24 Ocak 2016 Pazar

Bir masonla muhabbet

 Şu akp başa geldiğinden beri bi mason manyaklığı sürmekte ülkede.Sırf bundan dolayı açtım bu konuyu.
 Geçen cruiseların birinde ingiliz bir çift geldi mason,birkaç tane pırlanta alıp gitti.Arada ben muhabbeti derinleştirdim kendileriyle.
 Daha sonra hatunun kocası geldi tek başına,*tolga sende sembollü altın var mı* diye sordu.*Sembollü ne demek lan* diye düşünürken,herif kağıt alıp mason sembolü çizdi,olayı çaktım,elemanda sonradan itiraf etti arkadaşına hediye alacakmış.Muhabbeti sürdürdük.

Elemanın söyledikleri aşağı yukarı şu şekilde:
 Ben:Peki mason olmanın nasıl bir avantajı var?
 Eleman:Biz birbirimize yardım ederiz.Mesela bir iş adamıysan ve işlerin kötü gidiyorsa faizsiz borç veririz,işlerini düzeltmene yardımcı oluruz,vefat ettiğinde eşine ve çocuklarına yardım ederiz,vs.Ayni zamanda ciddi yardımlarımızda olur afrikaya vs.
 Ben:Çoğu insan masonların çok gizli bir tarikat olduğunu düşünüyor.
 Eleman:Bir mason olmak için başka bir masondan davetiye alman gerekir.
Ben:Peki birbirinizi nasıl tanıyorsunuz?
 Eleman:Genelde hepimizde mason olduğumuzu gösteren birşey bulunur,mesela dövme.Eğer gemide başka bir masonla karşılaşırsam muhabbet etmemiz zorunlu gibi birşeydir.
 Ben:Bazı komplo teorisyenleri masonların her yerde adamı olduğunu söylüyor.Doğru mudur?
 Eleman:Büyük britanya mason locasının ustası büyük britanya kraliçesine(yani kraliçe elizabeth diyor burda eleman) en yakın isimdir ve yıllardır aynı görevi sürdürmektedir.Diğer ülkelerde de benzer pozisyonlarda masonlar var,evet.

Gemide şimdiye kadar tanıştığım fantastik insanlara bunlar da eklenmiş oldu.

En nihayetinde insan lan işte,çok gizli örgüt diye kasmaya lüzum yok şimdi.

13 Ocak 2016 Çarşamba

Yok artık

Değişik şirketlerde toplam 6 kontrat yapmış birisi olarak *lan herşeyi gördüm,artık şaşırmam* diye düşünüyodum.
 Murphy yine ağzıma çaktı.Çok ağır hemde.

Olayın background'u şu şekilde;
Bi 6 ay önce bizim şirket yeni bir departman açtı *port and shopping guide* adında.Bu adamların olayı karayipler ve alaskada limanlarda olan duty free shop'ları tanıtmak.
 Bu pozisyonu farklı şirketler Amerikan gemilerinde yapiyor zaten.Bu işin amacı limanlardaki pırlanta,değerli taş ve saat satan mağazaları millete tanıtmak -ki inanılmaz fazla var-.
 Yani rolextir,tag heuer'dir falan limanda daha ucuza bulunabilir kara ve gemi fiyatlarına oranla.

Düşününce olay mantıklı,gemideki farklı bir şirket *port and shopping guide*ları işe alıyor ve bunların amacı gemideki elemanları limanlarda alışveriş yapmaya özendirmek.
 Basitçe konuşursak bu adamlar bizim en önemli rakibimiz.Karşılıklı nefret ilişkisi var yani.

 İşin mantıksız kısmı ise şu;
Gemideki mağazaları yöneten şirketle,port and shopping guideların bağlı olduğu şirket aynı ve bu guidelar cruise boyunca *limanda daha ucuza nasıl alışveriş yaparsınız*'ı konuşuyor müşterilerle.
 Şirketin mantığı ise şu:*Senin mağazada herşey yok,o bakımdan sende olmayan mallar için port and shopping guide müşterilere özel indirim veriyor limanlarda*
 Yani çalıştığım şirket kendi mağazalarının fiyatlarını kötülüyor ve daha sonra bana *hedefin şu kadar pırlanta* diyebiliyor.
 Şu ana kadarki kayıbım en azından 30bin pound civarında.Çok ciddi bir rakamdan bahsediyorum.Ve bu kayip *legal*.

 En son dün müdür tarafından bana limandaki mağazaların haritasını içeren bir broşür verildi ve bunu *müşterilere vermem* söylendi.
 İyide ben niye kendi mağazamı kötüleyen broşürü millete veriyorum yahu?

İşin iç yüzü çok garip.Çalıştığım şirket limandaki mağazaların kendi mağazalarından daha ucuza mal verdiği biliyor ve kendi mağazasını kötülüyor.

 Sinirden gülesim geldi,nasıl bir mantık?

