Aslında çoğu zaman böyle oluyo.Bişeyi bekleyince haber gelmez veya kötü haber gelir,*koy götüne panpa* kafasına girdiğin anda beklediğin iyi haber gelir.Murphy kanunu mudur nedir anlamadım ki.
Sonuç olarak şubat sonunda yeni yapılacak olan MSC preziosa'ya istenmişim.Yani *bayandan 0 temiz gemi* kategorisine girmekte.Doktordanda olabilir,bilemicem.
Yeni gemi açmak aslında baya zor bi iş.Sonuçta gelecek bütün malları hamal gibi taşıyıp,mağazaları dekore etmek gerekecek.Avantajıysa,yepisyeni gemi olduğundan dolayı şirketler en kral departman müdürlerini görevlendirirler.Bunun dışında,yepisyeni gemi lan işte.Fransanın St.Nazaire limanında yapiliyo şu an ki bu liman Finlandiyanın Turku limanıyla beraber dünyanın en büyük gemilerini itinayla yapmakta.
Aslında mart 14te ilk cruise'a başlıcak gemi,bizim 15 gün önceden gidip,mağazaları hazırlayıp,üstüne gezmemiz lazım.Eğer sistem eski şirketimdeki gibiyse,son güne kadar yatıp,son gün hayvani bir şekilde çalişilir.
Misafir sayısı:4000 kişi
Mürettebat:1370 kişi
Eski gemimin 2300 kişilik olduğunu düşünürsek,bisikletten uçağa geçmek gibi bişey olacak benim için.
Kendisi şu şekilde:
Gözüme çarpan detaylar *4D* sinema ve formula 1 simulatörü olması.Ha bize bişey farketmicek en nihayetinde.
Limanlar şu şekilde:
İlk cruise St.Nazaire limanından Cenovaya olacağı için,bir kere yapılacak.
-Lisbon
-Cadiz
-Casablanca
-Valencia
-Marseille
-Cenova
Limanda kalma saatleri tatmin edici,özellikle Casablanca gece 10'a kadar.
Cenovadan sonra,Kasıma kadar 1 haftalık aynı cruise yapılacak.Benim kontrat ağustos sonu falan biticek zaten.
-Cenova
-Napoli
-Messina
-La Goulette(burdan tunis'e gidiliyo),yani tunus işte
-Barcelona
-Marseille
Kasımdan sonrada güney amerikaya gidiyo.
Limanda kalma saatleri tatmin edici,beğendim.2-3 cruise sonra görülecek her yeri görüp,yatarım zaten.
Dürüst olmam gerekirse,güney avrupa şehirleri hiçbi zaman çekici olmadı benim için(beeeeelki kuzey italya olabilir,çok sıkarsam o da).Bide özellikle millet(hatun milleti işte,benimki dahil) sürekli barselonaya gitme çabasında olduğu için,bide üstüne saçma sapan turistikliği eklenince çokta bi ilgimi çekmiyodu hani.
Marseille'yi merak ediyorum ama.Hoş giden ingiliz arkadaş hiç beğenmediğini söylemişti(bir ingilizin fransayı sevmesi gibi bişey söz konusu olamaz zaten,dallamasınız olm).
Sonuçta,kontrat bitimine kadar aynı şehirlere gidip gidip gelicez.
1 haftalık cruiseların iyi tarafı paranın dibini görücek olmamdır(gelsin eurolar diyoruz,evet).Mağazalarda çalişanlar için en uygun süre 1 hafta zaten.15 gün çok fazla,3-4 günde çok az.
Eğer Fransızlar dallamalık yapmayıp(böyle bişey mümkün mü acaba?) 1 senelik vize verirse,kontrat bitiminde ülkeye hiç geri dönmeden direk litvanyaya gitme planımda yok değil hani.
Sonuç olarak,güzel bir ilk kontrat olacağını umuyorum.