23 Haziran 2015 Salı

Büyük gemi vs. Küçük gemi

Geçen işteyken aklıma geldi,böyle bir karşılaştırma yapayım dedim.
 İlk önce küçük gemi büyük gemi nedir onu bir yazalım.Tabi ki bana göre.

Küçük Gemi:
 Yolcu sayısı 300-1200 arasında olan,genelde bok gibi lüks ve pahalı şirketlerin gemilerine denir.Lakin aralarında ucuz firmalarda mevcut.
 Bazı örnekler;
Azamara,Silversea,Seabourn,Thomson,Celestyal,Regent,Swan hellenic vs.
 Avantajları:
-Gemiler hakikaten tabiri caizse *çük* kadar olduğu için,insanlarla daha kolay kaynaşabilinir.
-Genelde servis,organizasyon,yemek kalitesi vs. daha düzgündür.Bunun şu ana kadar gördüğüm tek istisnası Celestyal(eski louis).
-Müşterileri yaşlıdır,çok yormaz adamı,geneli muhabbeti güzel olup,iyi insanlardır.
-Personel sayısı az olduğundan dolayı milletle kaynaşmak çok kolaydır,insanlar daha bağlı olur birbirine vs.
-Kabinden işe gitmeniz tabiri caizse 30 saniye sürer.
-Büyük ve orta boy gemilerin yanaşamadığı limanlara cayır cayır yanaşabilirsiniz.
-Personelle müşteriler gayet yakın ilişki kurabilirler.Ki müşterilerin bu tip gemileri tercih etmesinin en önemli sebeplerindedir bu durum.

 Dezavantajları:
-Büyük gemilerdeki imkanlar yoktur.
-Gemiler eskidir genelde.
-Kabinler küçüktür,ama büyüklerine de rastlamışlığım var.
-Personel sayısı az olduğundan dolayı bir süre sonra sıkılınabiliyor.Duruma göre değişir tabi bu.

 Orta büyüklükteki gemi:
Yolcu sayısı 1200 ile 2500-3000 arası değişen gemilere denir.Genelde büyük firmaların çoğu gemisi orta büyüklükteki gemi kategorisindedir.
 Buna tek istisna P&O'nun gemileri benim bildiğim.
P&O dışında MSC'nin musica class ve Lirica class gemileri,Celebrity'nin Millenium classı orta büyüklükteki gemilerin güzel örnekleridir.
 Bunların avantajlarıyla,dezavantajları tahmin edilebileceği üzere büyük ile ufak gemiler arasında gidip geliyor.Yazmama çok gerek yok açıkçası.

 Öküz büyüklüğünde gemi:
Yolcu sayısı 3000 ile 6000 arasında değişen gemilerdir.En güzel örneğini Royal caribbeanın allure ve oasis of the seas gemilerinde görülebilecek olan bu tür gemiler,eşşek büyüklüğünde olup,içlerinde herbirşey bulunur.
 MSC'nin Fantasia class gemileri,Celebritynin Solstice class gemileri,Carnival,norwegian ve holland america gemileri genelde büyüktür.

 Avantajları:
-İçinde herşey bulunur.Starbuckstır,johnny rocketstir,özel restoranlardır falan aklın alacağı herşeyi bulmak mümkündür.
-Parti vs. takılmak isteyenler için olanaklar sınırsızla yarışır.
-Çok insan olduğundan dolayı muhabbet kolaydır.
-Geneli yeni gemilerdir ve mimarisi sanat eseridir.

Dezavantajları:
-Devasa büyüklükte olduklarından dolayı yanaştığı limanlarda genelde sevilmez bu gemiler.
-Organizasyonun sıçma ihtimali çok fazladır.
-Personel-müşteri ilişkileri genelde yüzeyseldir.Hatta personel-personel ilişkileri bile yüzeyseldir sayı fazlalığından dolayı.
-Nerede çokluk,orada bokluk atasözünün neden söylendiğini anlarsınız bu gemilerde.Dram,problem,polemik vs. eksik olmaz.


 Şahsıma göre ufak gemi her zaman daha iyidir.Lakin ben çalışan gözünden söylediğim için genelde duruma müşteri gözüyle baktığımızda ters orantı oluyor.

 Bunun dışında,zannedersem teknik sorunlardan dolayı Oasis(6000 kişi yani)'den daha büyük gemi yapmamaya karar verdiler.Ki royal caribbean'ın yeni gemilerinin 6000 değilde,3500-4000 arasında düşmesinin sebebinin altyapı olduğu söyleniyor.O kadar ton gemiyi motor kaldırmıyor yani.

13 Haziran 2015 Cumartesi

Uçak nasıl kaçırılır,öğrenelim.

Bilindiği üzere süpersonik ülkemde istanbul dışındaki bir havaalanından ülke dışına çıkılamadığı için,şirket uçak biletini 3 transfer olarak aldı.İstanbul>Zagreb>Dubrovnik şeklinde.

 Lakin thy iç hatlarda paso rötar yaptığı için(3 kere başıma geldi),zagreb uçağı kaçtı.

Sonuç?

Atatürk havaalanındaki thy check in kontuarlarına gidilir ve *supervisor* denilen kişi bulunur ve bu kişiye ne olduğunu açıklanır.
 Yaklaşık 1 saat beklemeden sonra,sonraki gün sabahı zagreb aktarmalı dubrovnik bileti verip,merterde 5 yıldızlı otelde beleş konaklama ayarladı Thymiz.

 Şaka maka iyi ki bavulu vermemişim lan.

Her ne kadar başta baya sinirlensem de,adamların olayı sorunsuz ve düzgünce halletmesinden dolayı,THY'ye sevgimiz baya bir arttı.

 Dinci minci yönetim kadrosu diyoruz da,hani işliyorsa,sorun yok kardeş.

Bizimsin THY.

 Ayrica hırvatistan nasıl ülkeyse,herifler bildiğin gelişmiş lan.Hani 20 sene önce savaştaydınız siz?
Ortalık baya baya tertemiz,insanlar cayır cayır ingilizce konuşuyolar,düzen var,daha ne?
 Bazı dallama ülkeler gibi sorulan soruya kendi dillerinde yanıt vermiyolar yani.

Güzel limanlar yazicam,bi gemiye alışayım.

9 Haziran 2015 Salı

Yeni kontrat ve tabi ki vize

 İnsanın kendi ülkesinde gemiden ayrılması çok garip bir hismiş,bunu anladım.Adamlar istanbulda bıraktı gitti yahu.

 Gemiden ayrılmadan yeni gemim ve gideceğim tarih belli olmuştu -ki güzel bişey bu,azıcık uğraştık ama-.
 Asıl planım 2-3 ay kalıp gitmekti(temmuz ortası gibi),lakin hatundan ayrılınca bende kendilerine *en kısa sürede yollayın,gemi farketmez* dedim,iyi ki de dedim.

 Bekleyen adam çok,gemi az olunca bazen çok seçici olamiyor insan.Aslında cunard,azamara ve silversea'yi seçmiştim lakin şirket *bu şirketlerin hepside yıl sonuna kadar dolu* diyince *yok artık lan* diyip,seçici olamadık.
 Demek ki ultra lüks gemileri 7 ay önceden istetmek lazımmış.Bu da aklımın bi kenarında dursun.

Yeni gemi Thomson celebration.Halis muhlis incülüz gemisi,1600 kişi mi ne vardı ama baya çirkin yahu.
 Açık büfede yemek yiyebiliyomuşuz -ki yuppiee- diyoruz bu duruma.Yemek kalitesi performansı ciddi şekilde etkiler,söyleyeyim.

