Nüfusu 100.000'i aşan ender norveç şehirlerinden birisi stavanger.Bu da kendisini ülkenin en büyük 4.şehri yapiyor.Şehrin kurulduğu arazi geniş hakkaten *bize göre değil tabi*.
Stavanger'in en önemli özelliği kuzey denizindeki petrolün ilk burada keşfedilmesi.Bundan ötürü ünlü bir petrol müzesi mevcut.Petrol bulunmadan önce şehir norveçin *ringa balığı başkenti* ünvanını taşiyomuş.
Bunun dışında eski şehir ve şehrin tam ortasındaki park ve yapay gölde görülecekler arasında.Açıkçası daha önce şehrin tam ortasında yer alan hayvani büyüklükte bi göl görmemiştim ne yalan söyliyim.Norveçin en pahalı şehirleri arasında(daha ne kadar pahalı olabilir ki birader).
Gezerken en büyük avantajımız geminin şehrin tam göbeğindeki *guest harbour*a demir atması oldu aslında.Buradan eski şehir 5 dakika,ara sokaklar vs.10 dakika falan sürüyor.Hava bide güneşli olunca,Stavanger'i sevdim.Şehrin tek sevmediğim tarafı mc donaldsta big mac menüye 15 dolar vermek oldu(evet,denemeyin bunu).Bide şehirde önemli sayıda ortadoğulu mevcut(bizimkilerde dahil).
Şehir merhaba demeyi unutmadı bize:
Liman bölgesinde ilk olarak şu dikkatimi çekti:
Kendisi ne yapiyo orada bilmiyorum valla.
İlk olarak eski şehire gittik.Avrupanın en büyük tahtadan yapılma evlerini içeren bir mekan burası.200 küsür tane ev var.Hepsinde de oturan var.
Evler 18 ve 19. yüzyıldan kalma.*gamle stavanger* deniyor buraya.Zaten isveççede eski şehire *gamla* deniliyodu,böylece dil benzerliğinden anlam çıkarması yaptık.
Eski şehir inanılmaz tatlı bi yer:
Favorim şurası:
Eski şehirden sonra şehir meydanındaki pazara uğranabilir.Buradaki satıcıların alayı ortadoğulu,ona göre pazarlık yapılması elzem.
Ama diğer şehirlerden daha farklı bişey satmiyolar açıkçası.
Pazardan yukarı çıkınca Stavanger kilisesine variyosunuz.Giriş ücretli,gemi personeline beleş tabi.
Kilisenin hemen arkasında daha öncede dediğim gibi şehrin simgesi olan park yer aliyo.*Breiavatnet* deniyor kendisine.Bizim kuğulupark tadında ama daha büyük biyer.
Deniz analarıylada takılabilirsiniz gölde:
Burası şehrin tam ortasında.İstenirse ara sokaklarda kaybolunabilir -ki kaçırmadım bu fırsatı-.Şöyle görüntüler ortaya çıktı:
Ara sokaklar inanılmaz tatlı.
Buradan *valberget* adı verilen,eskiden şehir bekçisine ait olan bir kule gezilebilir.Tepeden fotograf çekilebilir.
Bu kulenin bir tarihi var aslında ama unuttum gitti.Bekçiye aitmiş,kendisi şehri yangınlardan falan korurmuş,vs.Herifler onu bile paraya çeviriyo.
Kuleden limana doğru inince petrol müzesine variyosunuz.Çok ilgimi çekmedi,tek bişey dışında:
Herifler petrol sayesinde paranın dibine vuruyo.
Petrol müzesinde benim ilgimi çekmesede,ilginç çok şey var.Eskiden kullanılan aletler vs.
En ilgi çeken şey,petrol sayesinde devletin sürekli bütçe fazlası vermesi.Bu bütçe fazlasıda ülke nüfusuna eşit olarak bölünüyo ve insanlara ekstra para olarak geri dönüyo(yıllık 3000 euro mu ne).Bak bütçe fazlası diyorum,insanlara ekstra olarak veriliyo diyorum.Bize çok uzak şeyler gerçi bunlar.
Stavanger'dan norveçin büyük şehirlerine feribot seferleride var.Bergen'e falan gidilebilir.
Şehirden genel fotoğraflarla bitiriyorum:
Şehirde ingilizce sıkıntısı yok ülke genelinde olduğu gibi.Şehrin %35'i üniversite mezunu zaten(ülke geneli %25 falan).
Bunlar dışında şehirde gezilebilecek birkaç yerde var.Şehir dışında ise denize girilebilir(plaj var evet),olmadi dağ tepe tırmanılıp,fiyordlarla takılınabilir.
Stavangerdan avrupanın çogu yerine ucuz uçakta mevcut -litvanyadan bile var-.Gidilmezse çok bişey kaybetmezsiniz ama ben sevdim şimdi ne yalan söyliyim.
Normal şartlar altında buradan sonra bergen ve oslo'yu yazmam gerekiyodu,ama daha öncede dedigim gibi,bergende dışarı çıkamadım,osloda sabah 8-akşam 5 gezilebilecek kadar ufak değildi.