Lan italyan gemisinde çalışırken bile böyle bir mantıksızlık yoktu.Hani karşılaştırma açısından söylüyorum.

 Çok cins bir durumla karşı karşıyayım.Swingerlıktaki mantığı bile anladım ama bunu anlamadım,olaya gel.

 Fantastik.

4 Ocak 2016 Pazartesi

Karayipler Top 5

 Bayadır birşey yazmıyorum çünkü yazacak birşey yok.Karayipler hepsi birbirinin aynısı olan adalardan oluşan bir bölge sonuçta.Hani öyle çıkalım tarihi eser görelim,yok onu görelim diye birşey yok valla.
 Ha bazi güzellikleri var o ayrı.Avrupadan daha pahalı olmasa iyi olacak ya,neyse.

Tecrübeme göre karayipler top 5 karşınızda;

 1)Barbados:Karayiplerin en doğusunda bulunan bu *çük* kadar ada aynı zamanda bölgenin en gelişmiş ülkelerinden.Doğu karayip doları yerine kendi parasını kullanıyor,lakin her adada olduğu gibi ABD doları defacto resmi para birimi.1 abd doları=2 barbados doları diye hesaplayınız.
 Başkent güzel,boatyard pahalı olsa da güzel bir beach bar ve sürüyle atraksiyonu var(yok kaplumbağlarla yüzme falan).Ada taksiyle 2-3 saatte dolaşılıp bitirilebilir.
 Ayrica cruise terminalinde efsane brownie ve kahve yapan ufacık bir mekan olduğunu ve kaçırılmaması gerektiğini söylemem gerek.

 2)Bequia:Bu ada yeni keşfettiklerimden.Çok gemi gelmiyo zaten.St.vincent and grenadines adlı devleti oluşturan adalardan bir tanesi.
 Öyle cruise terminali falan yok,tender yapıyor gemi.İlk bakışta aşk gibi biryer burası.Ciddi anlamda da expat yaşıyor,bundan dolayı siyah-beyaz ayrımı çok yok.
 topu topu 5 bin kişinin yaşadığı 18 kilometre kare bir adadan bahsediyoruz.Ayrica fantastik bir şekilde inanılmaz tatlı bir türk çifte rastladığım adadır.
   Bakınız:https://www.facebook.com/profile.php?id=100004905721711

3)St.Martin-St.Maarten:Bu bahsettiğimiz ada yarısı fransanın,yarısı hollandanın olan,hollanda tarafının turistiklikten bokunun çıktığı garip bir yer.Fransa tarafı tamamen boş,fransızlığını korumuş,hatta nudist plajı bile olan bir yer(karayiplerde imkansızdır bu,ağır katolik adamlar).Hollanda tarafı ise her gün 5-6 tane geminin geldiği,her yerde pırlantanın,saatin,elektroniğin satıldığı,turistiklikten boku çıkmış bir yerdir.Neden mi ilk 5'e koydum?
 Fransa tarafı sağolsun.Hollanda tarafından baya ucuz kamera ve cep telefonu alınabiliyor.ABDden bile daha ucuz diyeyim,anlayın siz.Hani olay tamamen mantıksal.
 Bu adaya gitmek için hollandadan özel bir vize alınması gerek.Fransa tarafına gidilecekse,fransadan *overseas* vizesi alınması gerekiyor.Ha check eden var mı diye sorarsanız,yok tabi.Hollanda tarafıyla fransa tarafı arasında tabela var sadece.

4)Dominica:Bu ada öyle aman aman turistik değil,hatta garip bir şekilde millet fransızca falan konuşuyor arada bir.Değişik.
 Top 5'e neden mi koydum?
Karayiplerde hayatta kalan adanın asıl yerlileri(caribs) burada yaşıyor sadece.Bunun dışında burada adam gibi plaj yok,lakin doğal güzellikleri süper.Maymundur,papağandır falan.

5)Aruba-Curacao-Bonaire(ABC adaları):Hollandaya bağlı mı değil mi,ne olduğu belli olmayan adalardan.Hollanda antillerine bağlı özerk bir yer falan diyoda millet,orada ortalık biraz karışık.Bu adaların olayı sessiz sakin olması,genel anlamda sevdim yani,özel bir nedeni yok.
 Ayrica hollandaya bağlı olmaları bu adaları genel anlamda gelişmiş yapmakta diğer adalara nazaran.
Curacao'da özellikle kolonizasyon döneminden kalan eski şehir var böyle renkli renkli,sürüyle venezuelalı göçmen yerel meyvelerden smoothie yapmakta(denemeyeni döverler).Adaların resmi dili ingilizce değil,ufak yerlerde konuşamayan kişilere rastlamak olası.
 Ayrıca buralara gitmek için hollanda büyükelçiliğinden *antiller* vizesi almanız gerek.

 Hani trden tatile gelmeye değmez diyeyim karayipler(deniz dışında,turkuaz deniz).O uçak parasına değmez yani.
 Ha illaki gelinecekse,barbados'u öneririm,aha da önerdim.