 1 gece kalırmış gemi,bu sene yapmıyolar nedense.
İnanılmaz güzel bir şehir.Herkesin bildigi üzere sürüyle adanın üzerine kurulmuş.En önemli ada tabi ki eski şehrin bulundugu *gamla stan*.
İngiliz oda arkadaşımla çıktık yine dışarı.Hoş kendisi 2 tane hatun gördükten sonra *hacı ben buraya yerleşicem* diyip iş bulma kurumuna gitmeseydi daha iyiydi.Tıpış tıpış geri geldi tabi *isveççe bilmek lazımmış* diye.
Gemi personeli olmanın stockholmde yararı bol.En basit şekilde söyleyebilirim ki,müzelerin %95ine bedava girebiliyorsunuz.Buna kraliyet sarayı,vasa müzesi falanda dahil.Bu yeni bir uygulama ama,bazı memurlar bilmiyo olabilir,söyleyin.
Liman bölgesi şehrin az buz dışında kaliyor.İstenirse Shuttle'a binilebilir veya yürünebilir.Limandan gamla stan'a yürümek 20 dakika falan tutuyor+manzara görmüş oluyorsunuz.Bizim zamanımız kısıtlı oldugundan shuttle'a atlayiverdik.Tam önümüzde harita vardi:
İlk duragımız ünlü kraliyet sarayıydı:
Devasa büyüklükte bir mekan ve 3 ayrı bölümden oluşuyor.Bunların dışında birde avlu var,orada da askerler nöbet değişimi vs yapiyor işte.Ayrica avlu direk gamla stanın ara sokaklarına açılıyor.Resimler kendini anlatsın:
Medusa'ya dikkat:
Kraliyet ailesinin resmi davetleri kabul ettigi oda(oda demek ufak kaçar gerçi) ciddi manada güzel.Taht falanda orada zaten.
Burada isveçi ziyaret eden ülkelerin armalari yer almakta.Tabi ki finlandiyayi çekiverdim hemen.
Bu 1994teki tarihe geçmiş efsane cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari'nin ziyareti:
Bu da kadın cumhurbaşkanı Tarja Halonen'den:
Kral ve kraliçe resmi davetleri burada yapiyor ama burada yaşamıyorlar.Yaşadıkları saray başka bir adada ve daha büyük.Oraya gidemedik ama.
Kraliyet sarayından sonra tabiri caizse Gamla Standa kaybolduk.Buldugum tek kehribar satıcısı bir türktü,bunuda söylemek isterim(ne ariyosun abi sen orada?).Ara sokaklar lizbonu hatırlattı diyebilirim.
Şu şekilde:
Gamla Stan yazın turistle kaynıyor desek yanlış olmaz.Ama şehrin en güzel cafe ve restoranları burada oldugu için ciddi bir yerli nüfusuda var.
Tesadüf eseri nobel müzesini bulduk ve atlayiverdik içeri:
İlk resim 2 euroyu gösteriyor.2inci resim ilk dijital fotograf makinasi ve 3.resim berlin duvarından alınma.
Burada öyle bir cümle gördüm ki,dayanamadım çektim fotografını.Eleman çok ciddi ayar vermiş:
Yazanın türkçe çevirisi şu:
Bütün bilimsel gerçekler 3 aşamadan geçer.İlk önce insanlar bu gerçeğin incille çatıştığını söyler.İkinci olarak
bunun daha önce keşfedildiğini söylerler.En son olarak bu gerçeğe her zaman inandıklarını söylerler.
Ne mi hatırlattı?
Her şeye *bu kur'anda yaziyo zaten hacı* diyen güruhu.Acı veren şey,bu adamın sözü 200 sene önce söylemesi,bizde ise hala doğruluğunu koruması.
Gamla Standan sonra şehirde boş boş dolaştık.Çek bira festivali yapicaklarmiş yakında,onu gördük:
Çalişanlara adres sorduk ama stockholm dışından geldikleri için bilmiyolardı.
Boş boş dolaşırken güzel kareler çıktı tabi:
Buna özellikle bayıldım
Kral 3.Gustav'ın heykeli oluyor kendisi:
Hoşgördük.
Bunu herkes anlayamaz ama koymam lazım:
Bütün gün+birkaç cruise üstüste gezmemize rağmen hala göremediğimiz o kadar yer vardı ki aslında.Vasa müzesi olsun,kraliyet ailesinin oturduğu saray olsun,yarısını belki görmüşüzdür şehrin.O da en popüler yerleri.Artık bi ara hatunumla gidicem,napalım.
Bunların dışında adamların alışveriş merkezi konseptini inanılmaz beğendim(finlandiyada da var bu olay).Kesinlikle türkiyedeki gibi tek tip değil.Yazıya dökmek inanılmaz zor,görülmesi elzem.Metronunda inanılmaz güzel olduğunu duydum yolculardan.
İngilizce sorunu yok.İngilizce bilmiyorum diyende utandığından konuşmuyordur(var böyle bi olay iskandinavyada) yada göçmendir.
Şimdi o çok ünlü olan *hatunlar* konusuna gelirsek;kendileri güzel.Her zaman dediğim gibi,tallinn daha güzel.Türkiyeden direk geldiyseniz,ağzınız açık bakarsınız ama söyleyeyim.
Stockholm hakkında özet geçersek,kendisine sanat eseri diyebiliriz.
Sıradaki liman bu gemiye gelmemin sebebiydi.
Helsinki.
