Geldik Honolulu'ya.
Türkiyede honolulu hakkında yapılan abuk subuk şakaları geçicem -hayır honolulululu değilim arkadaşım-,direk olaya giricem.
Hawaii eyaletinin en büyük şehri burası,beklenmeyecek şekilde şehri ciddi anlamda gökdelenler kaplamış.ABD'nin en büyük 4. gökdelenli şehri (gökdelenli ne demekse).Ama bu gerçek honolulu'nun favori şehirlerim arasına girmesini engellemiyor tabi.
Hilo'dan sonra vardık buraya.Tabi murphy kanunları yine kendisini gösterdi ve öglen 12'ye kadar gemiden çıkamadık.Süper şirketimiz mal göndermeye karar vermişti.Müdür yardımcısının elinde gelecek malların listesi vardı -3 sayfa oldugu için tabi çok gelicek zannettik-.Bide bunun üstünde hawaii'lilerin tipik tembelligi eklenince,mallar öglene kadar gelmedi,bizde sinirlendik zaten.
12 gibi 3 tane kutu geldigini görünce,daha bi sinirlendik.Gel gör ki bu işte hallolmuştu.
Kendimi nasi dışarı attıgımı hatırlamiyorum ama.
Honolulu Hawaii eyaletinin Oahu adasında yer almakta.Nüfus 350.000 tarzı.Yazın tabi yükseliyo bu.Şehirle ilgili en ilginç şey buraya japonların akın etmesi.Öyle ki eyalet olarak hawaii'de japon ABC marketleri,walmarttan daha çok iş yapiyor.Bütün işverenler japonca konuşan eleman arıyo vs.
Hawaii'nin yerel insanlarına polinezyalı diyebiliriz.Polinezyalı ne demektir?
Pasifik okyanusundaki ufak tefek adalarda yaşayan insanlara polinezyalı denir.Kültürleri birbirine çok benzer ama o kadar yolu aşıp nasıl pasifik okyanusundaki adalara yerleştiklerini kimse açıklayamiyor.
Tarih konusuna gelirsek.Tabi ki şehrin adının yerel dilde bir anlamı var,*korunaklı bölge* tarzı bir anlama geliyor.Ayrica burada ABD içinde yer alan tek kraliyet sarayı bulunmakta.
Adayi ünlü ingiliz gezgin James Cook keşfediyor 1700lerin sonunda.Tabi ingilizler boş durmayıp adayı ele geçiriyorlar.Kısa süren ingiltere egemenligi Hawaii eyaletinin bayragında görülebilir aslında *sol üst köşede avustralyadaki gibi büyük britanya bayrağı var*.Daha sonra krallar bilmemne derken,amerikalılar 1800lerin sonuna adaya *demokrasi* getiriyolar.1950lerde de resmi olarak eyalet oluyo.Tabi tarihi baya kısa anlattım ama ilgilenenler için ilginç detaylar mevcut.Porto rikoluların buraya akın etmesi,japonların gelmesi vs.
Şehirden genel görüntülerle devam ediyorum:
Şehrin tam göbeginde Waikiki Beach denilen bir kumsal var.Deniz aslında yüzmeye çok elverişli değil,insanlar genelde sörf yapiyor.Zaten eski zamanlarda hawaii kraliyet aileside buraya gelip sörf yaparmış (evet var böyle bi olay).Ama bu bizi durdurmadı tabi.
Ayni sahilin girişinde Duke Kahanamoku önünde poz vermeyide unutmadım:
Şehir merkezinde ayrica Kral Kamehameha'ninda heykeli var,oraya gitmedik.
Waikiki Beach'e gidene kadar şehir merkezinden geçiyorsunuz.Sağlı sollu victoria secret,bvlgari,Louis Vitton mağazaları mevcut cebini boşaltmak isteyenler için.
Sahilde biraz takıldıktan sonra kaybolduk ve hayvanat bahçesini bulduk (nasi bişeyse bu).Pişman olmadık çünkü gemi mürettebatına beleşti.
