Geldik litvanyanın bilinmeyen cevherlerinden birine.Turist rehberlerinde falan yok(yani ben görmedim,belki vardır) burası baştan söyleyeyim.
İsmi garip gelebilir ama o s'leri ş diye okuyacaksınız.
Rumsiskes kaunasın 20 km doğusunda yer alan ufak bir kasaba(çayyolu diye düşünün angaralılar).Dolmuşla ulaşılabiliyor rahatça.Burası şehirden bunalan litvanların başlıca dinlenme mekanı.Adamlar 300,500bin nüfuslu şehirlerden bunalabiliyorlar,gerisini siz düşünün ne diyim.
Kendilerine *gel bi istanbula canım sen,gör ebeni* diyoruz.
Müzenin websitesi:http://www.muziejai.lt/kaisiadorys/open-air_muziejus.en.htm
Burası aslında avrupanın en büyük açık hava etnoğrafya müzesi.Litvanyanın 4 ayrı bölgesinden getirilmiş 160 tane binaya sahip kendisi.
Müze de bu şekilde 4 ayrı bölgeye ayrılmış:
-Samogitia(kuzeybatı)
-Aukstaitija(kuzeydoğu)
-Suvalkija(Kaunas çevresi)
-Dzukija(güneydoğu,tarihsel olarak belarus ve polonyadaki bazı toprakları da içerir,land of songs olarakta anılıyor).Vilniusun bulunduğu bölge.
Müzeye giriş 10 litas(3 euro falan).Araba,minibüs ve otobüsle giriş için ayrı ücretler var.Hangi manyak otobüsle giriyor o kısmı bilmiyorum.
Bu müze aslında Kauno marios adı verilen yapay bir gölün çevresinde konuşlanmış doğal parkın ufak bir kısmı.Yapay gölün yapılmasının sebebi kaunas hidroelektrik santrali.İstenirse burada yüzülebiliyor(yüzdük şahsen,güzel denilebilir).
Toplam alan 63 kilometrekare civari,kaunas-vilnius otobanının hemen yanında yer alıyor.
Şöyle göstereyim:
Bu fotoğrafın en sol kısmı kaunas'ın içinde olan park ve plaj.Rumsiskes ise gölün tam ortasında hemen üstte yer alıyor.
Müzede yer alan her binanın tarihçesi,hangi yılda yapıldığı,hangi bölgeden getirildiği gibi sürüyle bilgi mevcut(bazıları ingilizce değil).Lakin 160 tane binanın hepsini okumadığım için,fotoğrafları direk verip,yorum yapmakla yetinicem.Binaların çoğu 19 ve 18. yüzyıllardan kalma.İçerisindeki eşyalarla beraber.
Rumsiskeste bir litvanya klasiği olarak *doğayla başbaşa kalma* muhabbetinin bir örneği mevcut.
Litvanya geneline dağılmış bu tür evleri kısa süreliğine kiralayıp kalabiliyorsunuz.Otel niyetine yani.En büyük farkı doğayla iç içe olmak.En kısa sürede yapacağım şeylerden birisi olacak.
Finlerin *summer cottage* muhabbeti gibi yani.
Müzeye giriş ve harita şu şekilde:
Ufak bir tarihçe:
Müzeye girildiğinde ilk karşılaşılan yer ufak bir kasaba.Burasını basitçe anlatırsak,çevre köylerden gelen kişilerin alışveriş yaptığı,bürokrasinin vs. döndüğü yer.Çevre köylerin merkezi diyelim biz.
Şöyle bir yer:
Kilisenin içi:
Kaymakamın odası:
Arkadaki resim büyük dük vytautas'a ait.
Bu kasabadaki evlerin birinde el yapımı hediyelik eşya satan esnaflar mevcut.Bunlardan bir tanesi 80 yaşındaki inanılmaz tatlı bir teyze.Kendisi dikiş nakışla uğraşıyor.Öbürü ise tahtayla uğraşan bir dayı.Daha çok esnaf vardı lakin kapalılardı biz gittiğimizde.
Şöyle bir mekan burası:
Kasaba böyle.Köyleri direk fotoğraflarla anlatıcam:
Büyük dük Vytautas.Kendisiyle alakalı daha fazla bilgi isteyenler *litvanya rehberi*ne bakabilir.
Faytonlar:
Çatıya yeşillik koyma muhabbeti norveçte de mevcut.
Eski kiliselerden.Şapel demek daha doğru gerçi.
Litvanyada bizim nevruza benzer bir gelenek mevcut(paganismden kalma).Köyde yaşayan insanlar bu maskeyi giyip kötü ruhları kovarlarmış.
Gidilen cafeden bir halı örneği.Ballı-naneli çaylarını tavsiye ederim.
Okul:
Yine okul.Eskiden öğretmenler okulun içinde yaşarlarmış.
Bunun olayı çözülemedi:
Çoğu köyde benzer eşyalar kullanılıyor hala:
Yine cafeden.Gayet tatlıydı bunlar.
Ülkenin arması.Pasaportlarda da bulunur.
Bu görülen bardak ve sürahiler günümüzde aynen kullanılmakta evlerde.
Eski paltolar:
El yapımı bir keman:
Bu tahta terlikleri hala kullanıyorlar mı bilmiyorum ama hiç görmedim şimdiye kadar.
Evler *düşük gelirli çiftçi,orta direk ve zengin* olarak ayrılmış durumda.Zenginler baya iyi yaşiyormuş zamanında onu öğrenmiş olduk.
Şahsi görüşüm buraya bir litvanla gelmeniz gerek.
Mekan oksijen bolluğundan dolayı baş ağrısı yapabilir alışkın olmayan bünyelerde(mesela ben).Dalga geçmiyorum.
Genel görüşüm müzenin gayet güzel olduğu şeklinde.Lakin belli bir süre sonra evler kendini tekrar edebiliyor.
Ayrica bazı evlere bakan kişiler göreceksiniz.Genelde 60-70 yaşında olan bu teyzeler el yapımı dikiş nakış,tatlı,kurabiye vs. satmakta.Hediyelik eşya alınabilir bu teyzelerden rahat rahat.Pazarlık yapmayı deneyin.
Litvanyaya gelenlerin mutlak suretle kaçırmaması gereken bir mekan.Günübirlik sabah erkenden çıkılması kafi.
Böylece tatilimizi bitirip,yeni gemilere yelken açıyoruz.