Tr'ye geldiğime göre(kısa süreliğine de olsa) gezilen yerleri yazabilirim artık.
Aslında çok fazla gezmedim.Çıkmayı planladığım limanlarda ya ipm(yani gemide kalman zorunlu) ya da birkaç saat çalışmamız gerekti,daha sonra da kıçımı kaldıramadım.
En son liman olan mahonda da baya bir baş ağrısından müzdarip olduğum için gezesim yoktu.
Elimizde 5 tane liman var yani.Cartagena dışında hepsi atıştırmalık ufak kasabalar diyebileceğimiz yerler o bakımdan çok fantastik yazılar beklemeyin.Hani görülecek çok yer yok ve topu topu 1.5-2 saat harcadığım yerler.
İlk limanımız barselonanın kıçının dibinde bulunan,sonuna kadar katalan olan Palamos.
Bu ufak kasaba 800 yıllık ve bizim açımızdan birkaç sürprize sahip bir yer(anlatıcaz canım benim).Açık konuşmak gerekirse neden geldiğimizi anlamadığım birkaç limandan birisiydi burası.Lakin kendisi ufak ve turistik olmayan bir yer.Bir neden olmadan sevdiren yerlerden.
Başlayalım:
Harita şu şekilde:
Sol aşağıda cruise limanı mevcut,sadece tek gemi kapasitesi var.Hemen yanında da old town,kuzeyde ise kasabanın tam göbeğinde bulunan plaj görülebilir.
Aslında shuttle busta var ama 5 dakika yürüyüverin arkadaşım.
Old Townda görülmesi gereken tek yer Santa Maria Del Mar kilisesi.Zaten şehrin sembolü kendisi.
Şöyle:
600 yıllık bir mekan.Mimarının hollandalı olması dışında bir olayını görmedim ben.
Anladığım kadarıyla Palamosta iki tane old town mevcut.Bir tanesini zaten söyledim,öbürü de kasabanın biraz dışında yer alan turistik olmayan,insanların yaşadığı bir semt.Yakınlarında park ve tepe olduğundan dolayı görülebilir.
Biz ilk old towndan başlayalım:
Tipik bir ispanyol eski şehri,sokaklarda kaybolmak gerek.Ana caddeden alışveriş yapılabilir.Diğer yerlerden ayrılan farkı,turistik bölgelerle yerel insanların takıldığı bölgelerin aynı olması ki bu güzel bişey.
Old towndan çıkıp dümdüz kuzeye gidildiği takdirde(bi 20 dakika falan sürüyor bu),ikinci old town'a varmış oluyoruz.Buraya biz biraz dokundurmuşuz zamanında.
Saint Eugenia Kilisesi:
Okuyalım ne yazıyor orada:
*1543 yılında Palamos kasabası Barbaros Hayrettin Paşanın(red beard diye geçer batıda,kızılsakal) korsanları(yani türk diyo herifler direk) tarafından yağmalanır.Yağmalarken bu kiliseyi de yakıp,çanları çaldılar.*
Aklımıza bazı sorular gelmekte bunu okuyunca:
-İşiniz gücünüz yok,neden allahın unuttuğu ufak bir kasabayı yağmalıyorsunuz?
-Hadi yağmaladınız,neden kiliseyi yakıyorsunuz?
-Hani kiliseyi yaktınız,çanlarını çalmak ne arkadaşım? Sapık mısınız?
Bu osmanlıdaki *ayyyh çok hoşgörülüydü yaaee* muhabbetine açıklık getireceğini umuyoruz bu güzel yağmalamanın.
Neyse,konu sapmasın dicem de,okuduğumdan hakkaten güldüğümü hatırlıyorum.Çanları niye çalıyosunuz abicim?
Devam edelim;
Palamosta bu iki mekan dışında bir de tepe(park diyelim).Çıkmak biraz zahmetli olsa da,manzara güzel.
Burası ispanya iç savaşı sırasında sığınak olarakta kullanılmış:
Şehrin sonuna kadar katalan olduğunu söylemiştim:
Böyle çok fazla balkon vs. görüceksiniz.
Genel fotoğraflar:
Palamos bu kadar.Hakikaten başka bir olayı yok burasının.Barselona gezisinde günlük takılabileceğiniz bir mekan.
Yerli malı yurdum malı almak isteyenler uğrayabilir.Barselona bok gibi turist kaynadığı için adam gibi mekan bulmak zorlaşıyor anlaşılacağı üzere.