 Gemi 11'inde Dubrovnikten kalkıp,kasım ortasına kadar değişik adriyatik cruiseları yapıp,daha sonra karayiplere gidiyor.Mart'a kadar kontratı uzatırım,barbados'tan geri dönerim memlekete,çokta güzel olur.
 Çoğunluğu adını bile duymadığım hırvat limanları,venedikte 1 gece kalmaca var(oy oy oy),slovenyada bir liman mevcut(ki hep gitmek istemişimdir),malta,italya vs. Standart benim için ama görmemiştim adriyatiği.
 MSC ile gittim ama saymıyorum,gemiden dışarı çıkamadık ki.

Dubrovnikten kalkacağı için yolum İstanbuldaki hırvatistan başkonsolosluğuna düştü.Artık hırvatlar vize uyguluyor ama schengen kapsamında değil,lakin schengenle giriliyor.
 Websitesi:http://tr.mvep.hr/tr/konzularne/vize/

Tabi ki benim durumumdaysanız,cayır cayır elçiliği arayıp *ne istiyosunuz kardeş,randevu verin* diyorsunuz,zaten kalabalık değil.

 Başkonsolosluk istiklaldeki beyoğlu iş merkezinin paralelinde yer alıyor,italyan kültür merkezinin hemen yanında bir apartman dairesi.
 Burada bir uyarı yapayım,başkonsoloslukta sizinle ilgilenen kişiler türkçe bilmiyor.
Mekana girince bir eleman pasaportu alıp sisteme giriyor ve sıra bekliyorsunuz.Ben gittiğimde 1 kişi görüşmede,öbürü de beklemedeydi,bir 45 dakika bekledim rahat rahat.

 Götürdüğüm belgeler şu şekilde:
-Pasaport,gemiadamı cüzdanları ve fotokopiler
-Başvuru formu
-Şirketten gelen offer letter ve kontrat
-Fotoğraf
- Uçak bileti,otel falan.

 60 euroyu da istiklaldeki iş bankasına yatırıyorsunuz.

Görüşmeyi yapan hatun baya tatlı birisi,*sen niye schengen almadın* diye sordu,işimi öğrenince güldü falan,fantastik bir muhabbet oldu.
 Hatta 5 senelik vize istedim,hatun *pazarlık mı*yapıyosun dedi,tabi yapıyorum dedim.

24 saatte çıkıyor,15 günlük çok girişli,*denizci transit* yazan vize verdiler.


 Hatun tatlıydı çok,söylemiş miydim?

Sevgili hobbitimiz bilbo baggins'in özlü sözleriyle bitiriyoruz bu yazımızı;
 Im going on an adventure!

Kübalı H. ve M. ile halis muhlis Küba gerçekleri Röportajı

 Geldik bu kontratın en güzel kısmına.
Bilindiği üzere Küba Cruise'u yapan tek gemiye düştüğüm için,avantajlarını sonuna kadar kullandım.
 Bunların arasında ülkelerinde star muamelesi gören yakın arkadaşlarım H. ve M. ile röportaj mevcut.
Tam isimlerini vermiyorum Küba gizli polis tehdidinden dolayı.Neden böyle olduğunu kendileri anlatıyor zaten.
 Benzer bir sebepten dolayı fotoğrafta yok.

Bu röportaj Küba hakkında aşağı yukarı herşeyi kapsıyor ve Kübanın içinde yapılan yanlı röportajlardan bıkanlar için ülke gerçeklerini çatır çatır gözümüze sokmakta.
 Basitçe Kübanın içinde kübalılara ülke hakkında sorular sorulursa alınacak cevaplar standart olacaktır(nedenleri röportajda yaziyor,bkz.diktatörlük),lakin ülke dışına çıktığımız anda bambaşka cevaplar geliyor.
 Bu röportajda istanbulda yapıldı zaten.
Soruların altına kendi yorumlarımı ekleyebilirim.Yapabilirim yani.

Öncelikle sorularımı cevaplamayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.

1)Öncelikle sizi tanıyalım:
 H.: 1989'da Havanada doğdum.Babam Kübada çok popüler bir müzisyen olup,annem ise dansçıdır.Babamdan dolayı müziğe ilgim oluştu lakin resmi olarak hiçbir müzik okulunda eğitim görmedim,kendi kendimi eğittim.Üniversitede gazetecilik okurken müziğe karşı ilgimden dolayı okulu bıraktım.
Gitar çalmaya 14 yaşında başladım,lakin şarkıcı olmak istemiyordum.7 sene sonra anladım ki duygularımı ifade etmek için şarkı söylemem gerekiyordu.Ayrica piano ve bass çalmasını da bilirim.23 yaşında kendi şarkılarımı yazmaya başladım.
M.:Bende 1989 Havana doğumluyum.Kardeşlerim olmadığı için kuzenlerimle büyüdüm.Ailem çok büyük ve genelde Kübada aileler büyük ve çok yakın oluyor birbirlerine.
  Dans etmeye 5 yaşında kızlar okulunda başladım.Başlama sebebim eğlenceli olduğundan dolayıydı açıkçası.H. ile 19 yaşında tanıştım,6 senedir beraberiz,2 senedir de evliyiz.
  Kübanın en iyi bale okulunu 18 yaşında bitirip,kariyerime başladım.Kübada 30 yaşına kadar dansedebildiğin için kariyerine hemen başlamak zorundasın.
  Annem gazeteci,babam ise deniz biyoloğudur.
Ben:H. ve M. ile kontratımın başında,gemi havanaya ilk geldiğinde tanıştık.Kendileriyle ilk başta çok yakın olmamamıza rağmen,zaman geçince ilk H. ile,daha sonra karısı M. ile takılmaya başladım.Kız arkadaşımla ayrıldıktan sonra da çok yardımları dokunmuştur ikisininde.Ülkelerinde star olmalarına rağmen bizimkilerde görülen göt kalkıklığı,şekilcilik vs. mevcut değil.Gayet alçakgönüllü ikiside.
  H.'ye istanbuldan gitar almışlığımız bile var.

 2)Neden cruise'da çalışmaya karar verdiniz? Ayrıca nasıl başvuruluyor? Ajans mı mevcut yoksa kendiniz mi başvuruyorsunuz?
 H.:Açıkçası ben cruise'da çalışmak istemiyorum.Paraya ihtiyacım olduğundan dolayı buraya geldim.Kübada çok ünlü olmamıza rağmen maaşım gayet az ve karnımı doyurmuyor.2 tane rock grubunda çalıyordum önceden.
 2 sene önce ABD'de iken iş teklifi aldım ve geldim.
 M.:İlk başta ben de cruise tecrübesi ve tabi ki para için geldim.Bunun dışında Küba dışında bir yerde de çalışmak istiyordum.Kübada dansçıları ve müzisyenleri işe alan kişi babamın arkadaşıydı,o sıralar H. ABD'deydi,bende dansçılara ihtiyaçları olup olmadığını sordum,elemeleri geçtim ve buradayım.
 Ben:Açıkçası H.'nin cevabına şaşırdım ben.Kendisi gezmeyi gayet seven birisi,lakin gemi yaşamı herkese göre değil tabi.