Hayvanat bahçesinden önce kraliyet ailesini anmak için anıt tarzı birşey yapmışlar,orayada gidiverdik:
Giriş şöyle:
Ufak bir yer gibi gözüküyo ama kafadan 4 saat harcadık biz burda.Bazı hayvanları hayatımda hiç görmemiştim.
Fotograflar kendini anlatsın:
Komodo ejderi oluyor şu arkadaş:
Dünyanın en tatlı hayvanı olmaya aday bu:(tilki cinsi)
Bide bu tabi:
Dünyanın en büyük ve en uzun yaşayan kaplumbağlarından birisini görmeden gidemezdik:
Fotografta küçük durduguna bakmayın,kaldıramayacağınız kadar büyük ve agır bunlar.
Hayvanat bahçesinden sonra boş boş gezerken şu arkadaşlar çıktı karşımıza:
Bide gandhi heykeli tabi:
Gün batımı:
Hava karardıgında sokak eglenceleride başlamıştı tabi,Waikiki beachten başlayalım:
Ana cadde:
Türkiyede honolulu hakkında yapılan abuk subuk şakaları geçicem -hayır honolulululu değilim arkadaşım-,direk olaya giricem.
Hawaii eyaletinin en büyük şehri burası,beklenmeyecek şekilde şehri ciddi anlamda gökdelenler kaplamış.ABD'nin en büyük 4. gökdelenli şehri (gökdelenli ne demekse).Ama bu gerçek honolulu'nun favori şehirlerim arasına girmesini engellemiyor tabi.
Hilo'dan sonra vardık buraya.Tabi murphy kanunları yine kendisini gösterdi ve öglen 12'ye kadar gemiden çıkamadık.Süper şirketimiz mal göndermeye karar vermişti.Müdür yardımcısının elinde gelecek malların listesi vardı -3 sayfa oldugu için tabi çok gelicek zannettik-.Bide bunun üstünde hawaii'lilerin tipik tembelligi eklenince,mallar öglene kadar gelmedi,bizde sinirlendik zaten.
12 gibi 3 tane kutu geldigini görünce,daha bi sinirlendik.Gel gör ki bu işte hallolmuştu.
Kendimi nasi dışarı attıgımı hatırlamiyorum ama.
Honolulu Hawaii eyaletinin Oahu adasında yer almakta.Nüfus 350.000 tarzı.Yazın tabi yükseliyo bu.Şehirle ilgili en ilginç şey buraya japonların akın etmesi.Öyle ki eyalet olarak hawaii'de japon ABC marketleri,walmarttan daha çok iş yapiyor.Bütün işverenler japonca konuşan eleman arıyo vs.
Hawaii'nin yerel insanlarına polinezyalı diyebiliriz.Polinezyalı ne demektir?
Pasifik okyanusundaki ufak tefek adalarda yaşayan insanlara polinezyalı denir.Kültürleri birbirine çok benzer ama o kadar yolu aşıp nasıl pasifik okyanusundaki adalara yerleştiklerini kimse açıklayamiyor.
Tarih konusuna gelirsek.Tabi ki şehrin adının yerel dilde bir anlamı var,*korunaklı bölge* tarzı bir anlama geliyor.Ayrica burada ABD içinde yer alan tek kraliyet sarayı bulunmakta.
Adayi ünlü ingiliz gezgin James Cook keşfediyor 1700lerin sonunda.Tabi ingilizler boş durmayıp adayı ele geçiriyorlar.Kısa süren ingiltere egemenligi Hawaii eyaletinin bayragında görülebilir aslında *sol üst köşede avustralyadaki gibi büyük britanya bayrağı var*.Daha sonra krallar bilmemne derken,amerikalılar 1800lerin sonuna adaya *demokrasi* getiriyolar.1950lerde de resmi olarak eyalet oluyo.Tabi tarihi baya kısa anlattım ama ilgilenenler için ilginç detaylar mevcut.Porto rikoluların buraya akın etmesi,japonların gelmesi vs.