Sonraki durağımız ufak bir endülüs kasabası olan Motril.
Aslında çok fazla gezmedim.Çıkmayı planladığım limanlarda ya ipm(yani gemide kalman zorunlu) ya da birkaç saat çalışmamız gerekti,daha sonra da kıçımı kaldıramadım.
En son liman olan mahonda da baya bir baş ağrısından müzdarip olduğum için gezesim yoktu.
Elimizde 5 tane liman var yani.Cartagena dışında hepsi atıştırmalık ufak kasabalar diyebileceğimiz yerler o bakımdan çok fantastik yazılar beklemeyin.Hani görülecek çok yer yok ve topu topu 1.5-2 saat harcadığım yerler.
İlk limanımız barselonanın kıçının dibinde bulunan,sonuna kadar katalan olan Palamos.
Bu ufak kasaba 800 yıllık ve bizim açımızdan birkaç sürprize sahip bir yer(anlatıcaz canım benim).Açık konuşmak gerekirse neden geldiğimizi anlamadığım birkaç limandan birisiydi burası.Lakin kendisi ufak ve turistik olmayan bir yer.Bir neden olmadan sevdiren yerlerden.
Başlayalım:
Harita şu şekilde:
Sol aşağıda cruise limanı mevcut,sadece tek gemi kapasitesi var.Hemen yanında da old town,kuzeyde ise kasabanın tam göbeğinde bulunan plaj görülebilir.
Aslında shuttle busta var ama 5 dakika yürüyüverin arkadaşım.
Old Townda görülmesi gereken tek yer Santa Maria Del Mar kilisesi.Zaten şehrin sembolü kendisi.
Şöyle:
600 yıllık bir mekan.Mimarının hollandalı olması dışında bir olayını görmedim ben.
Anladığım kadarıyla Palamosta iki tane old town mevcut.Bir tanesini zaten söyledim,öbürü de kasabanın biraz dışında yer alan turistik olmayan,insanların yaşadığı bir semt.Yakınlarında park ve tepe olduğundan dolayı görülebilir.
Biz ilk old towndan başlayalım:
Tipik bir ispanyol eski şehri,sokaklarda kaybolmak gerek.Ana caddeden alışveriş yapılabilir.Diğer yerlerden ayrılan farkı,turistik bölgelerle yerel insanların takıldığı bölgelerin aynı olması ki bu güzel bişey.
Old towndan çıkıp dümdüz kuzeye gidildiği takdirde(bi 20 dakika falan sürüyor bu),ikinci old town'a varmış oluyoruz.Buraya biz biraz dokundurmuşuz zamanında.
Saint Eugenia Kilisesi:
Okuyalım ne yazıyor orada:
*1543 yılında Palamos kasabası Barbaros Hayrettin Paşanın(red beard diye geçer batıda,kızılsakal) korsanları(yani türk diyo herifler direk) tarafından yağmalanır.Yağmalarken bu kiliseyi de yakıp,çanları çaldılar.*
Aklımıza bazı sorular gelmekte bunu okuyunca:
-İşiniz gücünüz yok,neden allahın unuttuğu ufak bir kasabayı yağmalıyorsunuz?
-Hadi yağmaladınız,neden kiliseyi yakıyorsunuz?
-Hani kiliseyi yaktınız,çanlarını çalmak ne arkadaşım? Sapık mısınız?
Bu osmanlıdaki *ayyyh çok hoşgörülüydü yaaee* muhabbetine açıklık getireceğini umuyoruz bu güzel yağmalamanın.
Neyse,konu sapmasın dicem de,okuduğumdan hakkaten güldüğümü hatırlıyorum.Çanları niye çalıyosunuz abicim?
Devam edelim;
Palamosta bu iki mekan dışında bir de tepe(park diyelim).Çıkmak biraz zahmetli olsa da,manzara güzel.
Burası ispanya iç savaşı sırasında sığınak olarakta kullanılmış:
Şehrin sonuna kadar katalan olduğunu söylemiştim:
Böyle çok fazla balkon vs. görüceksiniz.
Genel fotoğraflar:
Palamos bu kadar.Hakikaten başka bir olayı yok burasının.Barselona gezisinde günlük takılabileceğiniz bir mekan.
Yerli malı yurdum malı almak isteyenler uğrayabilir.Barselona bok gibi turist kaynadığı için adam gibi mekan bulmak zorlaşıyor anlaşılacağı üzere.
Sonraki durağımız ufak bir endülüs kasabası olan Motril.