Böylece Stavanger'la birlikte 2.kontratımıda bitirip kürkçü dükkanına geri dönüyorum.Ama yapilicak çok şey var tabe.
Stavanger'in en önemli özelliği kuzey denizindeki petrolün ilk burada keşfedilmesi.Bundan ötürü ünlü bir petrol müzesi mevcut.Petrol bulunmadan önce şehir norveçin *ringa balığı başkenti* ünvanını taşiyomuş.
Bunun dışında eski şehir ve şehrin tam ortasındaki park ve yapay gölde görülecekler arasında.Açıkçası daha önce şehrin tam ortasında yer alan hayvani büyüklükte bi göl görmemiştim ne yalan söyliyim.Norveçin en pahalı şehirleri arasında(daha ne kadar pahalı olabilir ki birader).
Gezerken en büyük avantajımız geminin şehrin tam göbeğindeki *guest harbour*a demir atması oldu aslında.Buradan eski şehir 5 dakika,ara sokaklar vs.10 dakika falan sürüyor.Hava bide güneşli olunca,Stavanger'i sevdim.Şehrin tek sevmediğim tarafı mc donaldsta big mac menüye 15 dolar vermek oldu(evet,denemeyin bunu).Bide şehirde önemli sayıda ortadoğulu mevcut(bizimkilerde dahil).
Şehir merhaba demeyi unutmadı bize:
Liman bölgesinde ilk olarak şu dikkatimi çekti:
Kendisi ne yapiyo orada bilmiyorum valla.
İlk olarak eski şehire gittik.Avrupanın en büyük tahtadan yapılma evlerini içeren bir mekan burası.200 küsür tane ev var.Hepsinde de oturan var.
Evler 18 ve 19. yüzyıldan kalma.*gamle stavanger* deniyor buraya.Zaten isveççede eski şehire *gamla* deniliyodu,böylece dil benzerliğinden anlam çıkarması yaptık.
Eski şehir inanılmaz tatlı bi yer:
Favorim şurası:
Eski şehirden sonra şehir meydanındaki pazara uğranabilir.Buradaki satıcıların alayı ortadoğulu,ona göre pazarlık yapılması elzem.
Ama diğer şehirlerden daha farklı bişey satmiyolar açıkçası.
Pazardan yukarı çıkınca Stavanger kilisesine variyosunuz.Giriş ücretli,gemi personeline beleş tabi.
Kilisenin hemen arkasında daha öncede dediğim gibi şehrin simgesi olan park yer aliyo.*Breiavatnet* deniyor kendisine.Bizim kuğulupark tadında ama daha büyük biyer.
Deniz analarıylada takılabilirsiniz gölde:
Burası şehrin tam ortasında.İstenirse ara sokaklarda kaybolunabilir -ki kaçırmadım bu fırsatı-.Şöyle görüntüler ortaya çıktı:
Ara sokaklar inanılmaz tatlı.
Buradan *valberget* adı verilen,eskiden şehir bekçisine ait olan bir kule gezilebilir.Tepeden fotograf çekilebilir.
Bu kulenin bir tarihi var aslında ama unuttum gitti.Bekçiye aitmiş,kendisi şehri yangınlardan falan korurmuş,vs.Herifler onu bile paraya çeviriyo.
Kuleden limana doğru inince petrol müzesine variyosunuz.Çok ilgimi çekmedi,tek bişey dışında:
Herifler petrol sayesinde paranın dibine vuruyo.
Petrol müzesinde benim ilgimi çekmesede,ilginç çok şey var.Eskiden kullanılan aletler vs.
En ilgi çeken şey,petrol sayesinde devletin sürekli bütçe fazlası vermesi.Bu bütçe fazlasıda ülke nüfusuna eşit olarak bölünüyo ve insanlara ekstra para olarak geri dönüyo(yıllık 3000 euro mu ne).Bak bütçe fazlası diyorum,insanlara ekstra olarak veriliyo diyorum.Bize çok uzak şeyler gerçi bunlar.
Stavanger'dan norveçin büyük şehirlerine feribot seferleride var.Bergen'e falan gidilebilir.
Şehirden genel fotoğraflarla bitiriyorum:
Şehirde ingilizce sıkıntısı yok ülke genelinde olduğu gibi.Şehrin %35'i üniversite mezunu zaten(ülke geneli %25 falan).
Bunlar dışında şehirde gezilebilecek birkaç yerde var.Şehir dışında ise denize girilebilir(plaj var evet),olmadi dağ tepe tırmanılıp,fiyordlarla takılınabilir.
Stavangerdan avrupanın çogu yerine ucuz uçakta mevcut -litvanyadan bile var-.Gidilmezse çok bişey kaybetmezsiniz ama ben sevdim şimdi ne yalan söyliyim.
Normal şartlar altında buradan sonra bergen ve oslo'yu yazmam gerekiyodu,ama daha öncede dedigim gibi,bergende dışarı çıkamadım,osloda sabah 8-akşam 5 gezilebilecek kadar ufak değildi.
Böylece Stavanger'la birlikte 2.kontratımıda bitirip kürkçü dükkanına geri dönüyorum.Ama yapilicak çok şey var tabe.