 3)Ne kadar süredir gemidesiniz? Birlikte gelecek planınız nedir?
H.:1.5 senedir gemideyim.İleride cruise'da çalışmayı bırakıp,kendi grubumu kurup,kader ne gösterdiyse onu yapmak istiyorum.Kübada para kazanılamayacağı için,cruise'a devam etmek zorundayım.
M.:1.5 sene.İleride kareografçı(böyle mi deniyor bilmem ki) olup Küba veya dünyada neresi olursa oraya yerleşmek isterim.H. ile de düzgün bir aile olmak istiyoruz.

  4)Birazda Kübadan bahsedelim.Size herkesin sorduğu en klişe soruyu soracağım.Devrim hakkında ne düşünüyorsunuz?
H.:Bence devrim %50 başarılı,%50 başarısız olmuştur.Kübada devrimin %100 başarısız ve %100 başarılı olduğunu savunan insanlar da var tabi.
M.:Bence nerede yanlış varsa düzeltilmeli,nerede doğru varsa öyle kalmalıdır.Mesela okulların,sağlık sisteminin bedava olması gibi.
 Ben:İkisininde cevabı gayet diplomatikti aslında ama H. azıcık fin gibidir,kafasındaki düşünceyi direk söyler(yerim).Lakin bu kadar kısa cevaplar beklemiyordum açıkçası.

  5)Peki devrimin mimarları olan Che,Camilo,Fidel ve Raul hakkındaki düşünceleriniz nedir?
 H.:Bazıları için Fidel Atatürk gibidir,bazılarımız için ise Hitler.Kübada konuşma özgürlüğü yok.Eğer resmi ideolojiyi kabul etmezseniz hayatınız sıkıntılı geçer.
M.:Kendileri bizim kahramanlarımızdır,diğer ülkelerde de kahramanlar olduğu gibi.Kendi inandıkları için savaşmış olup,ülkenin iyiliğini düşünmüş kişilerdir ve bundan dolayı saygı duymamız gerekir.
 Ben:Röportaj boyunca politik sorularda M. daha orta yolu bulan  cevaplar verdi,lakin H.'nin çok ağır laflar söylediğini söylemem gerekir.

 6)Camilo Cienfuegos'un ölümüne dair ciddi komplo teorileri mevcut.Sizin görüşünüz nedir?
H.:Kimse doğruyu bilmiyor bu konuda,o dönemde yaşayanlar da dahil.Bazı kişilerin şüpheleri var tabi.
M.:Ben bize söylenen resmi hikayeye inanıyorum ki uçak kazasıdır.
 Ben:Camilo Cienfuegos'un ölümü tartışmalı.Kendisi halk tarafından çok ciddi derecede sevilen bir lider olduğundan dolayı Fidel ve Raul ile anlaşmazlıklar yaşadığı konuşuluyor.Camilo zaten komünist birisi olmadığından dolayı ve halk tarafından çok sevildiği için Fidel'in bunu punduna getirip,uçağını düşürdüğünü düşünmüyor değilim.Ki zaten Raul ile araları açıktı Ordu komutanı pozisyonu için.
 Camilonun kafasının askerliğe baya baya bastığını söylemem gerek.

  7)Kübada sistem nasıl işliyor? Gerekli olan herşeyi yani araba,ev,ve diğer şeyleri bedavaya mı alıyorsunuz,yoksa?
 H.:Hayır,hatta paranız olsa bile alamıyorsunuz.Açıkçası maaşlarımızla yaşamak bile imkansız.%5 belki daha az kişinin parası var Kübada.Bunların çoğunluğunun ABD ve İspanyada akrabaları mevcut ve onlardan para almaktalar.Lakin bu kişiler bile bu parayı devletten kazanmadığı için araba veya ev almaları yasak.
 M.:Birşeylerin bedava olduğunu düşünmek masaldır bence.En düşük maaş 15 dolar lakin bununla faturaları ödemeniz,yemek yemeniz,yaşamanız,eğlenmeniz vs. gerek.Yemek karneleri bile bedava değil.
 Ben:Western union Kübada mevcut,lakin para yollayamıyorsunuz,sadece alabiliyorsunuz.Ortalama maaş 15 dolar(bunun peso karşılığı yani).Pesoya çevirirsek bakanın aldığı maaş 650 civari,doktor ise 750 peso civarı alıyor.Eskiden bedava olan yemek karneleri paralı artık.

 8)Okuduğum kadarıyla Kübada hala karne sistemi geçerli(sovyetlerdeki gibi).İnsanlar hala karne alıyor mu?
 H.:İnsanların nasıl CUC ile alışveriş yaptıklarını anlamıyorum.Maaşlarıyla bunu yapabilmeleri imkansız.
 Örnek vereyim;En kötü yerde bir ev satın almak isterseniz 4000 CUC veriyorsunuz.Ayda 15 CUC kazanarak ev satın almanız imkansız oluyor böylece.Benim maaşım 50 CUC'tu mesela.Ayrica bir yabancı olarak Kübada araba ve ev almanız yasak.Kübalıyla evlenmeniz gerekiyor.
 M.:Karne sistemi hala geçerli lakin para vermeniz gerek.Mesela ekmek 1 peso,kahve 7,pirincin kilosu da 7 peso.Karneler bütün ay için geçerli.Bunun dışında bazıları karnelerini satıyor.Benim maaşım 21 CUC idi.
 Ben:Kübada *dual economy* dediğimiz,çift ekonomi mevcut.Turistler CUC(convertible peso) adı verilen parayı kullanırken,yerliler *moneda nacional* dediğimiz yerli pesoyu kullanıyor.Yabancı olarak peso sahibi olabilirsiniz,bir sakıncası yok.Eğer sokaktan yemek yemek istenirse,CUC yerine moneda nacional almak çok mantıklı çünkü kahve 1 peso ise,turiste 1 CUC'a veriyorlar.
 1 CUC=24 peso etmekte.1 amerikan doları ise 1 CUC ediyor.Lakin para çevirecekler ABD dolarını getirirse %10 komisyon alınıyor.Euro,isviçre frangı,kanada doları ve pound(sadece ingiltere poundu) en sık çevrilen para birimlerinden.Bu para birimlerinde ceza yok.
 Devlet yavaş yavaş pesoyu kaldırıp,CUC'a dönmeye çalışıyor.

 9)Peki devlet yoksullara nasıl bakıyor? Sosyal sistem nasıl yani?
 H.:Bu konuda Küba çok iyi durumda.Sizden hiçbir çocuk para istemez.İsterse hoşuna gittiğinden yapıyordur,ihtiyacı olduğundan değil.Kübada evsiz bulamazsınız,evsiz olanlar kendi seçiminden dolayı evsizdir.Evsizler için barınaklar mevcuttur her yerde.
 M.:Okul araçları gereçleri ücretsizdir.Çocuklar liseye kadar okumak zorunda,eğer okumazsa ebeveynleri hapse giriyor.Üniversitelerde ücretsizdir.Bir aile çok çok fakir olsa bile,sokakta dilenen çocuk göremezsiniz.
 Ben:Açıkçası dilenen çocuk görmedim ama çok az evsiz görmüşlüğüm var.Ülkede genelde spor salonları evsizler için kullanılıyor.Bu konuda hakikaten iyiler yani.