Şehirden genel görüntülerle devam ediyorum:
Ayni sahilin girişinde Duke Kahanamoku önünde poz vermeyide unutmadım:
Şehir merkezinde ayrica Kral Kamehameha'ninda heykeli var,oraya gitmedik.
Waikiki Beach'e gidene kadar şehir merkezinden geçiyorsunuz.Sağlı sollu victoria secret,bvlgari,Louis Vitton mağazaları mevcut cebini boşaltmak isteyenler için.
Sahilde biraz takıldıktan sonra kaybolduk ve hayvanat bahçesini bulduk (nasi bişeyse bu).Pişman olmadık çünkü gemi mürettebatına beleşti.
Hayvanat bahçesinden önce kraliyet ailesini anmak için anıt tarzı birşey yapmışlar,orayada gidiverdik:
Giriş şöyle:
Ufak bir yer gibi gözüküyo ama kafadan 4 saat harcadık biz burda.Bazı hayvanları hayatımda hiç görmemiştim.
Fotograflar kendini anlatsın:
Dünyanın en tatlı hayvanı olmaya aday bu:(tilki cinsi)
Bide bu tabi:
Dünyanın en büyük ve en uzun yaşayan kaplumbağlarından birisini görmeden gidemezdik:
Fotografta küçük durduguna bakmayın,kaldıramayacağınız kadar büyük ve agır bunlar.
Hayvanat bahçesinden sonra boş boş gezerken şu arkadaşlar çıktı karşımıza:
Bide gandhi heykeli tabi:
Hava karardıgında sokak eglenceleride başlamıştı tabi,Waikiki beachten başlayalım:
Cansız manken yanında fotograf çektirme alışkanlıgı başladı diyebilirim aslında,garip bi durum.Ama bu arkadaşı sevdim:
Honolulunun en ünlü mekanlarından bir aşagıda gördüğünüz cheesecake factory.Tıklım tıkış oldugu için adımımızı atamadık tabi içeriye.
Ama rastgele bir italyan restoranına gitmeyi unutmadık:
Sonraki durak honolulunun kapalıçarşısı olan International Market Place idi.
Eski kraliçelerden:
Şimdi International market place denilen mekanın çok değişik bir konsepti var.Benzerini san diegoda görmüştüm ama burası tamamen doğayla iç içe.
Fotograflar kendisini anlatsın:
Burada unutulmaması gereken şey,satıcıların alayının hong konglu vs. olması ve ciddi pazarlık yapılması gerektigi.Grubumdaki avrupalılar gibi çatırt diye herşeye evet derseniz,kazıklanırsınız.Fotograflarda hava biraz açık evet,zaman karmaşası olmuş.
En sevdigim mekan stupid factory adı verilen abuk subuk tshirtler satan yerdi:
Tshirtlerin benzerini pazarda da bulduk tabi,şöyle göstereyim:
Irish yoga yazan süper ama.
Geceyi hard rock cafede bitirdik:
İçki ısmarlarken garsonun kimlik sorması ve hepimizin pasaportlarınında gemide olması ayri bi atraksiyon yarattı.0 ingilizceli kafam büyüklüğündeki türk kimligi ilk defa burada işe yaradı.
Hard Rock Cafeden dönerken koca memeli heykeli görünce tabi atraksiyona girmekten geri kalmadım:
Zannedersem Hawaii'nin bereket tanrısıydı.
Şehir merkezi bile tam bir günümüzü aldı.Bunun dışında Pearl Harbor üssü burada,ayrica volkanik bir ada oldugundan dolayı *Diamond head* adı verilen kraterde burada.Aslında sadece Oahu rahat rahat 1 hafta harcayacağınız bir yer.
Gemiye son giriş saatinden 5 dakika önce ulaşıp,son hawaii limanına doğru yollanmıştık.
T-Shirt leri çok beğendim ya :) Irish Yoga ve He is gay li olanlar en güzelleri özellikle :))
YanıtlaSil