21 Ekim 2012 Pazar

Gemiye biniş ve ilk cruise

 Mayısın 16sinda,sabah otelden taksiye atlayip gemiye dogru yollanıverdim.Baya heyecanlıydım gerçi.

 San francisco liman bölgesi aslında büyük baya,rahat 6-7 tane gemiyi alacak kapasiteye sahip ve her gemi için farklı terminaller var.

 Terminalin mürettebat için ayrılmış bölümünden geçip güvenlik görevlisine belgeleri gösterdikten sonra,yönetici mürettebatla tanıştım(saçma bi çeviri aslında,crew admin diye geçer bu arkadaş,mürettebatın herşeyiyle ilgileniyo).
 Gemiye girerken tekrar güvenlik kontrolünden geçtikten sonra yemekhanede beni karşılayacak müdür yardimcısını beklemeye başladım.

 Bi 15 dakka sonra geldi kendisi,uykudan uyandırmışım,beni bu kadar erken beklemiyomuş.Yemekhaneyi,fitness center'i vs. gezdirdikten sonra kamaramı gösterdi,işim bitmişti kendisiyle.Arkadaş hollanda asıllı güney afrikalıydı ve sonuç olarak aksanından zerre bişey anlamamıştım.Sonradan nasi bi mal oldugunu anlayacaktım ama,o da başka bi yazının konusu.

 Aslında olay şuymuş.Gemi san francisco'da bir gece kaliyormuş,ben ilk gün gelmişim,adamda uyuyomuş.Sonraki gün akşama kadar hiç çalişmicaktım gemi limanda oldugundan dolayı.

 Bi süre sonra oda arkadaşım ve kız arkadaşıyla tanıştım,onlarda bana telefon kartının nasıl alınacagını(bu hayatı bişeydir),internet cafeyi vs. gösterdi.Kendisi perulu,kız arkadaşıda çinliydi(gerçi şangayi çinden saymıyolar).

 Gemiye ilk bindigimde ilk dikkatimi çeken şey,yürürken herkesin selam vermesi oldu.Bünye alışkın değildi tabi ama 5 dakka sonra karşılık vermeye başlamıştım selamlara.Bu olay şirket politikası aslında,müşterilere yapılması zorunlu ama bi süre sonra alışıyorsun herkese ayni şeyi yapiyorsun zaten.Benzer bi olay irlanda ve ABDnin bazı yerlerinde de var.

 İşin kötü tarafı,gemiye ilk binişte i-94 formunu ve pasaportu teslim ediyorsun.Gemi kimligi genelde 2-3 gün sonra çıkıyor ve sonraki ilk amerikan limanında da göçmenlik bürosu yetkilileri gelip i-94ü alip i-95i veriyorlar.Bu ve gemici kimligiyle bütün amerikan limanlarında inip gezebiliyosunuz.
 Bu form şöyle bişey:
 Gemici kimligide şöyle bişey:
  A-Pass olarak geçer bu,pasaport yerine geçen bir kimliktir aslında gemide oldugun sürece.Kimsede güzel çıkmaz zaten fotograf çekilirken.
 Ayrica gemideki bütün alışverişleri falan bununla yaparsınız.

  Century'nin çok fotografını çekmedim açıkçası,kontratımın sonuna kadar içki dükkanındaydım,onun fotograflarını çektim ama.






  Tabi ki özel içkilerde vardı,Louis XIII gibi:
  Her sene fiyati yükseldiginden,şimdi 2000 dolar oldu.

 Blue labelda unutulmadi tabi:
  King George olmazsa olmazdı

  Mağaza geminin 5inci katında yer aliyor.4üncü katta mücevherat ve saat mağazası,3üncü kattada gayet kaliteli mücevheratların satıldıgı başka bir magaza var.Bu 3. kattaki mağaza konsepti sadece celebrity ve holland america gemilerinde var ama.
 Magazaların hepsi geminin tam ortasında ve hemen yanımızda Martini bar vardı,tabi bol bol yararlandık kendisinden mesai saatleri bitince.2.5 dolara martini+çerez veriyolardı.
 Mağazalarda çalişanlar şu şekildeydi:
3 britanyalı (biri gallerden),bunlardan bi tanesi ingiliz bi hatundu ve orospu çocuklugunun kitabini yazmıştı kendisi.
2 Hollanda asıllı güney afrikalı(bunlar müdür ve müdür yardımcısı)
1 makedon
1 meksikalı
2 sloven
1 perulu
1 şilili
1 çinli
1 jamaikalı
1 de ben işte.
 Tabi bu takım sürekli değişti,insanların kontratları bitiyor yerine yenileri geliyordu.

 Limanlardan bahsedersek;
Aslında ilk cruise çok dışarı çıkamadım.Sezon değiştiginden dolayı en büyük magaza olan logo shop'u değiştirmek durumunda kaldık.Tabi hayatımda katlamadıgım kadar tshirtte katlamış oldum.
 San franciscodan sonraki durak Oregon eyaletinin başkenti astoria idi.I-95 olmadıgından dolayı çıkamadım burada dışarıya.
 Sonraki durak ufak bir kanada kasabası olan nanaimo idi.Burdada sadece mcdonaldsa gidip internete baglanmam gerekiyordu çünkü neredeyse 1 haftadir dışarı çıkmamıştım.

 Bundan sonraki liman Kanada'nin british columbia eyaletinin başkenti Victoria idi.Kendisini çok sevdim ama fotograf makinam olmadigi için çok fotograf çekemedim.Cep telefonuylada bi yere kadar tabi.Kanada için I-95 formu gerekmiyor,kimlikle çıkabiliyosunuz.
  Victoria'da daha önce hiçbiyerde görmedigim bişeye rastladım.

 adamın biri kaldırıma resim yapiyodu.
Şehir tamamen ingiliz tarzı,büyük bahçeler,saraylar vs.Ama gel gör ki fotografını çekemedik.

 Victoria'dan sonra 1 haftalık alaska cruiselarini yapacağimiz Vancouver'a varmıştık bile.


5 yorum:

  1. Ya şu orospu çocukluğunun kitabını yazan kadını ve güney afrikalı müdürden bahsetsene biraz.

    YanıtlaSil
  2. garson barmen tayfası gemi limandayken dışarı çıkamıyor mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. genelde rotasyon yapılır(müdüre göre değişir).
      çıkanlar 4-5 saatten fazla çıkamiyor benim gördüğüm

      Sil
  3. merhabalar.bir sorum olucak. Alaskaya cruise yapmayı planlıyoruz.şuan amerikan vizemiz var.gemi Kanada'ya da 1 günlük uğrayacağı için kanada vizesi de almamız gerekli midir?yoksa cruise dahilinde bunu aramıyorlar mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam,
      Kanada için de vize gerekir.
      Gerekli evrakları verirseniz sorun çıkacağını zannetmiyorum.Sonuçta elinizde konfirme olmuş bir cruise mevcut.

      Sil