10)Birazda hassas bir konu hakkında konuşalım,Devrimi koruma komitesi(comite de defense de la revolucion).Kübada gezerken bu komiteleri her sokakta gördüm.Ne iş yapar bunlar?
 H.:Geçmişte kendilerinin ilk görevi devrimi iç ve dış tehditlerden korumak iken,daha sonra değişti.Şimdi yaptıkları devleti iç ve dış tehditler hakkında bilgilendirmek ve düşünce/konuşma özgürlüğünü baskılamak.
 Kendilerinin yaptığı düzenli toplantılar vardır ve bu toplantılara katılmazsanız *potansiyel tehdit* olarak görülürsünüz ve sorgulanırsınız.
 M.:Basitçe bu komitenin amacı bulundukları mahallenin güvenliğini sağlamak.Düşündüğünüz her şekilde olabilir bu.
 Ben:Devrimi koruma komitesi Küba içinde tartışılması hassas olan konulardan.Aşağı yukarı her sokakta gördüm bunlardan.Kendisi suriyedeki *el muharebat* tarzı çalışmakta.İhbar edenlere ödül veriliyor ve mahallenin güvenliğini sağlıyorlar ki Kübanın güvenli olmasının en büyük sebebi yerlilerin bu komitelerden ödlerinin kopması.
 Tabi ki torpilde dönüyor burada.İllegal iş yapan komiteye yakın kişilere kimse dokunmuyor.

 11)Eğitim sistemi nasıl?
 H.:İlkokul 6 sene sürüyor.7 ve 9. sınıflar ortaokulda okunuyor.Zorunlu eğitim burada bitse de,liseyi bitirmek bazı işler için gerekli.Lise ise 10dan 12.sınıfa kadar.
 Üniversiteye girmek için 3 yol mevcut.
İlk yol lisedeki görülen her dersten gerekli notu alıp,barajı geçmek.Her meslek için belli bir baraj mevcut(60 ile 100 arasında).Örnek verilirse,doktorlar 100 üzerinden 95 almak zorunda lisede görülen her ders için.
İkinci yol ise üniversite giriş sınavını geçmek.İnanılmaz zor olan bu sınavı geçerseniz,istediğiniz mesleği seçebiliyorsunuz.
Üçüncü yol ise asker olmak.2 sene yerine 18 ay yapıp kimsenin istemediği mesleklerden birini seçebiliyorsunuz veya bazı özel durumlarda eğer o mesleğin kotası dolmadıysa o mesleğe girebiliyorsunuz.Bundan dolayı Kübada çok doktor var.Doktorluk eğitimi gayet ciddi olup,öğrenciler gerçek insanlarla çalışıp,ameliyatlara girerek pratik yapıyorlar.Kadavra ve plastik yok eğitim süresince.
 M.:Eğitim sisteminin en önemli özelliği bedava olması(1 kuruş bile vermiyorsunuz).Dansçılar için 9 yaşında seçmelere girmeniz gerekiyor(14 yaşında bir daha seçme mevcut).Seçim sonuçlarına göre devlet sizin gideceğiniz okulu seçiyor.Ben Kübanın en iyi okulunda okudum ve dünyanın en iyi dansçılarından eğitim alma şansına eriştim.Diğer sanat dalları içinde seçmeler mevcut.Ayrica öğrenci olarak uluslararası yarışmalara katılabiliyorsunuz.
 Ben:Eğitim sistemi sağlam olmasına rağmen en büyük eksisi tabi ki dil konusunda.İngilizceyi adam gibi öğretemiyor bu arkadaşlar(ispanyolca konuşulan her ülkede geçerli).Uluslarası yarışmaya katılanlar eğer ödül alırsa,bu ödül parasının %90'ını devlet alıyor.Aynı şekilde doktorlar eğer ülke dışında çalışıyorsa,yine maaşlarının çok ciddi bir kısmı devlete gidiyor.Hatta Kübanın brezilya ile bu konuda bir anlaşması da mevcut.M. daha önce 1000 dolarlık ödül aldığını ve cebine giren miktarın 50 dolar olduğunu söylemişti.
 Basitçe devlet bedava eğitimin karşılığını böyle alıyor.

 12)Kübadaki turizm sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz? Ülkedeki eşitliğe zarar mı veriyor(herkesin maaşı aşağı yukarı aynı),insanları daha mı açgözlü yapıyor? Görüşleriniz neler?
 H.:Devlet için güzel çünkü en önemli gelir kaynaklarından bir tanesi turizm.Lakin insanların kafasını çok karıştırıyor bu durum çünkü bazen bazı şeyler için turistlerle aynı parayı vermek zorunda kalıyoruz ki bize göre çok pahalı geliyor.Ayrica eşitsizlik yaratıyor çünkü turistler kübalılardan daha iyi ve daha öncelikli hizmet alıyor her alanda.
 M.:Bence insanları açgözlü yapmıyor turizm.Açgözlülük karakterle alakalıdır.Bence herhangi bir iş kolunda yabancı var ise,bize daha çok para getirir bu durum.
 Ben:Açgözlülük konusunda M.'ye çok katılmayacağım ne yazık ki.Sırf turistlerden dolayı çok ciddi miktarda çocuk fahişeler mevcut.Hatta doktorların bile bazıları fahişelik yapmakta.
 Turistlerin kübalılardan daha öncelikli hizmet almaları her yerde kendini gösteriyor.Sırf CUC verdiğimiz için 5 km sırayı beklemeden direk mekana alındığımızı,bankada 1 cuc vererek sıranın önüne geçtiğimizi ve tek kelime laf işitmediğimizi bilirim.

 13)Favori sorularımdan birisini soracağım şimdi.Siz millet olarak salsayi nasıl bu kadar iyi yapıyorsunuz? Okul mu mevcut yoksa?
 H.:Bu bizim kültürümüzün bir parçası.DNA'mızda mevcut,okul falan yok,var ise turistlere hizmet veriyor okullar.
 M.:Ben dansçı olduğum için tabi ki biliyorum lakin Kübada herkes salsa bilir yunanların sirtaki bildiği gibi.
 Ben:Bu olay çok fantastik.Birbirini tanımayan 2 kübalı salsa duyduğu anda mükemmel derecede birbirini tamamlayarak dans edebiliyor.Lakin H.nin 6 ay boyunca dans etmediğini,M.'nin ise sirtakidir,halaydır takıldığını söylemem gerek.


 14)Kadın erkek farketmeksizin Kübalıların bu kadar flörtöz olmalarının sebebi nedir?
 H.:Açıkçası bilmiyorum.Latinlikten gelen birşey.
 M.:Özel bir nedeni yok.Zannedersem latinler hayat ve aşk hakkında farklı görüşlere sahip.
Ben:Bu ciddi bir mesele.Ülkedeki herkes ağır şekilde flörtöz ve konuşkan.Sokakta rastgele muhabbet edilebilir,2 cümleden sonra *mi amor* diyip salya sümük öpülebilir,bir sıkıntı yok yani.Özellikle güzel kadınlara karşı erkekler ağır flörtöz söyleyeyim.Ayartma konusunda ciddi başarılılar.

 15)Sosyal hayat nasıl? Baskı var mı?
H.:Yooo.Kübada istediğini giyebilirsin,istediğini yapabilirsin,kimse birşey demez.
M.:Kübada problem yok lakin İstanbulda her zaman bu gizli baskıyı hissetmişimdir.Sırf bundan dolayı kısa şort ve etek giymedim hiçbir zaman.Bunun dışında sosyal hayatta hep görünmezdim ben,kimse beni sallamadı kamuya açık alanlarda.Lakin Yunanistanda istediğimi giyebiliyordum.Yerliler ne yapıyorsa onu yapmak gerek.
 Ben:M. ile bu konuda çok muhabbetimiz olmuştur ki kendisi türkiyeye çok gidip gelmiştir.Kendisi istanbulda mesela restorana gittiklerinde H. olmadan görünmez olduğunu,garsonların onu sallamadığından falan çok şikayet etmiştir mesela.Hatta röportajı yaparken cevapları ilk H.den aldığımı da söylemiştir.Hiç farketmediğim ufak bir detaydı bu mesela.
 Ne yazık ki ortadoğulu olmanın kötü taraflarından.Refleks olarak geliyor bu bir bakıma.Ülkede kadınlar görünmüyor ne yazık ki.

 16)Anladığım kadarıyla Kübanın internetle alakalı ciddi problemleri mevcut.Tabi ki işini bilen internet alabiliyor lakin ülkenin çok büyük çoğunluğunda hala internet yok.Sorum ise şudur;İnternetsiz hayat nasıl?
 H.:Gayet sakin,basit ve hayat dolu.Kübada hayatımdan %100 memnundum.Kitap okuyabiliyordum,bar'a gidince arkadaşlarımla konuşabiliyordum mesela.Gemi hayatına başladığımdan beri bir kitap bile okumadım.Tabi ki internet gayet gerekli lakin kişisel olarak interneti çok umursadığım söylenemez.Bildiğim herşeyi kitaplardan öğrendim,googledan değil.
 Bazen internetim olmasını bile istemiyorum.
 M.:Relax olmak,arkadaşlarla konuşmak ve diğer bir sürü konu söz konusu olduğundan hayat internetsiz daha güzel.Lakin profesyonel hayat söz konusu olduğunda internet zorunlu gibi birşey.En basitinden iş aramak için artık interneti kullanıyoruz ve internetten zaten kaçmamız imkansız gibi birşey.Ama unutulmaması gereken birşey var ki,interneti kullanırken insanın kendisini kontrol etmesi gerekiyor. Dans videoları izleyeceğinize dans etmeyi deneyebilirsiniz mesela.
 Bütün Kübalıların kabul ettiği bir gerçek var ki,Küba sonsuza kadar internetsiz kalamaz.
Ben:İkisinden de böyle bir cevap bekliyordum aslında ve verdiği cevaplar bazı unuttuğumuz güzellikleri hatırlattı bize.Basitçe milletle muhabbet etmek mesela.Özellikle yeni nesil çok ciddi internete,whatsapp'a,ota boka gömülmüş durumda ve özellikle bazı yerlerde arkadaş gruplarının toplanıp birbirleriyle konuşacaklarına,whatsappdır ottur boktur takıldığını çok gördüm.Hatta H. cevabı verirken M. whatsappta takılıyordu.
 Bunun dışında Havananın merkezinde gezip tek bir internet sinyali almadığımı söylemem gerek.Garip bir his.

17)Peki televizyon nasıl?
 H.:6.kanalın günlük programını söyleyeyim sana.Gündüz CNN gibi,uluslararası haberler.
9-12 arası çizgi filmler yayınlanır.Öğlen 12den 1'e kadar kültürle alakalı bir program var.1'den sonra ülke haberleri,1 saat civarı sürüyor.
 2'den sonra herşey olabilir.Mesela aşçılıkla alakalı bir program,veya hollywood filmi,olmadı game of thrones,southpark,how i met your mother gibi amerikan tv serileri(son sezonları) çıkabilir.Ambargodan dolayı telif hakkı ödemediğimiz için,gayet rahat yayınlayabiliyoruz.
 Akşam 8'den 9'a karışık haberler olur yine.9'dan sonra Küba müziği programı mevcut.9.30'dan sonra pembe diziler başlar ve hayat durur(cidden) ve sokaklar boşalır.3 tane pembe dizi var ve 1 tanesi Küba yapımı.
 10.30'dan gece 2-3'e kadar rastgele filmler yayınlanır.Ayrica her program-dizi vs. için hiçbir şekilde reklam koyulmaz.
 Gece 2-3'ten sonra da pembe dizilerin önceki bölümleri yayınlanır.

 M.:Ben aslında seviyorum TV sistemini.2 tane kanal vardır tamamen eğitime ayrılmış ve bu kanallar herşeyi öğretebilir size.Tabi ki üniversite diploması vermiyor ama pratik bilgi öğretir bunlar.Ayrica spor kanalı da mevcut.Bizim milli sporumuz ABD gibi baseball olduğundan dolayı spor kanalında genelde baseball ile alakalı programlar verilir.Çoğu ABD takımında da Kübalı sporcular oynamakta.
 Ayrica history channel tarzı belgesel kanalımızda mevcut(ki çoğu program history channeldan çalınmadır).Aşağı yukarı her film hollywood yapımıdır,bazı Latin amerika yapımı filmlerde çıkabiliyor.Lakin avrupa filmleri ne yazık ki çok çok az.
 Bunun dışında bütün filmler(çocuklar için olanlar hariç) ispanyolca altyazıyla yayınlanır.
Ben:Açıkçası sistem güzel.Beni şaşırtan şey ana dilde yayınlamalarına rağmen,ülkedeki ingilizce konuşan oranının hala az olması.Hani iskandinavyada,hollanda da falan cayır cayır konuşuyorlar lakin ispanyolcanın ana dil olduğu ülkelerde garip bir ingilizcesizlik mevcut ve çözülemiyor ne yazık ki.

 18)Kübalıların nasıl olduklarını söyleyebilirmisiniz? Milletin genel karakteri nasıldır?
H.:Biz gayet duygusal ve nostaljik insanlarızdır genelde.Küba çok küçük bir ülke ve avrupa gibi eski değil.Özellikle devrim sonrasi jenerasyon çok duygusaldır ve aşağı yukarı herşeyi anılara bağlarız biz.
 M.:Bizimle alakalı sevdiğim şey mutluluk.Hiçbirşeyimiz olmadığı için paylaşmayı ve küçük şeylerle mutlu olmayı çok iyi biliyoruz.Hiçkimse de hiçbir şey olmadığı için insanlar herşeyini birbirleriyle paylaşır.
 Ben 1990'lardaki kriz zamanında doğmuştum ve o zamanlarda hiçbir şekilde yiyecek,elektrik,benzin,iş,para vs. yoktu.Hiçbirşey yoktu ülkede ve bundan dolayı çoğu kişi öldü.
 Bu yüzden paylaşmasını ve ufak şeylerden mutlu olmasını biliriz.
Ben:Özellikle paylaşma ve duygusallıkla alakalı dedikleri çok doğru H ile M'nin.Gecenin bir yarısı benimle maleconda muhabbet açan italyan asıllı elemanın(ki paso ispanyolca konuşuyordu) sırf üstünde CHE var diye 3 peso vermesi ve ağlaması değişik gelmişti bana mesela.Hatta bizim müşteriler basit bir poğaça verdikleri yaşlı bir kadının ağladığını söylemişlerdi birkaç kere.
 M.'nin bahsettiği kriz dönemi Küba tarihinden çok önemlidir ve ingilizcede *special period* diye geçer.Sovyetler 1990'da patladığı zaman Kübaya verdiği finansal yardımı doğal olarak kesiyor ve bundan dolayı ülke açlığa gömülüyor.Anlatılan hikayeler arasında pizzaya konulacak peynir bulunmadığı için prezervatiflerin eritildiği(peynir gibi gözüksün diye,prezervatif bedava çünkü ülkede),kedilerin,farelerin,ineklerin vs. herşeyin yenildiği ve buna rağmen yüzbinlerce insanın öldüğü hikayeler mevcut.Yaklaşık 3 sene sonra kriz düzene girer(90ların sonuna kadar etkisini göstermiştir ama) ve Küba akabinde turizme açılır.

 19)Kübada hayat nasıl peki? Sıkıcı mı yoksa değişik mi?
 H.:Bazen çok sıkıcı,bazende gayet eğlenceli.
 M.:Gelişmiş ülkelerle aramızdaki en önemli fark evsizlerin olmayışı,kimsenin açlıktan ölmemesi ve sokak çocuklarının olmaması.
 Ben:M. açıkçası mantıksız bir cevap vermiş bu soruya,şaşırdım.

 20)Şimdiye kadar gemiyle/veya gemisiz kaç ülkeye gittiniz?
 H.:İspanya,Jamaica,Barbados,Panama,ABD,Yunanistan,Türkiye ve ne yazık ki sadece 14 saatliğine Amsterdam.
 M.:Ben Meksika,Brezilya,İspanya,Dominik Cumhuriyeti,Yunanistan,Türkiye,14 saatliğine Hollanda,Jamaika ve Barbados'a gittim.

 21)Favorileriniz hangileri peki?
H.:San francisco,Oakland,Atina,Rodos,Kuşadası,Bodrum ve Miami(içindeki little havanadan nefret ederim yalnız).Genel olarak ABD'yi severim.
 M.:Benimkiler ise Madrid,Amsterdam mükemmeldi,Kuşadası,Yunanistanda ise Rodos ve Kos adasını severim.Sao Paolo'ya ise aşığımdır.
 Ben:H.'nin ABD'yi sevmesine şaşırdım çünkü tarih seven birisi olarak ABD'de birşey yok açıkçası.Lakin hala alışveriş için dünyanın en iyi ülkesi o ayrı.
 Madrid benimde merak ettiğim şehirlerden sırf Türkiyede popüler değil diye o da.Herkes Barselonaya,Floransaya,Milanoya,Romaya gitsin,boşversene sen.

 22)Ülkeden ilk defa ayrıldığınızda ne hissettiniz?
H.:Özgür,bir bakıma.Dünyanın geri kalanıyla bağlantı kurduğumu hissettim.Ama daha sonra ülkemi değerini de anladım.Bunun dışında insanlar arasındaki benzerlikleri -nereden geldikleri,hangi dine mensup olmaları farketmeksizin- gördüm.
 İnsanlar genellikle maddi sebeplerden dolayı Kübayı terkediyor.
M.:Bence seyahat etmek fantastik bir tecrübe.Gittiğin zaman bir parçanı bırakıyorsun terkettiğin ülkeye.İnsanların nasıl yaşadığını,böylece kendi ülkenin değerini anlıyorsun.Ayrica işinin de değerini anlıyorsun çünkü diğer ülkelerle karşılaştırma imkanın oluyor.Bunun dışında nereye gidersen git,ne yaparsan yap,gittiğin ülkede yabancı olduğun gerçeğini anlıyorsun.
 Bazı kişiler Kübada düzgün çalışmıyor çünkü çalışsa da çalışmasa da aynı maaşı aldığını biliyor.
Ben:Bu bence önemli bir soru ve cevaplar bize çok şey anlatıyor.Özellikle M.nin son söylediği Komünizmle yönetilen ülkelerdeki başlıca sorunlardan bir tanesi.
 Önceden ülkemin değerini anlamasam da,yavaş yavaş anlamaya başlıyorum -özellikle yemek kültürü,gerisini boşver-.Sonuçta çok sevdiğin yerler olduğunda hakikaten insan üzülüyor gittiği zaman.
 Ne yaparsan yap,o ülkede yabancı olduğun gerçeği ise doğruluğu çok yüksek olan bir önerme açıkçası.

 23)ABD ve kapitalizm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
H.:Ben hiçbir kapitalist ülkede yaşamadım ama ABD herkesi bir şekilde etkileyen bir ülke.Amerikan sistemi bizi öyle bir şekilde etkiledi ki en güzel kahvenin starbuckstan,en güzel rüyanın amerikan rüyası olduğunu,en güzel hamburgerin mcdonaldstan yeneceğini,en iyi herşeyin ABD'den geldiği hissine kapılıyoruz.Ayrica aynı ülke rock müziğinin en iyi müzik olduğuna,starbucks'ın ise en iyi kahveyi yaptığına inandırdı ki Küba kahvesi daha güzeldir.Örnek vermem gerekirse;Eğer sen olmasaydın,İstanbulda ıslak hamburger yerine mcdonalds'a gidecektim.O mekanıda denemek aklıma bile gelmezdi çünkü tabelasında M yok.
 M.:Ben hiç ABD'ye gitmedim ama her sistemin artıları ve eksileri var.Tabi ki ABD süpergüç ve bunu değiştiremeyiz.Kaptalizmin tabi ki avantajları var ama senin işini daha ucuza yapacak birisi bulunduğu anda kapı dışarı edilmek hiç hoş değil.Kişisel düşüncem herşeyin özgür olması.Dünyada özgürlük istiyorum,adının kapitalizm veya komünizm olması önemli değil.
 Meksikada 1 sene yaşadım ve fatura ödedim,sağlık sigortası yatırdım(ki sistem çok kötü).Örnek verirsem;bir kereliğine sokakta bayıldım,insanlar beni hastaneye götürdü ama param olmadığı için hastaneden çıkamadım.O anda sağlık sisteminin yanlış olduğunu anladım.
 Sağlık heryerde bedava olmalıdır çünkü bu en basit insan hakkıdır.
Ben:M.'nin başına öyle bir olay hakikaten gelmiş ve gayet üzüldüm açıkçası.Ki meksika zaten yalan dolan bir ülke olduğundan dolayı şaşırmadık bu hikayeye.
 H.'nin yorumuna katıldım ben.Özellikle ABD konusunda ki hakikaten herşeyin en iyisinin ABD'den çıktığına ikna olmuşuz.Ama M.'nin biraz polyannacı bir yorum getirdiğini eklemeden duramıcam,heryerde özgürlük falan çok zor,hele ki *din* diye bir gerçek varken.

 24)Tc vatandaşı olduğumdan dolayı bu soruyu sormak gelenektir bizde;Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz?
 H.:Türkiye hakkındaki en etkileyici şey insanları.Siz savaştınız ve gelenekleriniz sayesinde dünyanın en güçlü imparatorluklarından birisini oluşturdunuz.Bence Türkiye dünyayı fethetmesi gereken ülkelerden birisi.
 Ama din ve gelenekleriniz hakkında biraz daha esnek olmanız gerek.
 M.:Öncelikle Türkiye inanılmaz etkilendiğim bir ülke.Tarihsel olarak bakarsak Türkiyenin bize söyleyeceği çok şey var.İnsanlar hakkında konuşursam ne yazık ki Türkler çok ekstrem insanlar olabiliyorlar.Siz ortada kalmayı bilmiyorsunuz,bir şeye inanıyorsunuz ve bunun için ekstrem uçlara kadar gidiyorsunuz.
 Diğer yandan Türkiye hakkında en sevdiğim şeylerden birisi hala çok eski geleneklerinizin olması ve buna göre hayatınızı devam ettirmeniz.Size göre normal olabilir ama biz yabancılar için inanılmaz etkileyici bu.
 Tek kötü özelliğiniz müslüman olmayanların yaşadığı ayrımcılık.
 Ben:Açıkçası cevaplara çok şaşırdım diyemem.H.'nin *dünyayı fethedecektiniz kardeş* muhabbeti biraz şaşırttı,mhp'li kanı mı var acaba diye sordum kendime.Din ve gelenekler konusundaki esneklik ve ekstrem olma durumuna dibine kadar katılıyorum ve bu konuda inanılmaz haklı ikisi de.
 Ayrica M. kamuya açık alanlarda görünmez olduğundan bahsetti biraz ki bunu yazmıştım daha önce.Kübada kadınlar sosyal alanda inanılmaz etkin olduklarından dolayı bu duruma biraz alınması normal.
 Ki kübalılarda da *burası türkiye* tarzı *this is cuba* muhabbeti var.

 25)Kübaya tekrar geri dönelim.Ülkenin resmi dini nedir? Peki insanların? Ve sizin?
H.:Herşey serbest.
M.:Komünizmde din yoktur.Papa'nın ziyaretinden önce bütün dini mekanlar kapalıydı,lakin ziyaretinden sonra devlet bu konuda daha esnek olmaya başladı.
 İspanyollar bize katolikliği,afrikalı köleler afrika dinlerini vermiştir.Bunların birleşmesi sonucu,alın size Küba.
 Ben:Ülkede çok kilise vs. gördüğümü söyleyemeyeceğim ama Havanada o dinci elemanı gördüm,o yetti zaten(ki hiçbir kübalı inanmadı o fotoğrafa).Devletin bazı kiliseleri açtığını duydum ama.
 Hoş ülkenin din'den çok daha önemli sorunları var ve vatandaşlarıda kabul ediyor bunu.

 26)Kübaya gelecekler için hangi destinasyonları önerirsiniz? Turları önerirmisiniz mesela?
H.:Öncelikle yerli bir arkadaş bulun.Turistik mekanlar dışında kimse ingilizce konuşmaz.Gerçek kübayı tecrübe etmek istiyorsanız Varadero'dan uzak durun.
Yerli bir arkadaş edinin.
M.:Otostop ve turları önermem.Santa clara,trinidad,cienfuegos,pinar del rio ve tabi ki havana'yı kaçırmayın.
Ben:Yerli arkadaş muhabbeti o kadar doğru ki,yamulursunuz.Pinar del rio'da puro fabrikaları mevcut,ondan dolayı önerdi M. büyük ihtimal ki zaten bizim geminin gelecek sene ki Küba rotasında mevcut kendisi(bu sefer gidemedik).
  Varadero hakikaten tabiri caizse bok gibi rezil turistik bir mekan.

27)Ülkedeki suç oranları nasıl? Kişisel olarak konuşursam Havanada kendimi çok güvende hissetmiştim.Genel olarak ülkede aynı mı durum?
 H.:Devlet hiçbir şekilde bir suç olduğundan vatandaşları bilgilendirmiyor,fısıltı gazetesiyle öğreniyoruz.Kübalılar için gayet güvenli olsa da,turistler için şehir merkezi dışında çok güvenli değil ama dünyanın her yerinde olduğu gibi dikkatli olmanız gerek.
 ABD ile karşılaştırıldığında melek gibidir Küba.Silah göremezsiniz.
M.:Gayet güvenli ama nereye gideceğinizi bilmeniz gerek.Unutmayın ki Küba fakir bir ülke.1000 euroluk kameranızı insanların 15 dolar maaş aldığı bölgelerde gösterirseniz,sonuçlarına katlanırsınız.
 Şehir merkezleri polisten dolayı her zaman daha güvenli.
Ben:Bu cevaplara inanılmaz şaşırdım.Hoş biz havana eski şehirde gezdik ve yan bakmayla bile karşılaşmadık.Bunun nedeni devrimi koruma komitesi ve sivil/uniformalı polis sayısından olabilir.
 Bazı yerlerde turistlerin soyulduğunu duyduk ama çok çok ender oluyor bu.


28)Yeme-içme konusundaki önerileriniz alayım? Küba mutfağı nasıldır?
H.:Domuz eti,pilav,siyah fasulye,mango,papaya,muz.Tropik meyvelerden yapılan meyve sularını ve mojitoları deneyin.Hepsi tazedir.
 Küba mutfağı çok basittir.
M.:Meyve sularını deneyin.
Ben:Küba mutfağı değişik hakikaten.Special perioddan dolayı adamlar pilavın yanına muz koyabiliyor mesela.
Ambargodan dolayı ülkeye bazı mallar bir seferlik giriyor ve daha sonra yıllarca esamesi okunmayabiliyor(mesela patates,baharatlar vs.).Bu da ülkenin kendine ait bir mutfağı olmasını engellemiş ne yazık ki.
Yemek konusunda birşey beklemeyin kübadan,hatta aç kalacaksınız onu söyleyeyim.Sokak yemekleri orta kalitedir ve arada bir güzel şeyler çıkar ama onlarda pizza/sosisli/churros üçgeninde dönüyor genelde.


29)Başka bir klişe soru;tabi ki puro ve romlar! Hangi puro ve romlar en iyisidir,nerelerden gerçeklerini buluruz ve sokakta gördüğümüz 1 peso tutan puroları tavsiye edermisiniz?
 H.:1 peso tutan purolar turistler için değildir.O puroları fabrikada adam gibi puro yaptıktan sonraki artıklardan yapıyorlar,tavsiye etmem.En iyi puro sorusu ise zor bir soru.Benim favorim Cohiba Robusto.Explendidosta iyidir(cohibanın).Romlar için konuşursam Havana club en iyisidir ve en sağlam şişeleri binlerce dolar tutar.Hollywood adı verilen güzel sigaramızda mevcut.
 Puro için konuşursam o yıl ki Hasatın kalitesine göre değişiyor.Bazı şirketler diğerlerine fark atabiliyor eğer hasat güzelse.
 M.:Ben puro ve alkol kullanmıyorum.
Ben:Puroda çok ciddi numaralar dönmekte ve ortalıkta fake purolardan çok var.Ama bu puroları genelde hanutçular satıyor ve gerçek puroları satan mekanlar zaten 5 km öteden belli oluyor.*Abi fabrikadan çaldım* diyen adama inanmayacaksınız yani.
 Purolar ucuz çok ama sınır var.Sınırı geçince belge isteniyor ki 20 puro muydu neydi sınır.
Ayrica puroları check-in bagajına koymayacaksınız,o bagaj açılıp içindekiler kontrol ediliyor(yani çalınıyor).Değerli birşey koyulmaması gerek check-in bagajına.

 30)Gece hayatı nasıl?
 H.:Sıkıc ve kısıtlı.Barlar hariç çoğu yer kapalı geceleri.
 M.:Sadece barlar mevcut ve içmeye dayalı bir eğlence var.Barlar ise genelde turistlere yönelik.Lakin her sene mükemmel festivaller düzenlenir(genelde havanada),giriş 1 pesodur ve her sene farklı temalı olur.
 Ben:Bu cevaba şaşırdım.Turistler için gece hayatı güzel olsa da(aman amanda değil şimdi) yerliler için özel kulüpler vs. olduğunu duymuştum,demek ki doğru değilmiş.
 Ha belki vardır bana söylememişlerdir,bilemem.

 31)Politikaya geri dönelim.Bildiğiniz üzere ABD Küba politikasını değiştirme kararı aldı.Elçiliklerini tekrar açmak ve özel işletmelerin ülkeye girmesini istiyorlar.Bu konuda sizin görüşünüz nedir? Fidel,Raul ve danışmanları buna izin verecek mi?
 H.:Bu karışık bir konu.Kübalıların bu değişimlere alışması için yılların geçmesi gerek.Benim için güzel ama aynı zamanda nasıl olacağını bilmiyorum bu değişimlerin.
 M.:Açıkçası ülkenin değişime ihtiyacı var.Değişimden kastım özel sektörün ülkeye girmesi.Daha fazla iş imkanına ihtiyacımız var.Kübada doğal kaynaklar var ama bu kaynakları çıkaracak ne paramız var,ne de imkanımız.Genel olarak konuşursam yatırım lazım Kübaya.
 Örnek vermem gerekirse,Babamın çalıştığı yer kapanmak zorunda kaldı çünkü araştırma botları için yakıtları yoktu.
 Umarım hreşey iyiye doğru gider ama bunun için geleneklerimizden ve değerlerimizden ödün vermememiz gerek.
 Ben:H.'ninde M.'ninde dedikleri sonuna kadar doğru.Kübanin ciddi şekilde dövize ve paraya ihtiyacı var.Ülkede özel sektör mevcut(nestle var,adidas var,puma var vs.) ama o özel sektör devletin ciddi şekilde denetiminde olduğu için,özel sektör demeye bin şahit ister.
 Özellikle inşaat sektörü öyle para yapar ki,yamulursunuz.Tayyip gelsin avm yapsın.

 32)Kübayı ziyaret edecekler için son sözleriniz,önerileriniz nelerdir?
H.:Benim gerçekten önereceğim en önemli şey eğer hızlıca arkadaş edinmek istiyorsanız politikaya hiçbir şekilde girmeyin.Arkadaş edindiğiniz zaman politika hakkında konuşabilirsiniz.
 Kendi ülkeniz hakkında konuşun.Kübalıların çoğu ülkeden dışarı çıkmadığı için onlara çok ilginç gelecektir ama gerçek arkadaş edinene kadar hiçbir soru sormayın politika hakkında.Kebap hakkında konuşun,türk kahvesi yapıp fal bakın,sabaha kadar dinlerler.
 Biz bu röportajı havanada başka bir kübalı burdayken yapsaydık o kübalı çok rahatsız olacaktı ve kendisi içinde çok tehlikeli bir röportaj olacaktı.Bizim içinde.Ben dürüstlükten vazgeçmesem bile(hapishaneye girsem bile) işimi kaybedebilirdim mesela.
 Ayrıca bu röportajda söylediklerimiz Kübalıların genelinin düşüncelerini yansıtır.Şu an gözlüklerini çıkarıp bizimle mükemmel küba ispanyolcası konuşup,gizli polis olduğunu söylersen zerre şaşırmam ki bizim istihbarat teşkilatımız mükemmel çalışır.
 M.:Açıkçası bu röportaj yüzünden işimizden olabiliriz ve başımız belaya girebilir.Ama arkadaş olduğumuzdan dolayı problem değil bu durum.

Açık konuşmam gerekirse bu gizli polis olayına ben çok inanmadım ama sorup soruşturdum,hakikaten böyle bir muhabbet var.Bu röportajı verenler en basit ihtimalle işinden olur,en kötü ihtimalle hapsi boylayabilirler ve bu polislerin gemide olmadığını da kimse bilemez.
 Sonuçta tek bir gemi yapıyor Küba Cruiselarını.

Gayet memnun kaldığım,3 gün boyunca sabah 4lere kadar muhabbet ettiğimiz bir röportaj oldu bu.Hani *dünya görüşün değişir* dediğim olay bu.
 Gerçek Kübayı bunlar söyler,Havanada çevresinde devrimi koruma komitesi olan eleman söylemez,söyleyemez,bir tarafları yemez çünkü.
 İnanmayın yani ülke içinde *ay biz çok mutluyuz,ülkemizi çok seviyoruz* muhabbetlerine.Madalyonun iki yüzünü de cayır cayır gösterdim size.

 Böylelikle bu kontratı bitiriyorum.Kübadan sonra yunan adalarına gittik ama tek günde ada gezilmez,hiç kasmadım,gyros'a gömüldüm,souvlakiye atladım,güzel oldu.


8 Haziran 2015 Pazartesi

Cienfuegos-Küba

 Kübada yazacağım son limana geldik.

Aslında holguin ve punta franceste vardı.Lakin holguinde liman çok kötü bir yerde olduğundan,punta franceste ise kumsaldan başka birşey olmadığından yazmadım.Dışarı da çıkmadım zaten.

 Cienfuegos adanın güneyindeki en büyük şehir lakin şehri fransızlar kurup(ne yazık ki) büyüttüğü için diğer Küba şehirlerinden baya farklı bir ambiyansa sahip.Hani tatil beldesi gibi bir havası var diyebilirim.

 Ben sadece şehir merkezini gezdim,zaten aman aman birşey yok.Lakin sokak arasındaki internet cafe'yi görüp dumur olmuşluğum var.

 Limanda sorgusuz sualsiz moneda nacional alabileceğiniz tek yer burası.

Şehir merkezinde Jose marti parkı,çevresindeki mekanlar,tiyatro ve katedral mevcut görülecek,o kadar.
 Şehir dışında botanik parkı,bir adet ufak kale de görülecek yerler arasında lakin biz o kadar gitmedik tembellikten(bir de son ay para kalmamıştı valla).

 Ayrica ülkede legal olarak alabileceğiniz en ucuz puro ve romlar burada.

Hoşgelmişiz:


 Jamaikadan sonra buraya uğradığımız için pasaport kontrolümsü bir muhabbet vardı ama adamlar direk elle yazıyor yahu kim gelmiş kim gitmiş.
 Gemideki kübalıların jamaikadan aldığı bilimum beyaz eşyayı ailelerine yollama mekanı da burasıydı.Görmeye değer bir manzara çünkü adamlar hala sovyetlerden kalan beyaz eşyaları satıyor.
 Koltuk bile götüren gördüm yahu.

 Cienfuegos'un merkezi UNESCO koruması altında.Lakin eski bir şehir değil.18.yüzyıl başlarından bahsediyoruz.

 Şehirde bütün yollar Jose Marti parkına çıkmakta.

 Şehrin kuruluş metni:






 Jose marti:

  Tomas terry tiyatrosu:

 Bu tomas terry denilen eleman çok ilginç.
Caracasta ispanyol bir ailenin çocuğu olan bu eleman Kübada köle ticareti serbestken hasta köleleri alıp,iyileştirip,satarak zengin olan değişik bir herif.1800lerin sonunda Pariste öldüğü zaman serveti 25 milyon dolar civariymış(o zamanın parasıyla tabi).
  Köleci bir arkadaş yani.

 Parkın hemen yakınlarında ufak bir market mevcut.Binanın 2.katında ise konservatuar eğitimi aliyor çocuklar.






 Ciddi anlamda değişik ve Havanaya nazaran ucuz hediyelikler bulmak mümkün.

 Şehirden genel olarak:



 Mango satıcısı:




 Adam iddiali abi:














 Sokaklarda da böyle pazar tarzı yerler mevcut Cienfuegosta:



















 Ülkenin milli ulaşım aracı.
Bak orda yaziyor *transporta nacional* diye.Seviyoruz sizi.
 Hatta bazıları radyo takıp salsa falan takılıyor.




 Cienfuegos bu kadar.
Havana veya santiago kadar sokak satıcısı yok burada.Zaten çokta yemek yemedik açıkçası dışarıda.

 Küba hakkındaki son yazım en güzeli ve en sürprizlisi olacak.