Burası hakkında herkes az buz fikir sahibi aslında.Stockholm *iskandinavyanın başkenti* olarak geçiyor.En azından havaalanından yaziyormuş öyle bi yazı,gidip göremedik.
İsveç tarihi boyunca İskandinavyanın dominant gücü oldugunda dolayı(imparatorluk dönemi olsun,kalmar birligi dönemi olsun vs.),hala bölgenin en önemli ülkesi.
Stockholm'dan hiçbir beklentim yoktu açıkçası.Sırf beklentim olmadıgından dolayı bir kaç cruise internet dışında dışarı çıkmadım zaten.Sonra pişman oldum o ayri.Gezecek inanılmaz fazla yer var ve hiçbir zaman yeterli zaman yok bunun için.Yarısını falan anca gezebilmişimdir zamanın yetersiz olmasından dolayı(sabah 9 öglen 4.5 arası).Mutlak suretle en az 1 hafta gidilmesi gerekiyor.Geçen sene stockholmde 1 gece kalırmış gemi,bu sene yapmıyolar nedense.
İnanılmaz güzel bir şehir.Herkesin bildigi üzere sürüyle adanın üzerine kurulmuş.En önemli ada tabi ki eski şehrin bulundugu *gamla stan*.
İngiliz oda arkadaşımla çıktık yine dışarı.Hoş kendisi 2 tane hatun gördükten sonra *hacı ben buraya yerleşicem* diyip iş bulma kurumuna gitmeseydi daha iyiydi.Tıpış tıpış geri geldi tabi *isveççe bilmek lazımmış* diye.
Gemi personeli olmanın stockholmde yararı bol.En basit şekilde söyleyebilirim ki,müzelerin %95ine bedava girebiliyorsunuz.Buna kraliyet sarayı,vasa müzesi falanda dahil.Bu yeni bir uygulama ama,bazı memurlar bilmiyo olabilir,söyleyin.
Liman bölgesi şehrin az buz dışında kaliyor.İstenirse Shuttle'a binilebilir veya yürünebilir.Limandan gamla stan'a yürümek 20 dakika falan tutuyor+manzara görmüş oluyorsunuz.Bizim zamanımız kısıtlı oldugundan shuttle'a atlayiverdik.Tam önümüzde harita vardi:
İlk duragımız ünlü kraliyet sarayıydı:
Burada isveçi ziyaret eden ülkelerin armalari yer almakta.Tabi ki finlandiyayi çekiverdim hemen.
Bu 1994teki tarihe geçmiş efsane cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari'nin ziyareti:
Bu da kadın cumhurbaşkanı Tarja Halonen'den:
Kral ve kraliçe resmi davetleri burada yapiyor ama burada yaşamıyorlar.Yaşadıkları saray başka bir adada ve daha büyük.Oraya gidemedik ama.
Kraliyet sarayından sonra tabiri caizse Gamla Standa kaybolduk.Buldugum tek kehribar satıcısı bir türktü,bunuda söylemek isterim(ne ariyosun abi sen orada?).Ara sokaklar lizbonu hatırlattı diyebilirim.
Şu şekilde:
Tesadüf eseri nobel müzesini bulduk ve atlayiverdik içeri:
İlk resim 2 euroyu gösteriyor.2inci resim ilk dijital fotograf makinasi ve 3.resim berlin duvarından alınma.
Burada öyle bir cümle gördüm ki,dayanamadım çektim fotografını.Eleman çok ciddi ayar vermiş:
Yazanın türkçe çevirisi şu:
Bütün bilimsel gerçekler 3 aşamadan geçer.İlk önce insanlar bu gerçeğin incille çatıştığını söyler.İkinci olarak
bunun daha önce keşfedildiğini söylerler.En son olarak bu gerçeğe her zaman inandıklarını söylerler.
Ne mi hatırlattı?
Her şeye *bu kur'anda yaziyo zaten hacı* diyen güruhu.Acı veren şey,bu adamın sözü 200 sene önce söylemesi,bizde ise hala doğruluğunu koruması.
Gamla Standan sonra şehirde boş boş dolaştık.Çek bira festivali yapicaklarmiş yakında,onu gördük:
Çalişanlara adres sorduk ama stockholm dışından geldikleri için bilmiyolardı.
Boş boş dolaşırken güzel kareler çıktı tabi:
Buna özellikle bayıldım
Hoşgördük.
Bütün gün+birkaç cruise üstüste gezmemize rağmen hala göremediğimiz o kadar yer vardı ki aslında.Vasa müzesi olsun,kraliyet ailesinin oturduğu saray olsun,yarısını belki görmüşüzdür şehrin.O da en popüler yerleri.Artık bi ara hatunumla gidicem,napalım.
Bunların dışında adamların alışveriş merkezi konseptini inanılmaz beğendim(finlandiyada da var bu olay).Kesinlikle türkiyedeki gibi tek tip değil.Yazıya dökmek inanılmaz zor,görülmesi elzem.Metronunda inanılmaz güzel olduğunu duydum yolculardan.
İngilizce sorunu yok.İngilizce bilmiyorum diyende utandığından konuşmuyordur(var böyle bi olay iskandinavyada) yada göçmendir.
Şimdi o çok ünlü olan *hatunlar* konusuna gelirsek;kendileri güzel.Her zaman dediğim gibi,tallinn daha güzel.Türkiyeden direk geldiyseniz,ağzınız açık bakarsınız ama söyleyeyim.
Stockholm hakkında özet geçersek,kendisine sanat eseri diyebiliriz.
Sıradaki liman bu gemiye gelmemin sebebiydi.
Helsinki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder